Popüler Yayınlar

Bu Blogda Ara

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Vatandaşların Yılbaşı tercihi komşu ülkeler

30 Aralık 2011 Cuma |

Başkentte ve ülke genelinde çalışan seyahat acentalarından alınan bilgiye göre bu yıl da yüzlerce vatandaş, Yılbaşında yurt dışında olacak, ancak önceki yıllardan farklı olarak bu sene yılbaşı gezilerine duyulan ilgi çok daha küçüktür. Vatandaşlar yıl başında özellikle Türkiye ve kuzey Yunanistan gibi komşu ülkeler olmak üzere daha ucuz ve yakın ülkelerde olmayı tercih ediyorlar. Paris ve Roma gibi Avrupa başkentlerine daha zayıf ilgi duyulurken 2012 yılını Dubai, Malta ve Antalya’da karşılayacak olanların sayısı en küçüktür. Seyahat acentaları, bu durumu ekonomideki durgunluğa ve gelir düşüşüne bağlıyor .Bunun dışında gittikçe çok yolcu, rezervasyon ve turistik paket alımlarını acenta yolu ile değil İnternet üzerinden yapıyorlar .

Bulgaristan Ulusal Radyosu
Aralık 30, 2011 | 0 yorum |

Ahmet Doğan, Facebook’ta profil yaptırdı

Hak ve Özgürlükler Hareketi Lideri Ahmet Doğan’ın Facebook’ta profili olduğu bildirildi. Doğan’a yakın kaynaklardan edinilen bilgiye gore, HÖH lideri anlaşılır nedenlerle profilini farklı isimle kaydetti.
Doğan’ın, Facebook’a fazla zaman ayıramadığı kaydedilirken, çeşitli grupları takip ettiği bildirildi.

AJANS BG
Aralık 30, 2011 | 6 yorum |

Bal-Göç’te Özkan farkı mı?

Her yıl şehitlerimizi anarız. Bu anma törenlerine Türkiye’deki en büyük göçmen derneklerinden biri olan Bal-Göç başkanları da katılıp kürsüden konuşmalar yaparlar. Başkanlığı Yüksel Özkan’a bırakan Emin Balkan da bu anma törenlerinde duygulu sözler söyledi. Söylediği her söze katılmamak mümkün değil. Ancak Balkan bir defa bile Hak ve Özürlükler yöneticilerine yüzlerce dernek üyesinin dile getirdiği eleştirileri iletemedi.
Mestanlı’daki şehitlerimizi anma töreninde Bal-Göç’ün yeni Başkanı Yüksel Özkan, "Hak ve Özgürlükler Hareketini sizler kurdunuz, sizler yaşattınız, sizler sahip çıkacaksınız. Değişim olması gerekiyorsa, yapılmalıdır. Fakat bu değişimi de sizler birlik ve beraberlik içinde yapmalısınız", dedi.
Çok büyük sözler mi dedi? Hayır, demedi ama başlangıcı yapabildi.
Hataları gore gore susanlar, hataları yapanlar kadar suçludur!
Birbirimizi övelim, nevar ki, yeri geldiğinde hatalarımızı da söylemeyi bilelim. İnanın bu bizi daha güçlü yapar.

SALİH YILDIRIM
Aralık 30, 2011 | 7 yorum |

Kasim Dal ve Ahmet Doğan taraftarları arasında ‘Türkiye ziyareti’ polemiği

Ahmet Doğan’ın son Edirne ziyaretiyle birlikte Kasim Dal ve Doğan taraftarları arasında ‘Türkiye ziyareti’ tartışması başladı. Tartışmanın ana hattını hangisinin Türkiye ziyareti sırasında layıkınca karşılandığı ve karşılayanların bürokrasi basamağındaki mevkii oluşturuyor.
Kasim Dal’ı destekleyenler, Ahmet Doğan’ın Türkiye’ye gitmekten hoşlanmadığını belirtirken, Türk yetkililerin de kendisini davet etmediklerini savunuyor. Ancak Doğan’ı destekleyenler, tam tersini ileri sürerek, liderlerinin her yaz tatilini Türkiye’de geçirdiğini ve tatil sırasında ilgili yetkililerle istişarelerde de bulunduğunu savunuyor.

TARTIŞMA BASINA DA YANSIDI

Dal ve Doğan taraftarları arasındaki ‘Türkiye ziyareti’ polemiğine Bulgar medyası da katıldı. Birçok haber sitesi, Doğan’ın Edirne’de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile protokol icabı görüştüğünü kaydederken, Dal’ın ise aynı gün Davutoğlu ile oğlen yemeği yediğini belirtiyor.

AJANS BG
Aralık 30, 2011 | 6 yorum |

Davutoğlu: Vizelerin kalkmasının önünde duranlar tarihin normalleşmesini engellemeye kalkanlardır

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "4. Büyükelçiler Konferansı" çerçevesinde Trakya Üniversitesinde ''Balkan Savaşı'ndan Balkan Barışı'na: 100. Yılında Türk Dış Politikası'' konulu konferansa katılarak konuşma yaptı.Davutoğlu, Atatürk'ün Balkan Paktı ile ilgili sözlerini hatırlatarak, bu bölgede vizelerin kalkmasını ve sadece acıların değil güzel anıların da paylaşılması için çalıştıklarını söyleyerek, şunları kaydetti:
"Bulgar ve Yunan dostlara, Avrupa'ya vizeler kalksın diye bunun için diyoruz. Vizelerin kalkmasının önünde duranlar tarihin normalleşmesini engellemeye kalkanlardır. Biz çekinmiyoruz vizeleri kaldırıyoruz, çünkü gelene burada yer var diye düşünüyoruz. Vizeler yoluyla kendi hudutlarını kapattıklarını sananlar, aslında vize yoluyla kendi zihinlerini, gönüllerini kapatıyorlar. Biz bunu kaldırana kadar yani bir gün Edirneli bir kardeşim engelle karşılaşmadan Saraybosna'ya gidene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu duvar yaşamaz, bu duvar birgün çökecek.
Artık Avrupa'nın önünde birkaç milyon dolar için bekleyen Türkiye yok, kendi ekonomisi, dinamizmi ile başka ülkelere deva olabilen bir Türkiye var. Biz onlara bir yük değil, bir nimetiz. Bir hasta adam değil, devayız, doktoruz. Bunu gördüklerinde Avrupa'nın geleceği daha iyi olacak."
Aralık 30, 2011 | 0 yorum |

BULGAR VATANDAŞLIĞINA GEÇENLERİN SAYISI ARTTI

2011 yılında, 2010 yılına kıyasla Bulgar vatandaşlığı alanların
sayısında bin 200 kişi artış kaydedildiği bildirildi. 2011 yılı Aralık
ayı itibarıyla 16 bin kişi Bulgar pasaportu aldı. Öte yandan
İtalya'nın Bulgar ve Romen vatandaşlarına iş piyasasını tamamen açtığı
belirtildi.
Aralık 30, 2011 | 0 yorum |

'RESMİ' VE 'ÖZEL' ZİYARET FARKI

Çok sayıda okuyucumuz Ahmet Doğan'ın sık sık Türkiye'ye gittiğini ve
'16 yıl aradan sonra Türkiye'de' başlığını düzeltmemizi istiyor. Adını
vermeyen bir okuyucumuz ise Doğan'ın 2008 yılında Çanakkale'de
tatıldeyken çekilen bir fotoğrafını gönderdi.
Hatırlatmak isteriz ki, 'resmi' ziyaret ile 'tatil ziyareti' arasında
çok ama çok büyük fark var. Ajans BG siyasetçilerin özel
ziyaretleriyle değil, resmi ziyaretleriyle ilgileniyor. Yoksa Türkiye
demokratik bir ülke ve isteyen tatile de gidebilir, halasının oğlunun
düğününe de.
AJANS BG
Aralık 30, 2011 | 1 yorum |

AHMET DOĞAN, EDİRNE'DE

29 Aralık 2011 Perşembe |

Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi lideri Ahmet Doğan, Edirne'de
devam eden 4. Türk Büyükelçiler Konferansına katılıyor.
Konferansa Balkan ülkelerinden çok sayıda bakan ve milletvekili davet
edildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal, Davutoğlu'nun dün ve
bugün Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan dışişleri bakanlarını
arayarak, büyükelçilere hitap etmek üzere konferansın Edirne'de
düzenlenecek bölümüne davet ettiğini söyledi. Ünal, Romanya Dışişleri
Bakanı Teodor Baconschi'nin, Davutoğlu'nun davetini kabul ettiğini
belirtti.
Bulgaristan Dışişleri Bakanı Nikolay Mladenov'un başka bir programı
olduğu gerekçesiyle Edirne'ye gelemeyeceğini söylediğini bildiren
Ünal, Yunanistan Dışişleri Bakanı Stavros Dimas'ın da Edirne'ye
gelmeyi arzuladığını ancak önceden düzenlenmiş başka randevuları
nedeniyle katılamayacağını bildirdiğini açıkladı.
Aralık 29, 2011 | 13 yorum |

Mestanlı Şehitlerini andı

27 Aralık 2011 Salı |


MESTANLI BELEDİYE BAŞKANI AKİF AKİF
Aralık 27, 2011 | 0 yorum |

Şehidimiz Türkan'ı andık

26 Aralık 2011 Pazartesi |


Yüzlerce Bulgaristan Türkü, 26 Aralık 1984 yılında silah zoruyla Türkleri Bulgarlaştırma kampanyası sırasında öldürülen 17 aylık Türkan bebeği anma töreni için Kırcaali'nin Kirkovo İlçesi Mogilyane
Köyündeki 'Türkan Anıt Çeşmesi'ne toplandı.
Her yıl olduğu gibi yine ülke genelinden ve Türkiye'den çok sayıda misafir Çeşmeye akın etti. Kürsüden milletvekilleri ve çeşitli dernek temsilcileri anlamlı sözlerini tekrarladı ancak 3 kilometre uzaklıkta, köy mezarlığındaki Türkan bebeğin mezarını kimse hatırlamadı. 
Minik şehit Türkan'ın mezarını ise dikenler kaplamış...

AJANS BG
Aralık 26, 2011 | 5 yorum |

Mleçino'da şehitler anıldı

25 Aralık 2011 Pazar |


Ardino’nun Mleçino Köyünde binlerce Türk, 1984 yılında komünist rejimin başlattığı Bulgarlaştırma kampanyası sırasında ölenleri anma törenine katıldı.
Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi İl Başkanı Bahri Ömer törende yaptığı konuşmada törende bulunanlara kaç yıldır çocuklarına Türkçe kitap almadıklarını sordu ve cevabını kendi verdi. Ömer ‘çocuklarımız Türkçe kitap görmedi çünkü 18 yıldır kimse basımını yapmadı’, dedi.

Fotoğraflar: Güner Şükrü
Aralık 25, 2011 | 6 yorum |

Bulgaristan Türkleri şehitlerini anıyor

Bulgaristan Türkleri, 1984 yılında komünist rejimin ülkedeki Türklere karşı başlattığı asimilasyon kampanyası sırasında öldürülen şehitlerini anıyor.

ŞEHİTLER
Turkan Feyzullah-Kayaloba, Kircaali 1983-1984
Ayse Mollahasan-Kayaloba, Kircaali 1937-1984
Musa M.Yakup-Kitna, Kircaali 1945-1984
Mumun M.Ahmet-Raven, Kircaali 1968-1984
Yusuf A.Mehmet-Nanovitsa, Kircaali 1941-1984
Mustafa O.Osman-G.Dyulevo, Kircaali 1954-1985
Aliosman A.Huseyin-Austa, Kircaali 1950-1988
Abdulaziz R.Bekirov-Gruevo, Kircaali 1950-1984
Mustafa I.Aliev-Gruevo, Kircaali 1923-1984
Mustafa M.Ibrahimov-Svoboda, Kircaali 1940-1985
Ibrahim Cetin-Filaretovo, Sliven 1934-1985
Mustafa E.Ilyaz-Golyamo Gradishte, Targovishte 1930-1985
Ali S.Solak-Bisertsi,Razgrad 1933-1985
Adil M.Mehmet-Golyamo Tsirkovishte,Targovishte 1926-1985
Mustafa B.Mustafa-Sredna, Shumen 1944-1985
Huseyin H.Recep-Rakovski, Razgrad 1944-1985
Efrahim Salim-Garchinovo,Targovishte 1956-1986
Omer Hacioglu-Mujentsi, Kircaali 1939-1987
Mehmet S.Emberlerli-Golyam Porovets, Razgrad 1909-1987
Necip B.Ismail-Novi Pazar, Shumen 1954-1988
Sabri E.Yahya-Staro Selishte, Razgrad 1954-1989
Mumun I,Kocaali-Gorski Izvor, Kircaali 1945-1985
Suleyman I.Ahmet-Loznitsa, Razgrad 1956-1987
Saffet R.Recep-Tri Mogili, Kircaali 1953-1988
Emin Mehmedali Ali-Tranak,Burgas 1944-1988
Abdullah A.Cakir-Panichkovo, Kircaali 1947-1988
Necip O.Necip-Kus, Shumen 1945-1989
Hasan Salih Arnavut-Todor Ikonomovo, Shumen 1941-1989
Mehmet Salih Lom-Todor Ikonomovo, Shumen 1937-1989
Mehmet S.Sarac-Todor Ikonomovo, Shumen 1952-1989
Mehmet M.Kara-Dyankovo, Razgrad 1959-1989
Mehmet Emin-Dyankovo, Razgrad 1924-1989
Ahmet M.Burak-Ezerche, Razgrad 1952-1989
Sezgin S.Karaomer-Ezerche, Razgrad 1972-1989
Nefize H.Osman-Medovets,Varna 1965-1989
Sakir S.Sakir-Medovets,Varna 1955-1989
Salih I.Salih-Dobroplodni,Varna 1950-1989
Salimehmet R.Sefket-Lyaskovo, Kircaali 1952-1989
Aralık 25, 2011 | 2 yorum |

Eşref Kahraman: Belene davasını AİHM'ye taşıyacağız

24 Aralık 2011 Cumartesi |

1984 yılında Bulgaristan’daki Türklere karşı başlatılan silah zoruyla Bulgarlaştırma kampanyasına karşı gelenler Belene toplama kampında hapsedildi. Bu mahkümlardan biri de Balkanlarda Adalet, Haklar, Kültür ve Dayanışma Derneğinin Başkanı Eşref Kahraman.
Kahraman, Bulgar olmayı reddettiği için 4 yıl Belene hapishanesinde işkence gördü. 1989’da ülkeden kovuldu. Şu anda Türkiye’de yaşıyor ve Bulgaristan’da kömünist iktadarın kendisine karşı uyguladığı zülüm ve baskılar için dava açarak tazminat isteyen tek Türk.
Kahraman’ın Bulgaristan’da açtığı dava devam ediyor ancak sözkonusu davanın lehine sonuçlanacağına inanmıyor. ‘Bulgaristan işi çıkmaza sokmak istiyor’ diyen Belene mağduru Kahraman, Bulgaristan’daki iç kukuk yollarını tükettikten sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitmeyi planlıyor. Kahraman, Türk olduğı için gördüğü baskılar yüzünden Bulgaristan’daki çeşitli kurumlardan yaklaşık 200 bin leva istiyor. Ancak ‘paradan daha adalet ve bu davanın daha sonra açılacak benzer davalara örnek teşkil etmesini istiyorum’ diyor.


Aralık 24, 2011 | 1 yorum |

Otele 18 milyon Euro yatırdı, Bulgaristan'da kayağa gitti

Avrupa kayak merkezleri arasında yıldızı hızla parlayan Bulgaristan
Bansko bölgesinde 3 yıl önce aldığı otele 18 milyon Euro yatırım yapan
Regnum'un Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Öztürk, "Avrupa'nın popüler
kayak merkezlerinde bir ailenin 1 haftalık kayak tatili 20 bin,
Bansko'da ise 1000 Euro" dedi.


ÖZTÜRK Şirketler Grubu bünyesindeki inşaat ve gayrimenkul şirketi
Regnum, Bulgaristan'ın Bansko bölgesinde 3 yıl önce alıp ismini
'Regnum Hotel & Spa Bansko' olarak değiştirdiği otele toplam 18 milyon
Euro yatırım yaptı. Regnum, 2002-2008 yılları arasında 4 milyar Euro
yatırım yapılan ve bugün Fransa'nın Chamonix, İsviçre'deki St. Mortiz
ve Avusturya'daki Kitzbuhel gibi ünlü kayak merkezleri ile yarışır
düzeye gelen Bansko'daki yenilenen oteliyle Türkiye ve Avrupa'dan
gelen kayak tutkunlarının yeni adresi olmayı hedefliyor.
Balkanların en büyük merkezi
Türkiye, İngiltere ve Bulgaristan'da inşaat ve gayrimenkul sektöründe
faaliyet gösteren Regnum'un Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Öztürk,
Bansko'nun yakın bir gelecekte Avrupa'nın en iyi kayak bölgeleri
arasında yer alacağını söyledi. Bansko'nun pist sayısı ve uzunluğu,
konaklama imkanlarıyla Balkanlar'ın en büyük kayak merkezi olduğunu
dile getiren Öztürk, "Bölgede Avrupa'nın popüler kayak merkezlerinden
ve hatta Türkiye'den bile çok daha ekonomik fiyatlarla kayak tatili
yapmak mümkün" dedi.
1000 Euro'ya bir hafta tatil
Yatırım tercihlerinde bu avantajın da etkili olduğunu kaydeden Öztürk,
şöyle konuştu: "Avrupa'nın popüler kayak merkezlerinde bir ailenin 1
haftalık kayak tatili 20 bin Euro'yu buluyor. Benzer imkanlara ve
pistlere sahip olan Bansko'da ise bir aile 1000 Euro'ya kayak tatilini
yapabiliyor. Uludağ ile karşılaştırırsak yarı fiyatına tatil imkanı
sunuluyor. Oteli termal hale getirerek sezonu uzatmayı hedefliyoruz.
Bunun için ek 1.5 milyon Euro yatırım yapıp haziran ayına yetiştirmeye
çalışıyoruz. 5 milyon Euro ciro hedefimiz var. Termal yatırımının
ardından bunu 10 milyon Euro'ya çıkaracağız."

Türkiye emlak yatırımında yabancıya hâlâ ucuz

UFUK Öztürk, Türkiye'nin gayrimenkulde Londra ve Paris ile
karşılaştırıldığında göreceli olarak hâlâ ucuz ve yatırım yapılabilir
olduğunu söyledi. Öztürk, "Birinci sınıf 4-5 bin dolarlık metrekare
birim fiyatı Londra ve Paris'e göre 3'te bir ya da yarı fiyatı.
İstanbul, İzmir, Antalya ve Bodrum gibi şehirlerin ciddi yabancı
yatırım alacağını düşüdüyorum. Depremle atılan adımların da Türkiye'de
sektöre 10 yıllık pozitif etkisi olacak."

Aralık 24, 2011 | 0 yorum |

Yoğun kar yağışı devam ediyor

22 Aralık 2011 Perşembe |

Bulgaristan genelinde dün akşam başlayan yoğun kar yağışı devam
ediyor. Kırcaali ve Smolyan bölgelerinde 'turuncu' kod ilan edildi.
Turuncu kod, hava şartlarının can ve mal kaybına yol açabileceği
anlamına geliyor.
Diğer 16 ilde ise 'sarı' kod ilan edilerek yetkililer yoğun kar yağışı
nedeniyle dikkatli olunması konusunda vatandaşları uyardı.
Aralık 22, 2011 | 0 yorum |

Kircaali kütüphanesindeki Türkçe kitaplar komünist döneminde basılma

21 Aralık 2011 Çarşamba |

Kırcaali Nikola Vaptsarov Bölge Kütüphabesinde 1301 adet Türkçe kitap bulunmasına rağmen bunlardan büyük bir kısmı komünist döneminde
basılan kitaplar. O dönemin propagandasını da içeren sözkonusu eserler dışında okuyucular, çağdaş Türk yazarlarının yapıtlarını bulması
olanaksız.
Aralık 21, 2011 | 1 yorum |

Kırcaali'nin tek ağaç oyma ustası sergi açtı

20 Aralık 2011 Salı |

Kırcaali'nin tek ağaç oyma ustası Ridvan Mustafa ilk kişisel sergisini
şehirdeki Krıg Sanat Galerisinde açtı. Dede mesleği olan ağaç
oymacılığını zevk ile yapan Mustafa, Türk kültüründe önemli bir yeri
olan ağaç oyma sanatının eğitimini de almış.
Aralık 20, 2011 | 0 yorum |

Mestanlı ile Bornova kardeş oldu

İzmir'in Bornova İlçesi ile Kırcaali'nin Mestanlı İlçesi kardeşlik
protololü imzaladı. İzalar Mestanlı Belediye Başkanı Akif Akif ile
Bornova Belediye Başkanı Kamil Okaysındır tarafından imzalandı.
Aralık 20, 2011 | 0 yorum |

Sofya'da 300 reklam panosu indirilecek

19 Aralık 2011 Pazartesi |

Başkent Sofya'da yıl başından itibaren ilgili yasaya uymayan 300'e
yakın reklam panosunun söküleceği bildirildi.
Aralık 19, 2011 | 0 yorum |

BAL-GÖÇ’te Özkan dönemi

18 Aralık 2011 Pazar |

DERNEĞİN GENEL KURULUNA HÖH GENEL BAŞKAN YARDIMCISI RUŞEN RİZA 10 KİŞİLİK BİR HEYETLE KATILDI
Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nde (BAL-GÖÇ), bugün Olağan Genel Kurul heyecanı yaşandı. Uzun yıllardır dernek yönetiminin çeşitli kademelerinde görev yapan Emin Balkan’ın aday olmadığı 15’inci Olağan Genel Kurul, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, yurtdışından misafirler ile çok sayıda dernek üyesinin katıldığı kongre, mevcut yönetimde başkanvekili olarak görev yapan Doç. Dr. Yüksel Özkan’ın hazırladığı tek listeyle yapıldı.

BAL-GÖÇ’e yakışan coşkulu bir genel kurul yaptıklarını dile getiren Doç. Dr. Yüksel Özkan, BAL-GÖÇ’ün misyonunu özümsemiş bir ekip olarak çalışmalarına devam edeceklerini söyledi. 2008’de kabul edilen sosyal güvenlik yasasından yararlanamayan yaklaşık 6 bin soydaşla ilgili sıkıntıların yakın zamanda çözüleceğini umut ettiklerini ifade eden Yüksel Özkan, soydaşların vatandaşlığa kabulü konusunda yaşanan sıkıntıların da Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a bir dosya halinde iletildiğini ve yakın zamanda bu konuda bir müjde alacaklarını söyledi.
MİSYONUMUZ DEĞİŞMEYECEK...
Yıllardır bu camianın sorunlarını bildiği için hizmetlerde bir kopukluk olmayacağını kaydeden BAL-GÖÇ’ün çiçeği burnunda yeni genel başkanı Özkan,  BAL-GÖÇ’ün misyonun kesinlikle değişmeyeceğini vurguladı. Globalleşen dünyada sadece vizyon değişikliği gerekliliği duyulacağını sözlerine ekleyen Özkan, geçen dönem ciddi bir diyaloğa girdikleri dernekler, STK’lar, yerel yönetimler ve siyasi partilere ortak projelere imza atma çağrısında bulunduklarını hatırlattı. Yükseköğrenimini tamamlamak için Balkanlardan gelen çok sayıda genç olduğuna işaret eden Özkan,  “Bu gençlerin sahiplenilmesi için ‘Sen de Bir Gönüllü Aile Ol’ projesi başlattık. Kamuoyuna da bu gençlerimizin sahiplenilmesi çağrısında bulunuyoruz. Malum Balkanlarda önyargılardan kaynaklı etnik ayrımcılık devam ediyor. Türk düşmanlığının ortadan kalkması için, kardeş okul projelerine bu dönemde çok önem vereceğiz. Balkan yarımadasının bir kardeşlik, barış ve hoşgörü adası olması hedefiyle, bu projeyi hızla hayata geçirmeyi düşünüyoruz” dedi.
BALKAN’DAN DESTEK...

Görevi Yüksel Özkan’a devretmekten dolayı büyük bir mutluluk duyduğunu belirten eski genel başkanı Emin Balkan ise, yeni dönemde Yüksel Özkan başkanlığındaki yönetimin çok güzel şeyler yapacağına inandığını söyledi. Özkan’ın, camianın sıkıntılarını çok iyi bildiğini belirten Balkan, “Geçmişte sorunları yenmek için çok koşarken; şimdi kültürel değerlerimizi korumak, tanıtmak, dostluk ve kardeşliği geliştirmek için daha uzun, proje bazında çalışmakta yarar var. Ümit ediyorum arkadaşlar çalışmalarını yapacaklar. Bizler de federasyon ve konfederasyon olarak destek vereceğiz. Burada yapamadığımız en önemli husus da bize yakışan bir Balkan Evi’ni, Bursa’da en kısa sürede tesis etmeyi düşünüyoruz. İnşallah arkadaşlarımız bu hususta en kısa sürede yol alırlar” şeklinde konuştu.

Daha sonra yapılan seçimde, kongreye tek aday olarak katılan Doç. Dr. Yüksel Özkan, 2 yıllığına BAL-GÖÇ’ün genel başkanlık koltuğuna oturdu.
Aralık 18, 2011 | 1 yorum |

Çepintsi köyündeki İslam kütüphanesinin tasnifi başladı

Çepintsi köyü Müslüman encümeni ve Smolyan Bölge müftülüğünün daveti
üzerine, Başmüftülüğün de aracılıyla Türkiye Cumhuriyeti'nde, Ankara
kütüphanelerinden birisinin müdürü olan Abdurrahman Akbaş, Çepintsi
köyüne iş ziyaretinde bulundu.

Akbaş, 05.12-11.12.2011 tarihleri arasında bir hafta boyunca Çepintsi
köy camiinde bulunan kütüphanedeki İslam literatürünü inceledi ve
değerlendirdi. Ayrıca kitapları konularına göre uluslararası
standartlarına uygun olarak tasnif etti. Uzmsn Akbaş, türünde
Bulgaristan'da tek olan kütüphanede pek çok eski yazmanın bulunduğunu
ve bazılarının da 400 yıldan eski olduklarını tespit etti.
Diğer yandan Müslüman Encümeni, kütüphanenin zenginleşmesini ve
Bulgaristan'daki Müslümanların tarih ve kültürünün muhafazasının
sağlanması için Bulgaristan'ın farklı bölgelerinden literatür
toplamaya devam etmektedir.

BAŞMÜFTÜLÜK BASIN BÜROSU

Aralık 18, 2011 | 0 yorum |

HÖH Genel Başkan Yardımcısı Ruşen Riza, Bal-Türk'ü ziyaret etti

Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Merkezi, Bulgaristan’dan gelen heyeti konuk etti. Aralarında Bulgaristan’da yaşayan soydaşların kurduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin (HÖH) Genel Başkan Yardımcısı Ruşen Rıza, Türkiye Temsilcisi İsmet Kahraman, Türk kökenli Bulgaristan milletvekilleri ve belediye başkanlarından oluşan heyet, Kocaeli’ye teşekkür için geldi.

Baltürk Otel’de Bal Türk Genel Başkanı Bayram Çolakoğlu ve yöneticilerle Vali Yardımcısı Dağıstan Kılıçarslan tarafından karşılanan heyet, 23 Ekim’de yapılan Bulgaristan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hem Valilik hem de dernek yöneticilerinin gösterdikleri ilgiye teşekkür ettiler. HÖH Genel Başkan Yardımcısı Ruşen Rıza, “Sizin buradaki çalışmalarınız Bulgaristan’da yaşayan Türkleri memnun ediyor, moral veriyor. Bizim için yaptığınız çalışmaları takdirle izliyoruz” dedi.

Vali Yardımcısı Dağıstan Kılıçarslan da “Valilik olarak önem verdiğimiz seçimlerin yapılmasında bir nebze de olsa katkımız varsa, kendimizi mutlu hissederiz. Seçimlerde emeği geçen başta Bal Türk Genel Başkanı Bayram Çolakoğlu olmak üzere dernek yöneticilerine ve oy kullanan soydaşlara teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Aralık 18, 2011 | 0 yorum |

Meltun Kadıoğlu- Ardino’dan Türk Devlet Senfoni Orkestraları Sahnelerine

16 Aralık 2011 Cuma |

Meltun Kadıoğlu. Bulgaristan’ın efsanevi Rodop dağlarının eteklerinde Ardino’da doğmuş, değerli bir müzisyen, orkestra şefi ve fagot ustası. Rodopların havasını devlet senfoni orkestralarıyla ahenk içinde çalmaya, doğaçlamalarında Bulgar- Türk halk ezgilerini katmaya ve gittiği en yüksek mercilerde bile doğup, büyüdüğü topraklarla bağı koparmayan, Ardinolu olmaktan gurur duyan bir kişi. Müzisyen ruhu ve yetenekleriyle beraber, yaşam öyküsüyle de ibret dersi verebilir bize Kadıoğlu. 1989 yılında zorunlu göç sırasında Türkiye’ye sürgün edilir. Ardından onun müzik seviyesi sayesinde daha ilk yıl Anadolu’da Adana Çukurova Devlet Senfoni orkestrasına davet edilir, bir ay sonra müdür yardımcısı, iki ay sonra müdürü olur orkestranın....Ve sonrası....Sevda Dükkancı’nın röportajından dinleyebilirsiniz.
Aralık 16, 2011 | 0 yorum |

"Zelen Balkani'nin akbabası Türkiye'de askeri birliğe düştü

Edirne'nin Uzunköprü İlçesi'nde askeri birliğe kanadında ve ayağında 'K07' yazan kızıl akbaba düştü. 

Nesli tükendiği için Bulgaristan’da Green Balkans sivil toplum örgütü tarafından üretilip bakılan akbabanın kanatları altında çip çıktı.

Akbabanın koruma altına alınarak veteriner kontrolünden geçirildiğini ifade eden Edirne Orman ve Su İşleri Şube Müdürü İsmail Dağlı şunları söyledi:

"Kızıl akbaba, Uzunköprü’de bir askeri birliğin bahçesine düşmüş. Onlarda bize haber verdiler. 10 ay önce de buna benzer bir akbaba köylüler tarafından yakalanmıştı. Onun kanadında ’K06’ yazıyordu, bunda da ’K07’ yazıyor. Hatta o akbabayı köylüler İsrail ajanı sanmışlardı. Tabii ki öyle bir şey yok. Kızıl akbabalar nesli tükenme tehlikesi altında olan kuşlar. Bunlar Bulgaristan’da Green Balkans diye bilinen sivil toplum örgütleri tarafından üretilip, deri altlarına yerleştirilen vericilerle takip ediliyor. Bu akbaba da gerekli kontrollerin yapılmasının ardından doğaya salınacak."

’YARASI YOK, YORGUNLUKTAN DÜŞMÜŞTÜR’

Edirne Belediyesi Veteriner Hekimi Mehmet Rodoplu ise yaptığı muayenede akbaba da herhangi bir yara izine rastlanmadığını söyledi. Akbabanın kanatları altında çipler bulunduğunu belirten Rodoplu, "Uzunköprü’de bulunan kızıl akbabanın kontrolünü yaptık. Yalnız bir süre burada dinlenmesi gerekiyor. Buradaki görevliler gerekli incelemeleri yapacaklar. Çünkü hayvanın üzerinde bazı rakamlar var, verici var. Tahmin ediyorum dinlendikten sonra tekrar uçacaktır. Düşmesi tamamen yorgunluğa bağlı" diye konuştu.

Edirne Orman ve Su İşleri Şube Müdürü bahçesindeki bir kafes içerisinde tutularak balıkla beslenen kızıl akbabanın, bir süre sonra doğaya salınacağı belirtildi.

’K06’ İSRAİL AJANI SANILMIŞTI

Geçen ocak ayında Meriç Nehri kenarında üzerinde ’K06’ yazılı yaralı bir akbaba daha bulunmuştu. Edirne’de çiftçilik yapan Ahmet Suvatlar tarafından bulunan akbaba, kanatlarında ’K06’ yazması ve üzerinden çip çıkması nedeniyle köylüler tarafından İsrail ajanı sanılmıştı.
Aralık 16, 2011 | 0 yorum |

Şumnu Kültür Evi, 'Minik Öğretmenlerin Büyük Öğrencileri' saz gösterisi düzenledi

 

Şumnu Kültür Evi,  Minik Öğretmenlerin Büyük Öğrencileri’ adlı saz çalma gösterisi düzenledi. Faaliyete gelen resmi misafirler önce Tombul camii, NÜVVAB İmam Hatip Lisesi’ni, daha sonra Şumnu Nazım Hikmet 1881 Kültür Evi’ni ve Şumnu Kültür Evi Derneğini ziyaret etti. Onlara bu kurumların çalışmalarıyla ilgili - tarihçeleri, özellikleri ve çalışmaları tanıtıldı. Minik Öğretmenlerin Büyük Öğrencileri saz çalma gösteri programına Türkiye Cumhuriyeti Burgas Başkonsolosu Cem Ulusoy, Ankara’dan TİKA temsilcileri Ece Kırlı, Ulaş Kırlı, Nuri Aksu ve Havva Pınar Özcan Küçükçavuş, Şumnu Bölge Müftüsü Mesut Mehmet, BİZ Derneği Başkanı Minent Şukrieva ve temsilcileri Müzisyen Bülent Zekeriye, Heykeltraş Behçet Danacı, Şumnu Milli Eğitim Müdürlüğü görevlisi ve temsilcisi Fikriye Mehmet, Şumnu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü Öğretim Üyeleri Emine Halil, Emine Üzeir ve Deniz Mollov katılım gösterdi.
 
ŞUMNU SAZ GRUBU

4 yaşında olan, Şumnu Saz Orkestrası, 27 saz, 2 zilli maşa, darbuka ve tahta kaşıklardan oluşuyor. Sekiz yıldan beri geleneksel olarak Şumnu Kültür Evi Başkanı Nurten Remzi tarafından düzenlenen Eleman Yetiştirme Programı sonucunda folklor ve enstruman çalma kurslarına katılan çocuk ve gençler, kurslarda öğrendiklerini  oradan dönünce diğer arkadaşlarına  bilgilerini aktarıyor ve Davul Zurna ve Saz orkestraları yöneticisi olma yeteneklerini geliştiriyor. İstanbul ve Balıkesir’de yapılan eğitim, Bulgaristan’a döndükten sonra Şumnu Kültür Evi, Deliorman ve bütün ülkemizdeki olan kaybolmaya yüz tutmuş Türk kültürümüzü canlandırmak, ayakta tutmak, tanıtmak ve yaymak için yararı az değil.

Dört yıldan bu yana saz eğitimi alan Figen, Aslı, Hülya ve Şeyla minik öğretmenler olarak onlardan büyük olan diğer kurum üyelerine de saz çalma isteğini uyandırdı, beceri ve yeteneklerini geliştirdi ve başarılı olmak için ilgisi olanlarını motive etti. Arkadaşlarından Gönül, Açelya, Elis, Mirel ve Merlin büyük uğraşılardan sonra en başarılı çalanlardan oldu.  Önceden saz çalmayı kendi çabalarıyla öğrenen Sinan ve Hasan Üzeir, Saz Orkestrası’nın saz tellerini ayarlayarak katkıda bulunuyorlar. Öğrenciler saz çalmayı öğrensinler diye Şumnu Kültür Evi çalışan elemanlarından Cahide ve Velahitin’in de katkısı az sayılmaz. Gösteri programında özel ve resmi misafirlere öğrenilen 15 türküden Maçka Yolları Taşlı, Dere Geliyor Dere ve Yoğurt Koydum Dolaba türküleri sunuldu. Cem Ulusoy Bey, minik ve büyük sazcıları tek tek tokalaşarak tebrik etti ve onların çalışmalarında yardımcı olacağını belirtti. Minik Öğretmenlerin Büyük Öğrencileri saz çalma gösterisine katılan herkese ayrıca teşekkür mektupları ve güzel bir hatıra olarak Şumnu Saz Orkestra fotoğrafıyla yapılan 2012 takvimi sunuldu.

Aralık 16, 2011 | 0 yorum |

RAİF MUSTAFA, KIRCAALİ İLÇE MECLİS BAŞKANI SEÇİLDİ

15 Aralık 2011 Perşembe |

Raif Mustafa, Kırcaali İlçe Meclis Başkanı seçildi. Yerel Meclisin
bugün yapılan olağanüstü toplantısında eski İçişleri Bakan Yardımcısı
Raif Mustafa, oylamanın ikinci turunda Hak ve Özgürlükler Hareketi
Partisinden 21 meclis üyesinin oyunu alarak başkanlığa seçildi.
Birinci oylamada iki HÖH'lü üyenin Mustada için oy kullanmaması
nedeniyle ikinci defa oylama yapılmak zorunda kalındı. Raif
Mustafa'nın seçildiği yönünde duyurunun yapılmsının ardından oturum
salonundakiler kendisini alkışladı ancak alkışlayanlar arasında
Belediye Başkanı Hasan Azis yoktu.
Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisinin Kırcaali İlçe Teşkilatında 23
Ekimde gerçekleştirilen yerel seçimlerden bu yana sular durulmuyor.
Seçimlerin ardından partinin ilçe teşkilatının başına kimin geçeceği
konusunda tartışma başlamış, parti içinde iki grup oluşmuştu. HÖH'lü
meclis üyeleri, daha önce içişleri bakan yardımcısı görevinde bulunan
Raif Mustafa ile üçüncü kez belediye başkanı seçilen Hasan Azis
arasında bölünmüştü.
Parti Genel Başkanı Ahmet Doğan ise Raif Mustafa'yı meclis başkanı
olarak görmek istediğini Kırcaali teşkilatına gönderdiği bir faksla
daha önce iletmişti. Partinin yerel teşkilatı bu isteğe direnmeye
çalışsa da bugünkü oylamayla Ahmet Doğan'ın isteğinin yerine getirdi
ve Raif Mustafa'yı yerel meclisin başkanı seçti.

Aralık 15, 2011 | 2 yorum |

Sofya’yı kim yakıyor?

13 Aralık 2011 Salı |

Biri veya birileri Bulgaristan’da park halindeki otomobilleri benzin döküp siz uyurken yakmaya devam ediyor. Bir ay içinde 40’a yakın araç yakıldı. Peki araçları yakanların amacı nedir?
İlgili kurumlar da bilmiyor. Şimdilik!
İlk önce 'piromani' hastalığı ile boğuşan birinin icraatı denildi. Hani bir psikiyatrik bozukluk dürtü ile yangınlar başlatan mechul bir piromani hastası hedef gösterildi. Ancak psikologlar sözkonusu eylemlerin bir ateş hastasının işi olamayacağını belirtiyor.
Başka bir iddia ise yangınların çıkarıldığı başkent Sofya’daki ücretli otopark sahiplerinin bu işte parmağı olabileceğini savunuyor. Amaç sen arabanı ücret verip koruması olan otoparka koymazsan işte böyle yakarlar korkusunu yaymak. Benzer iddia sigortacılar için de var. Güvenlik birimleri ise ihtimalleri sistematik verilere ve delillere dayandıramadığı için hangisine ağırlık vereceğini bilemiyor.
Son olarak, İçişleri Bakanlığı uzmanları, araçları yakanların ülkede kargaşa yaratmak istediklerini kaydediyor.
Varsayımların hangisi doğru şimdilik netleşmiş değil, ne var ki, yakılan araçlar kaça çıktığında faillerin yakalanacağı konusunda bahis oynanmaya başlandı bile.
Kenan Doğu’lu sadece Roma’yı yakarım demişti değil mi?

NAHİT DOĞU
Aralık 13, 2011 | 0 yorum |

Yüksel Özkan Bal-Göç genel başkanlığına aday

Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği'nin (BAL-GÖÇ) 18
Aralık'ta yapılacak olan Genel Kurulu'nda başkanlığa aday olan Doç.
Dr. Yüksel Özkan, bu göreve seçilmesi halinde başta "Balkan Kültür
Evi" olmak üzere "Balkan Vakfı", "Sen de Bir Gönüllü Aile ol", "Kardeş
Okul" gibi projeleri birer birer gerçekleştirmek için harekete
geçeceğini söyledi.


Doç. Dr. Özkan, 18 Aralık günü Merinos AKKM'de gerçekleştirilecek olan
Genel Kurul öncesi Almira Hotel'de gerçekleştirilen basın
toplantısında BAL-GÖÇ Genel Başkanlığına adaylığını açıkladı.

Genel Başkan Adayı Özkan, göreve gelmesi halinde göçmenlerin özlem
duyduğu Balkan Kültür Evi projesini biran önce hayata geçireceğinin
altını çizerken, ayrıca Balkan Vakfı, Balkan ülkeleri ile dostluk
ilişkilerinin geliştirilmesi için Kardeş Okul Projesi gibi birçok
önemli projeyi hayata geçirmek için çalışacağını kaydetti.

Balkanlardan eğitim için Bursa'ya gelen öğrencilere sahip çıkılmasının
önemli olduğunu belirten Özkan, yüksek öğrenim için Bursa'yı seçen
öğrencilere özlem duydukları aile ortamının sağlanmasına yönelik,
"Sende Bir Gönüllü Aile Ol" projesinin önemli olduğunu söyledi.

"Balkanlar'daki tarihi mirasımıza da sahip çıkacağız" diyen Doç. Dr.
Özkan, "Yerel ve merkezi yönetimler, kurum ve kuruluşlarla daha sıkı
işbirliği yapmak suretiyle Balkanlar'da tarihimize mal olmuş ve ayakta
durmakta zorlanan kültürel mirasımıza sahip çıkarak onların onarımının
sağlanmasını üstleneceğiz" dedi.

"KARDEŞ STK'LARLA İŞBİRLĞİ"

BAL-GÖÇ' ün her zaman partiler üstü bir yapıya sahip olduğunu belirten
Genel Başkan Adayı Doç. Dr. Yüksel Özkan, "BAL-GÖÇ, dün ve bugün
olduğu gibi yarın da kesin olarak partiler üstü bir davranış içinde
olacaktır. Kamu yararına dernek olmanın bilinci ve yüksek hassasiyeti
ile her zaman olduğu gibi bundan sonra da böyle davranmaya devam
edecektir" diye konuştu.

"Genel Başkanlığa seçilmem halinde kardeş STK'lar ile işbirliğini
arttıracağım" diyen Başkan Adayı Özcan, "Derneğimiz, ülkemizin
sorunlarına çözüm üretme noktasında dün olduğu gibi yarınlarda da
diğer sivil toplum örgütleri ile büyük duyarlılık içerisinde ortak
hareket ederek hemşerilerimizin sorunlarına ortak akıl ile çözüm
arayacaktır" dedi.

Doç. Dr. Yüksel Özkan'ın BAL-GÖÇ Genel Başkanlığına Adaylığını
açıkladığı basın toplantısına BAL-GÖÇ'ün Orhangazi, Karacabey, İznik,
Mustafakemalpaşa, Bandırma, Osmangazi, Kestel, :Görükle, İnegöl
Temsilciliklerinin yöneticileri de katıldı.

Aralık 13, 2011 | 2 yorum |

BAL-GÖÇ Genel Başkanı Emin Balkan'ın mesajı

Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BAL-GÖÇ)'ndeki 6 dönem
14 yıl Yönetim Kurulu Üyeliğim, 4 dönem 10 yıl Genel Başkanlığım
süresince; birlikte çalıştığımız Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu,
Disiplin Kurulu ve Komisyonlardaki arkadaşlarıma, yardımlarını ve
desteklerini esirgemeyen işadamlarımıza, bürokratlarımıza ve camiamıza
sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Daha önceki dönemlerde bayrağı devretmeyi düşündüğüm ama camianın
baskısı ile bugüne kadar yürütmüş bulunduğum Genel Başkanlığa yeniden
aday olmayacak olup, yeni seçilecek olan Yönetim Kurulumuza şimdiden
başarılar dilerim.

Saygı ve Sevgilerimle
Prof. Dr. Emin BALKAN
BAL-GÖÇ Genel Başkanı

Aralık 13, 2011 | 0 yorum |

TBMM Başkanı Çiçek, Kasım Dal'a 'sizi bir ve baraber görmek istiyoruz' dedi

12 Aralık 2011 Pazartesi |

TBMM Türkiye- Makedonya Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Hüseyin Bürge'nin davetlisi olarak TBMM'de bulanan Balkan Ülkeleri bakan ve milletvekillerinden oluşan heyet, TBMM'deki milletvekilleri ile tanışma toplantısı gerçekleştirdi.

Makedonya, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Yunanistan ve Bulgaristan'dan 4 Bakan ve 9 milletvekilinden oluşan Balkan heyeti, TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından kabul edildi. Konuk heyet daha sonra Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüştü.

Bulgaristan'dan gelen Milletvekili Kasım Dal'ın ''Gözlerimiz anavatanın üzerinde'' sözlerine Çiçek, ''Bizim de gözümüz sizin üzerinizde. Sizi bir ve beraber görmek istiyoruz. Bizi üzen ayrılıklardır. Ayrılıklar olunca bizim çabalarımız boşa gider. Onun üzerinde biraz duralım. Ne kadar bir ve beraber olursanız, bulunduğunuz yerde ne kadar güçlü olursanız, sizlerin de, o coğrafyanın da menfaatinedir'' karşılığını verdi.

Yunanistan'dan gelen milletvekili Ahmet Hacı Osman, Yunan Parlamentosu'nda bütün dünya ülkeleriyle dostluk grupları olmasına rağmen Türkiye'nin bu listede olmamasının kendilerini üzdüğünü söyledi ve bunun değişmesi temennisinde bulundu.

Kosova'dan gelen milletvekili Müferra Şinik ise, Kosova parlamentosunda 120 milletvekilinin 40'ının kadın olduğunu, bunu, başta Türkiye olmak üzere diğer ülkelerde de görmek istediklerini söyledi.
Aralık 12, 2011 | 2 yorum |

Milletvekili Mithat Tabak 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi (DPS) milletvekili Mithat Tabak, Sofya Şehir Mahkemesi tarafından 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tabak, Dulovo Belediye Başkanı olduğu dönemde su şebekesi inşaatı için ilgili kanuna aykırı sözleşme imzaladığı gerekçesiyle 5 yıl hapis cezasına mahküm edildiği bildirildi. Tabak’ın yardımcısı Altan Çauşev ise 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Milletvekili Tabak, hapis cezasının yanı sıra ayrıca 6 yıl boyunca devlet memuru olamayacak. DPS milletvekiline karşı mahkemede daha iki dava daha devam ediyor. Davaların ikisi de rüşvetle ilgili.
Aralık 12, 2011 | 2 yorum |

Alfa Research: Bulgaristan'daki Müslümanların yüzde 39,8'i domuz eti yiyiyor

Alfa Research Sosyolojik Araştırma Kuruluşu ve Nov Bılgarski
Universitet (NBU), Bulgaristan'da yaşayan Müslümanların görüşlerini
konu alan bir araştırma yaptı. Araştırmaya göre, Müslümanların en
fazla aileye önem verdiği tespit edildi. 25 yıldan beri ilk kez
yapılan araştırma karma metod ile gerçekleştirildi. Araştırmaya 8
bölgeden 850 kişi katılırken, birçok yerde teferruatlı söyleşiler
yapıldı. Araştırma sonuçlarına göre, Müslüman halkın en fazla aileye
değer verdiği tespit edildi. Araştırmaya katılanların yüzde 95,4'ü
ailenin kendileri için çok önemli olduğunu aktardı.
Müslümanların aileden sonra en fazla saygı duyduğu değerler arasında
yakınları ile irtibat, devlete ve dini kurumlara saygı da ilk sıraları
teşkil ediyor.
Müslümanlar için ikinci en önemli konu iş. Ankete katılanların yüzde
93'ü işi ikinci en önemli unsur olarak gösteriyor. Müslümanların yüzde
45'inin ana gelir kaynağını aylık maaşlar oluştururken, yüzde 25'i
sosyal yardım ve emeklilik maaşları ile geçiniyor. Kendi iş imkanı
olanların oranı yüzde 5 iken, dış ülkelerdeki yakınlarının yardımını
alanların oranı da yüzde 5 olarak belirtiliyor.
Müslümanların çoğu şu andaki ekonomik durumdan memnun değilken,
halkın yarısı aylık 150 levanın altında gelirle yaşıyor. Müslüman
halkın sadece yüzde 0,7'si yurtdışında sezonluk işçi olarak
çalışırken, en çok Almanya (yüzde 15) ve Türkiye (yüzde 5) tercih
ediliyor. Müslüman halk, ekonomik olarak zor şartlarda yaşasa da,
yüzde 77,1'i yurt dışına çıkmayı hiç düşünmedi.
Halkın önemlilik sırasında üçüncü sırayı arkadaş ve çevresi alırken
dördüncü sırada din geliyor. Halkın yüzde 56'sı dini eğitimin
Bulgaristan'da alınması gerektiğini savunurken, yüzde 7,4'ü Türkiye,
yüzde 6,7'si ise Suudi Arabistan'da alınması gerektiğini düşünüyor.
Katılımcıların yüzde 28,5'i kendini dindar olarak gösterirken, yüzde
41'i hiç camiye gitmiyor, yüzde 59'u ise hiç namaz kılmıyor. Fakat
halkın yaklaşık yüzde 90'ı çocuklarını sünnet ettirirken, yüzde 96'sı
ise ölülerini dini geleneklere göre defnediyor.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren uzmanlar, örf ve adetlerin, dinin
önüne geçtiğini gösteriyor. Gümüzüdeki modernitenin etkisinin halk
arasında yüksek olduğunu vurgulayan araştırmacılar, Müslümanların
yarısından fazlasının nikahsız yaşamı desteklediğini, yüzde 39,8'inin
domuz eti yediğini, yüzde 43,3'ünün de alkol kullandığını belirtiyor.
Ankete katılanların yüzde 64'ü kendini Türk olarak tanımlarken, yüzde
6,9'u Roman; yüzde 10'u Pomak, yüzde 7,5'i Bulgar olarak tanımladı.
Aralık 12, 2011 | 3 yorum |

GAZETELERDEN BAŞLIKLAR

NOVİNAR - Pırvanov, emeklilik yasasındaki değişiklikleri veto etti
REPUBLİKA - Boyko Borisov: Avrupa bizim yolumuzu takip ediyor
24 ÇASA - Kar yılbaşında geliyor. Kış etkisini Ocakta gösterecek
STANDART -  Doktorlar reyting sistemine geçiyor
MONITOR - İnternette koruma altındaki hayvanların ticareti yapılıyor
TELEGRAF -  Sahte fransız parfümleriyle yüzlercesi aldatıldı
Aralık 12, 2011 | 1 yorum |

Enerji satrancında sürpriz hamle

11 Aralık 2011 Pazar |

Rus petrolünü Bulgaristan-Yunanistan üzerinden uluslararası pazarlara
taşıyacak Burgaz-Dedeağaç boru hattı projesi tehlikeye girdi.
Bulgaristan, projeden çekilme kararı aldı, gözler Samsun-Ceyhan
alternatifine çevrildi


Rusya'nın büyük enerji hamlelerinden Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattı
projesi, Bulgaristan'ın itirazları nedeniyle tehlikeye girdi.

Bulgaristan Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Simeon Dyankov, 2007
yılında 710 milyon euroya mal olacağı hesaplanan projenin, bugün artık
aynı ekonomik şartlarda yaşama geçirilmesinin mümkün olmadığını
belirterek, projeyi iptal etmeyi önerdi. Dyankov, projeyi Rus ve Yunan
ortaklarıyla uzlaşmayla sona erdirmeyi istediklerini, aksi takdirde
tek yanlı olarak 12 ay içerisinde projeden ayrılacaklarını duyurdu.

Bulgaristan hükümetinin açıklaması Rusya ve Yunanistan'da da büyük
yankı uyandırırken, birçok spekülasyonu beraberinde getirdi. Bulgar
hükümetinin kararı, AB'nin baskıları sonucu mu geldi? Yoksa bu
gelişme, Bulgaristan ve Rusya'nın enerji alanında yeni bazı
planlarının ilk habercisi mi?

Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattı projesinde yüzde 50'den fazla paya
sahip olan Rus şirketleri, Bulgaristan'ın mali yükümlülüklerini yerine
getiremeyecek durumda olduğunu doğruluyor. Öte yandan Bulgaristan
makamları, projenin ülke için kârlı olmadığı konusunda neredeyse
hemfikir. Boru hattı projesinin yaşama geçmesi durumunda Bulgaristan,
transit geçiş ücreti olarak yılda sadece yaklaşık 35 milyon dolarlık
gelir elde edecek. Bu da yatırıma ortak olan Bulgaristan'ın en erken
12 yıl sonra kâr elde edebileceğini gösteriyor.

Boğazlar için tehlike

Burgaz-Dedeağaç boru hattı projesiyle, halen İstanbul Boğazı için
büyük tehlike oluşturan deniz yoluyla petrol sevkiyatına alternatif
oluşturması hedefleniyordu. Rus enerji devleri Gazprom Neft, Rosneft
ve Transneft'in yüzde 51 hisseye sahip olduğu projede, Bulgar ve
Yunan şirketleri yüzde 24,5'er paya sahip. Bazı uzmanlar,
Bulgaristan'ın enerjide Rusya'ya olan bağımlılığını artıracağı
gerekçesiyle projeyi başından beri eleştiriyordu. Rusya, Belene
nükleer santral projesi ve Güney Akım doğalgaz boru hattı projeleriyle
de Bulgaristan üzerinde etkiye sahip.

Avrupa Birliği ise her iki projeye de tepkili. Belene'deki deprem
riski ve güvenlik endişeleri nedeniyle projeyi yakından izleyen AB,
Nabucco projesine rakip olan Güney Akım'a da mesafeli. Türkiye
üzerinden geçecek Nabucco doğalgaz boru hattı projesi, AB'nin enerjide
Rusya'ya bağımlılğını azaltacak en önemli adımlardan biri olarak
görülüyor.

Bulgaristan'da Sosyalist Parti (BSP) liderliğindeki bir önceki hükümet
döneminde imzalanan Burgaz-Dedeağaç projesi, o dönemden bu yana
tartışma konusu. Birçok uzman boru hattı için atılan imzaların
gerisinde Sosyalist Parti'nin Moskova'ya olan yakınlığının bulunduğu
görüşünde.

Rus medyasına göre Batı istedi

Bulgaristan hükümetinin Burgaz-Dedeağaç boru hattı projesinden çekilme
kararı, Rusya'da büyük yankı uyandırırken, Rus medyası bu kararı "Batı
'nın empoze ettiği" yorumlarını yaptı. Proje ortaklarının görüşlerini
aktaran Rus medyasına göre Bulgaristan'ın böyle bir adımı, Sofya
hükümetini cezai yaptırımlarla karşı karşıya bırakabilir. Bulgar
hükümeti ise tüm riskleri göze almış gözüküyor. Bulgaristan Ekonomi
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Simeon Dyankov ,hükümetin konsorsiyuma
olan 6,1 milyon euroluk borcunu ödeyeceğini açıkladı.

Bulgar yetkililer, bunun dışında bir ödemeye ise yanaşmıyor. Bulgar
makamlarına göre sözleşmede Bulgaristan'ın da hakları bulunuyor ve
projeden çekilme bir hukuki ya da mali yaptırım öngörmüyor.

İbre Samsun-Ceyhan'dan yana

Bulgaristan'ın projeden çekilme kararı Bulgar medyasında çeşitli
spekülasyonlara konu olmayı sürdürüyor. Bulgar gazetelerinde ortaya
atılan bir iddia, Rusya Başbakanı Vladimir Putin'ın Bulgaristan
Başbakanı Boyko Borisov ile yaptığı görüşmeye ilişkin. Bu haberlerde
Putin'in, Bulgaristan'ın Belene nükleer santrali ve Güney Akım
projelerini hızlandırması durumunda, Burgaz-Dedeağaç projesinden
vazgeçebileceklerini belirttiği iddia ediliyor.

Rus gözlemciler, Bulgaristan alternatifinin ortadan kalkması durumunda
Rusya için yeniden Samsun-Ceyhan boru hattı projesinin cazip hale
gelebileceğini belirtiyor. Ancak Türkiye'nin talep ettiği yüksek
transit geçiş ücreti nedeniyle bunun daha maliyetli olacağı
kaydediliyor.

Bulgaristan hükümetinin açıklamasının ardından şimdi gözler 14
Aralık'ta konsorsiyum ortaklarının Amsterdam'da yapacakları yönetim
kurulu toplantısına çevrildi. Burgaz-Dedeağaç boru hattı projesinin
geleceğinin bu toplantıda netleşmesi bekleniyor. Bulgar tarafı bu
toplantıda, boru hattı projesi için oluşturulan şirketin
feshedilmesini teklif edecek. Bu kabul edilmezse sözleşmede yer alan
hükümler uyarınca, 12 ay sonra projeden tek yanlı olarak çekileceği
bildiriminde bulunacak.

(c) Deutsche Welle Türkçe

Marinela Liptcheva-Weiss

Aralık 11, 2011 | 0 yorum |

Rodoplar'sız yaşayamam ve yaratamam

9 Aralık 2011 Cuma |

Ressam Kamber Kamber, 1950 yılında Kırcaali'nin Sedefçe köyünde
dünyaya gelir. Otuzu aşkın uluslararası sergiye katılan Kamber
Kamber'in resimleri, Rodoplar'ın sıcak renklerini ve Rodoplar'da
yaşayan halkın hikayelerini yurtiçinde ve yurtdışında sanatseverlerle
buluşturmaktadır. Kamber Kamber, resimle ve Rodoplarla arasındaki
güçlü bağı "Kelimelik" okurları için anlattı.

- Resimle ilişkiniz nasıl başladı? Hayatınızı resime adamak
istediğinizi ne zaman ve nasıl fark ettiniz? Hayatınızdaki bir olayın
veya bir kişinin resime olan ilginizin uyanmasında bir etkisi oldu mu?

- Resimle ilişkim çocukluk yıllarına dayanır. Okulda olsun, evde olsun
boş zamanlarımı sürekli resim çizmekle dolduruyordum. İlk resimlerimi,
o zamanlar gerekli malzemeler olmadıgından, köyümdeki ev duvarlarına,
biskivü ve lokum kutularının ters taraflarına çiziyordum. Lise
yıllarında, hergün Momçilgrad şehir kütüphanesini ziyaret ediyor,
resimle ilgili kitap ve albümler okuyor, izliyor ve inceliyordum.
Çevremdeki yakın arkadaşlarımın portrelerini çiziyor, hediye
ediyordum.

İlk defa hayatımı resime adamak istedigimi kışlada farkettim. İki yıl
asker olduğum kışlada ressam olarak görev yaptım. Resime ve
ressamlara, değişik resim akımlarına ait onlarca kitap okudum. Bir o
kadar da yağlı boya resimleri yaptım. Sofya'da asker ressamları ile
ulusal sergilere katıldım. Ödüllere layık görüldüm.

Kışladan sonra çalışmaya gittiğim Gabrovo şehri beni eski evleriyle
celbetti. Orada da resim ve ressamlarla ilgili birçok kitap okudum,
yağlı boya tablolar çizdim. Kendisiyle tanıştığım ve dost olduğum
yerli ressam Nikifor Balabanov bana bir sürü kitap verdi. Bunların
arasında sanat tarihi, insan anatomisi, perspektif v.s. kitaplar
vardı.

- Ailenizin sizin ressam olma kararınıza tepkisi nasıl oldu? Sizi
desteklediler mi?

- Ailem benim ressam olma kararımı olumlu karşıladı. Rahmetli dedem,
üçüncü sınıftayken ilk renkli kalemleri ve sulu boyaları hediye etti.
Delikanlılığımda da, babam ilk şövalyeyi alıvermişti Sofya'dan.

- Başarılı bir ressam olabilmek yolunda sanat eğitiminin rölü nedir sizce?

- Ressam yaratıcılığında başarılı olabilmek için sanat eğitimi
alınması şarttır. Ama bu yeterli sayılmaz. Asıl eğitim sonradan
başlar. Aralıklarla yeni yeni kitaplar basılır resim ve ressamlar
hakkında, bunlar ressamın ilgi alanı dışında kalmaması gerek. Sanat
sevgi ister, bir de yorulmadan çalışmak. 1973 - 76 yıllarında Sofya'da
resim eğitimi gördüm. Sanatçı ömür boyu eğitim görür, kendini sürekli
geliştirmesi için.

- Ülkemizdeki okullarda verilen resim ve sanat dersleri hakkında ne
düşünüyorsunuz?

- Ülkemizde sanat okulları hariç, okullardaki resim derslerin düzeyi
düşük bence. Öğrenciler resim hakkında maalesef yeterli bilgi
edinemiyorlar. Öğretmenler, daha ciddi bir şekilde öğrencilere resim
bilgilerini aktarsa, durumun farklı olacağını düşünüyorum. Oysa o
kadar yetenekli öğrenciler var ki.

- Geçmişte etkilendiğiniz ve günümüzde beğendiğiniz ressamlar kimlerdir?

- Geçmişte etkilendiğim ve beğendiğim ressamları şöyle
sıralayabilirim: Rembrand, Van Gog, Gogen, Vladimir Dimitrov -
Maystora, Genko Genkov, Bedri Rahmi Eyuboğlu, Adnan Turani.

- Resimlerinizde Rodoplar'dan motiflere sık sık rastlıyoruz:
eserlerinizde Rodop evlerini, doğasını, ve güzel kadınlarını sık sık
konu ediniyorsunuz. Size ilham veren nedir?

- Çizmiş olduğum resimlerde, eski Rodop evleri, Rodoplar'ın şirin ve
güzel doğası, anamız, bacımız, eşimiz ve kızımız sayılan Rodop kadını
sıkça rastlanır. Bunların yanısıra müzik ve kadın ağırlıklı resimleri
de görmek mümkün. Resimlerimi daima müzik eşliğinde çiziyorum. Belki
de bu yüzden eserlerimin birçoğunda halk müziği enstrümanı olan
bağlama, kaval, mandolin ve klasik müziğine ait keman ve viyolonsel
iştirak eder.

Her zaman, ilhamı Rodoplar'ın güzel doğasından, çevremizdeki iyi
yürekli insanlardan alıyorum. Doğa, sanat için sonsuz bir kaynaktır.
Hiç şüphe yok ki, doğada dolaşırken dağ dorasında bir çeşmenin şırıl
şırıl akışı, ağaç yapraklarının rüzgar eşliğinde dans edişi, bülbül ve
diğer kuşların, gönlümüzü okşayan güzel nağmeleri bizi motive eder ve
ilham verir.

- Atölyenizde asla vaz geçemeyeceğeniz objeler var mı?

- Atölyede vazgeçemediğim objeler var tabii. Bunlardan bir tanesi,
Kırcaali'den meslektaşım Hristo Gaberov'un hediye ettiği, Yunanistan -
Tasos adasında suyun 3.5 metre derinliğinden çıkardığı 48 cm
büyüklüğünde, imzalı midye kabuğu. Diğer objeler, koca dedelerden
kalma eski duvar saati, hala taş plak çalan eski gramofon, Rodop
çanları, birkaç müzik aleti ve bronz balık heykeli.

- Siz uzun yıllardır Momçilgrad'ta yaşıyor ve çalışıyorsunuz.
Momçilgrad'ı, Sofya, Plovdiv, hatta İstanbul veya Paris gibi sanat ve
külür hayatı canlı büyük şehirlere tercih etmenizin sebebi nedir?

- 46 yıldan beri Momçilgrad'dayım. Her zaman burayı tercih ederim.
Atalarımızın ömürleri buralarda geçmiş . Zaten resim sergileri
nedeniyle Bulgaristan'dan dışarıya çıksam, buralara yani Rodoplara
dönmeye acele ederim. Ben Rodoplar'sız yaşayamam ve yaratamam sanırım,
o kadar bağlıyım ki. Buraların güzelliği bir başka, hiçbir yerle
değişmem. Doğasını adım adım dolaşırken, temiz havasından tut, tüm
güzelliklerini algıladığı an, insan farkına varır ancak.08/12/2011

Semiha Bekir
www.kelimelik.net

Aralık 09, 2011 | 0 yorum |

Filibe Başkonsolosu Ramis Şen Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Azis'i ziyaret etti

8 Aralık 2011 Perşembe |

Türkiye Cumhuriyeti'nin Filibe Başkonsolosu Sayın Ramis Şen dün
Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Azis'e nezaket ziyaretinde bulundu.
Üçüncü dönem Belediye Başkanı seçilen Hasan Azis'e hayırlı ve uğurlu
olsun dileklerini sunan Sayın Şen gelecek dört yılda da belediyede
büyük projelerin gerçekleştirilmesini diledi.

Kircaali Haber

Aralık 08, 2011 | 0 yorum |

Bulgaristan tüm Türk tırlarından geçiş ücreti alacak

Bakanlar Kurulu, Türkiye ile taşımacılık alanında izine bağlı yeni bir geçiş rejimi uygulanmasını ön gören anlaşma taslağını onayladı.
Türkiye ile imzalanması öngörülen anlaşma taslağına göre Bulgaristan, ister boş ister dolu olsun ülke topraklarından transit geçiş yapan tüm Türk tırlarından geçiş ücreti alacak.
Taslakta 6 tonu geçmeyen römorklu yük taşıtları kapsam dışına tutuluyor.
Bulgaristan’da 1979 yılından beri devam eden mevcut uygulamaya göre sadece üzerinde yük bulunan Türk tırlarından 83 Avro geçiş ücreti alınıyor. Boş tırlar ise geçiş ücreti ödemiyor.
Hükümetin onayladığı söz konusu anlaşma taslağının önümüzdeki hafta Sofya;da toplanacak.
Aralık 08, 2011 | 0 yorum |

Zeki Balcı, Krumovgrad İlçe Emniyet Müdürü oldu

İçişleri Bakanlığı'nın kararnamesiyle Başmüfettiş Zekir Balcı,
Krumovgrad İlçe Emniyet Müdürü görevine atandı.
Aralık 08, 2011 | 0 yorum |

Almanya, iş piyasasını Bulgarlara açtı

Almanya, iş piyasasını Bulgarlara açtı. Bu, Alman hükümetinin
oturumundan sonra belli oldu. Yüksek tahsillilerle meslek öğrenimini
Almanya'da sürdürmek isteyen Bulgar vatandaşları, ayrıca bir takvim
yılında 6 aya kadar çalışma hakkı olacak mevsimlik işçilerimize erişim
tamamen serbesttir.
En az 2 yıllık öğrenim sonucu elde edilen meslek kalifiyesine sahip
Bulgar vatandaşlarının Alman iş piyasasına erişimi de
kolaylaştırılıyor, ancak iş izni uygulaması sürdürülüyor.

BNR

Aralık 08, 2011 | 0 yorum |

Türkiye, Bulgaristan ve Macaristan'dan hayvan ithalatıni durdurdu

7 Aralık 2011 Çarşamba |

Türkiye Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca Macaristan ve
Bulgaristan'dan büyükbaş ve küçükbaş hayvan ithalatında sağlık
sertifikalarında bazı aksaklıkların tespit edilmesi nedeniyle
ithalatın geçici bir süreyle durdurulmasına karar verildi.

Bulgaristan ve Macaristan'dan küçükbaş ve büyükbaş hayvan ithalatında,
aynı kulak küpeli hayvanlara rastlanması üzerine, 5 Aralık tarihinden
itibaren söz konusu ülkelerden hayvan ithalatı geçici bir süre
durdurulurken, karardan, bu tarihten önce Bakanlıktan kontrol belgesi
almış ancak Bakanlıkça görevlendirilen veteriner hekimler tarafından
halen seçilmekte olanlar, seçimi tamamlanıp karantinaya alınanlar,
seçim heyeti görevlendirilmiş olanlar ve başlamış işlem niteliğinde
olanlar hariç tutuldu.

Bakanlıkça hayvan ithalatında uyulması gereken kurallar olduğu
anımsatılarak, son dönemde Bulgaristan ve Macaristan'dan ithal edilen
küçükbaş ve büyükbaş hayvanların bazılarında aynı kulak küpesinden
tespit edildiği bildirildi. Bu nedenle söz konusu ülkelerden büyükbaş
ve küçükbaş hayvan ithalat, geçici bir süre ile durdurulurken, bu
ülkelerle sorunun giderilmesine dönük görüşmeler yapılması, ancak
sağlık sertifikalarındaki sorun giderildikten sonra ithalata devam
edilmesi bekleniyor.

Kulak küpesi, hayvanların kimliklendirilmesinde kullanılırken, mevzuat
gereği kulak küpesi olmayan hayvanların satışı yasak.

Türkiye, Bulgaristan'dan kesimlik ve besilik koyun, Macaristan'dan da
kasaplık ve besilik sığır ve koyun ithal ediyordu.

-Küçükbaş ve büyükbaş hayvan ithalatı-

Öte yandan ithalat izni alınmasının ardından 30 Eylül 2011 tarihine
kadar 600 bin sığır, 1 milyon 400 bin koyun ithal edildi. 30 Eylül
2011 tarihi itibarıyla Avusturya, Avustralya, Brezilya, Estonya,
Letonya, Litvanya, Fransa, Macaristan, Uruguay, Yunanistan'dan 262 bin
589 baş kasaplık ve 334 bin 426 baş besilik sığır, Avustralya,
Bulgaristan, Macaristan, Uruguay ve Yunanistan'dan 1 milyon 156 bin
879 baş kasaplık ve 242 bin 277 baş besilik koyun, AB ülkelerinden 155
bin 890 ton sığır eti (karkas) ithalatı gerçekleştirildi.

Kasaplık ve besilik sığır ile koyun ithalatları, Bakanlık tarafından
belirlenen sağlık şartlarını karşılayan ülkelerden, ihracatçı ülkede
ve ülkemiz girişinde bakanlığın resmi veteriner hekimlerince yapılan
kontrol ve muayene sonucu hayvanların uygun bulunması halinde
gerçekleştirilirken, sağlıklı olmayan hayvanların ithalatına müsaade
edilmiyor.

Aralık 07, 2011 | 0 yorum |

Bulgaristan, Burgas-Dedeağaç petrol boru hattı projesinden ayrıldı

Bulgaristan hükümeti, Rus petrollerinin Trans-Balkan hattından
Akdeniz'e ulaşımını sağlayacak Burgas-Dedeağaç petrol boru hattı
projesinden ayrılma kararı aldı. Bulgaristan Maliye Bakanı Simeon
Djankov yaptığı açıklamada, 2007 şartlarında imzalanan mali
yükümlülüklerini mevcut şartlarda yerine getiremeyeceklerini kaydetti.
Boğazların tanker yükünü azaltacak Burgas-Dedeağaç petrol boru hattı
projesi, Samsun-Ceyhan petrol boru hattının rakibi olarak görülüyordu.
Tankerlerle gelecek Rus petrolü Burgas limanından 282 kilometre
uzunluğunda inşa edilecek petrol boru hattı aracılığı ile
Yunanistan'ın Dedeağaç limanına ulaştırılması planlanıyordu.
Yıllık kapasitesi 35 milyon ton olacak ve 160 kilometresi Bulgaristan
topraklarından geçecek hattın maliyetinin 1,34 milyar doları bulması
bekleniyor. Rusya'nın yüzde 51'ine sahip olacağı hattın yüzde 49'unu
Bulgaristan ve Yunanistan eşit oranda paylaşacaktı.
Bulgar bakan, Bulgaristan'ın projeden ayrılmasının herhangi bir
yaptırım öngörmediğini, pozisyonlarını gelecek hafta yapılacak
toplantıda aktaracaklarını söyledi.
Rusya petrol boru hattı taşımacılık şirketi Transneft Bulgaristan'ın
proje ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediği ile ilgili
eleştirilerini sıklıkla dile getirmişti.
Transneft, Bulgaristan'ın projeden ayrıldıklarına dair herhangi resmi
bir belgenin kendilerine ulaşmadığını açıkladı.

Samsun-Ceyhan petrol boru hattının inşası ile ilgili yoğun çaba
sarfeden Türkiye'nin eli güçlenirken, önümüzdeki haftalarda Enerji
Bakanı Taner Yıldız'ın Moskova'ya bir ziyaret gerçekleştirmesi, Rusya
Başbakan Birinci Yardımcısı İgor Seçin'le bir görüşme gerçekleştirmesi
bekleniyor.

Aralık 07, 2011 | 0 yorum |

ETB Başkanı, Edirne Konsolosu Popov'u ziyaret etti

Edirne Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Yardımcı
Bulgaristan'ın Edirne Başkonsolosu Lubomir Popov'u makamında ziyaret
etti. Edirne Ticaret Borsası'ndan yapılan açıklama:

'TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Borsamız Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa
Yardımcı, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımız Halil İnalcı ile birlikte
Bulgaristan Edirne Başkonsolosu Lubomir Popov'u makamında ziyaret
etti. Ziyarette Sveti Georgi Kilisesi Papazı Alexander Çıkırık da
hazır bulundu.

TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Borsamız Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa
Yardımcı, Başkonsolosa yeni görevinde başarılar dileyerek; "En büyük
hedefimiz iki ülke arasındaki ticaret hacmini arttırmaktır. Biz
Balkanları bir bütün olarak değerlendiriyoruz. Sınır komşuları olan
Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan Balkanların ayrılmaz birer
parçasıdır." dedi.

Bulgaristan Edirne Başkonsolosu Lubomir Popov 'da ziyaret nedeniyle
duyduğu memnuniyeti ifade ederek; "Ülkeler arasındaki ticaret hacmini
arttırmanın kendileri için de öncelikli amaç olduğunu, iş adamlarının
rahatlıkla seyahat edebilmesi ve ticaret yapabilmesi için her türlü
kolaylığı göstermeye ve Türk ve Bulgar iş adamlarını bir araya
getirmek amacıyla düzenlenecek organizasyonlara da destek vermeye
hazırız." dedi.

Ziyaret programını değerlendiren Başkanımız Mustafa Yardımcı;
"Bulgaristan Edirne Başkonsolosu Lubomir Popov ile Vizelerden Sorumlu
Konsolos Rusko Georgiev'in ziyaret esnasındaki ifadelerini samimi ve
içten buldum. Geçmişte yaşananları bir kenara bırakarak, sanayici ve
iş adamlarımıza vize verilmesi konusunda çok iyi niyetli olduklarını
ve bu konuda özellikle yardımcı olacaklarını ifade ettiler.

Bu durumda 28 Eylül 2011 Çarşamba günü Babaeski'de gerçekleştirilen
Trakya Bölgesi Oda ve Borsaları istişare toplantısında alınan "Acil
İşler Haricinde Bulgaristan'a Gitmeme" kararımızı yeniden gözden
geçirebiliriz.Biz de bu iyi niyetli yaklaşımları karşısında, bugüne
kadar olduğu gibi bundan sonra da kendilerini yanıltmayacağımızı ifade
ettik." dedi.

Ziyaret programının sonunda Başkanımız Mustafa Yardımcı tarafından,
Bulgaristan Edirne Başkonsolosu Lubomir Popov'a ziyaret anısına;
Edirne toprağından yapılan Selimiye Camii motifli seramik tabak ile
şehrimizin simgeleri olan aynalı süpürge ve meyve sabunu hediye
edildi.

Ayrıca Başkanımız Mustafa Yardımcı; 15 Aralık 2011 tarihinde
Bulgaristan İstanbul Başkonsolosu Alexander Velevile İstanbul TOBB
Plaza'da yapılacak toplantı ve sonrasında düzenlenecek yemek
programında bir araya gelecek.'

Aralık 07, 2011 | 0 yorum |

Hasan Azis: Parti içinde yaşanan tartışmada taraf değilim

6 Aralık 2011 Salı |


Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Azis, iktidardaki GERB partisinin Kırcaali teşkilatından Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisindeki iç çekişmeler nedeniyle Belediyenin normal şartlarda çalışamadığı yönündeki eleştiriye cevap vererek, ‘ben ve ekibim çalışmaya devam ediyor’, dedi.
Parti içinde ilçe teşkilatının başkanlığına kimin geçeceği konusunda yaşanan tartışmada kendisinin taraf olmadığını belirten Azis, önümüzdeki günlerde ilçe teşkilatı başkanlığı için oylama yapılacağını ve oylamanın ‘gerektiği gibi gerçekleşeceğini’ vurguladı.
Aralık 06, 2011 | 1 yorum |

2 yaşındaki Aylin ormanda geceledi

Kırcaali'nin Zimzelen Köyünde yaşayan 2 yaşındaki Aylin dün oğlen
saatlerinde köy cıvarında kayboldu. Tüm aramalara rağmen dün
bulunamayan küçük kız bu sabah köylüler tarafından köye yakın ormanlık
arazide bulundu. Bütün gece tek başına ormanda kalan Aylin'in sağ
bulunmasına sevinen köylüler 'çocukların melekleri var' diyor.
Aralık 06, 2011 | 0 yorum |

Agalar, şirketleşelim mi anonimce?

5 Aralık 2011 Pazartesi |

Hak ve Özgürlükler'in Kırcaali ayağında çekişme devam ediyor. Ancak sıradan seçmen ne olduğunu bilmiyor ve Kırcaali kahvehanelerinde olup bitenler tek cümle ile özetleniyor – ‘Kemik kavgası’! Bulgarca gazeteler, ilçe teşkilatı başkanlığı için parti içinde iki grubun anlaşamadığını ve bölünmelerin yaşandığını yazıyor. Seçmene kimse bilgi vermiyor tabi. Partinin İlçe Başkan Yardımcısı dün meclis üyeliğinden istifa ettiğini açıkladı. Ne var ki, gerekçesindeki çümleler dolaylı, yine bilgi yok. Birileri partiyi seçmenin sırtına yaslayarak babasının şirketi gibi kullanıyor ama sırtında gezindiği seçmeninden gizli oyunlar çeviriyor. Olmuyor agalar!
Aralık 05, 2011 | 0 yorum |

Hicri yılınız kutlu, aşureniz hayırlı mubarek olsun

Değerli Din kardeşlerim.

Yüce Allah'tan hakkıyla ittika edenler ( günah işlemekten korkanlar)
için çıkış yolları vardır.
Muharrem ayının 10. günü yani aşure günü, tarihte olağan büyük olaylar
vuku bulmuştur. Hastalar şifa bulurken, sıkıntılı olanlar huzura gark
olmuştur. Zulüm edenler helak olurken, zulüm görenler felaha
ulaşmışlar. Bu olayları Peygamberlerin tarihlerinden delilendirelim
inşallah.

Aşure gününde vuku bulan bazı önemli olaylar:
1.Adem (a.s)'ın zelle günahından - sonra tövbesinin kabulü.

2. Hz. Nuh döneminde inanmayanları cezalandırmak üzere takdir edilen
tufanın sona ermesi ve inananların Hz. Nuh'la birlikte geminin cudi
dağına ulaşmasıyla kurtulmaları.

3. Benden büyük Tanrı mı var diyerek, Hz. Musa ile savaşmaya and içen
zalim Firavun ve ordusunun Kızıldenizinde boğulması.

4. Hz. İbrahim'in ateşe atılmasını emreden Nemrud'un burnundan giren
sinekle işkenceler görüp yok olurken, Hz. İbrahim'in ateşten Allah'ın
lütfu ile kurtulması - Halilüllah makamına ( Allah'ın dostu)
yükselmesi.

5. Kardeşleri tarafından kuyuya atılan Yusuf (a.s)'ın kuyudan kurtulması.
6. Oğulu Yusuf'u bir başka seven Yakup peygamberin, köle olarak
satılan ve daha sonra Mısır maliye bakanı olan ve kendisinden sonra
peygamberlik gömleğini giyecek olan oğulu Yusuf 'a kavuşması

7. 17 yıl yatağında hasta yatan, öyle ki cesedi kurtlar tarafından
yenilen Eyyub Peygamberin şifa bulması.

8. Üzülerek ve büyük bir hüzünle bir de Peygamber efendimizin(s.a.s)
torunu Hz. Hüzeyin'in de bu tarihte Kerbala'da şehid edildiğini ifade
etmek durumundayım.
Mevlam cümlemize birlik ve dirlik ihsan etsin.

Aşure gününde Peygamberlerin hayat serüvenlerinde meydana gelen olağan
büyük olaylar hürmetine Mevlam bizlerin de " Hastalarına şifalar,
dertlilerine devalar, borçlularına edalar, bekarlarına hayırlı
evlilikler..." ihsan etsin.

Muhterem Din kardeşlerim!
26.11.2011 muharrem ayının 1.günü - hicri yılbaşı idi.
Aslında İslam takvimi, 2. halife Hz. Ömer b. Hattab döneminde " Hz.
Peygamber'in Mekke'den Medine'ye 622 yılında hicretiyle" belirlenmiş
ve bugün 1432- 1433 yılını bu takvime göre idrak Etmiş bulunuyoruz.

10 muharrem - yani 5 Aralık ise aşure günüdür. Cahiliyye döneminde
aşure gününde kabenin örtüsü değiştirilirdi. Medine'de yahudiler oruç
tutarlardı. Peygamberimiz oruç tutmak isteyenler için Muharremin 9.
10. ve 11. günlerini tavsiye etmiştir.

Hububatlardan - değişik meyve ve çerezlerden yapılan aşureyle alakalı
ise, Hz. Nuh tufandan kurtulduğunda kalan malzemelerle bu yiyeceği
yaptı şeklinde yorumlar var. Doğrusunu Allah bilir. Ancak sosyal
yardımlaşmayı ve dayanışmayı oluşturan olaylardan biri olması
hasebiyle bu yemeğin yapılıp dağıtılmasını tavsiye ederiz.
Mevlam böylesi anlamlı günleri - toplumun dostluk ve huzuruna vesile eylesin.

Hürmet ve Muhabbetlerle

BEYHAN MEHMET, Kırcaali Bölge Müftüsü

Aralık 05, 2011 | 0 yorum |

"Günümüzde Bulgaristan'da Alevilik ve Bektaşilik" Konferansı

İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr.Mehmet Dönmez,
Bulgaristan'daki Alevi ve Bektaşilerde, Muharrem ayı, nevruz ve
hıdırellez gibi inanç ve kültür unsurlarının canlı şekilde
sürdürüldüğünü tespit ettiklerini söyledi.

İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Dönmez,
Bulgaristan'daki Alevi ve Bektaşilerde, Muharrem ayı, nevruz ve
hıdırellez gibi inanç ve kültür unsurlarının canlı şekilde
sürdürüldüğünü tespit ettiklerini söyledi.

Üniversiteden yapılan yazılı açıklamaya göre, Hoca Ahmet Yesevi
Konferans Salonu'nda "Günümüzde Bulgaristan'da Alevilik ve Bektaşilik'
konulu konferans düzenlendi.

Konferansta Bulgaristan'a yaptıkları gezide yaptıkları incelemeler
hakkında bilgi veren İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.
Mehmet Dönmez, Balkan coğrafyasında Alevi ve Bektaşi kitlelerce kutsal
kabul edilen türbe, yatır ve ziyaret şeklinde tanımlanan kutsal
mekanların bulunduğunu, bu inanç merkezlerinin Balkanlarda yüzyıllara
bağlı olarak gelişen Türk kültürü ve İslam dininin birer unsuru olarak
yaşatıldığını belirtti.

Rumeli ve Bulgaristan'da da Türk kültürünün gelişmesindeki itici gücün
temelinde Bektaşilik olduğunun rahatlıkla söylenebileceğini vurgulayan
Dönmez,

"Bulgaristan Alevi ve Bektaşi'lerinde, Muharrem ayı, nevruz ve
hıdrellez gibi inanç ve kültür unsurları canlı olarak
sürdürülmektedir. Aleviler Bulgaristan'da yalnız Deliorman'da değil,
Bulgaristan'ın başka yerlerinde de, özellikle kuzey ve güney
bölgelerinde bulunmaktadır" dedi.

Konferansa Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, Yeşilyurt Belediye Başkanı
Mehmet Kavuk, Cem Vakfı Malatya Şube Başkanı Eşref Doğan, akademik,
idari personel ve öğrenciler katıldı.

Aralık 05, 2011 | 0 yorum |

RODOP DAĞLARININ RESSAMI

Bulgaristan’da Türklerin yoğunlukta yaşadığı şehirlerdeki parklarda, sokaklarda, kamu ve özel bina önlerindeki birçok heykel onun eseri. Şehir parklarinda dolaşanlar ressam heykeltraş Şükrü İsmail’in yaptığı eserleri hayranlıkla izler ve onun ellerinde şekil almış hayvan figurleriyle birlikte fotoğraf çektirir ancak çoğu bu heykelleri kimin yaptığını bilmez. Şükrü İsmail, alışılmışın dışında, doğup büyüdüğü Raodop dağlarının eteklerindeki Kos Köyünde çalışmayı tercih ediyor. Değim yerindeyse, dünyadan uzak Kos Köyü, Türkçe ismiyle Dereköy, Mestanlı İlçesinde bulunuyor. Ressam-Heykeltraş Şükrü İsmail, kendi köyü için ‘çok sakin ve sanat için eşibulunmaz bir yer’, diyor. İsmail, yağlı boya resimlerinde Rodop kadınlarını çiziyor - acılarını, sevinçlerini ve hüzünlerini. Heykellerinde ise Türklerin tarihini yansıtıyor. Son eseri Çanakkale Savaşına katılan Bulgaristanlı şehit ve gazilerimizi simgeliyor.

Aralık 05, 2011 | 0 yorum |

HÖH Kırcaali teşkilatındaki koltuk kavgası istifa getirdi

4 Aralık 2011 Pazar |

HÖH'ün Kırcaali İlçe Teşkilatında devam eden koltuk kavgası istifa
getirdi. Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisinin Kırcaali İlçe
Teşkilatı Başkan Yardımcısı Ehliman Çoban'ın istifa ettiği bildirildi.
Parti değerlerinin, koltuklardan daha önemli olduğunu belirten Çoban,
yapılanların mantıksızca olduğunu ve hiç bir zaman destek vermeyceğini
kaydetti. 'Seçim zamanı birileri yan gelip yatıyordu, birileri de var
gücüyle çalışıyordu', diyen Çoban, Raif Mustafa'yı yeni görevi
nedeniyle tebrik ederek, meclis üyeliğinden istifa ettiğini ancak
lideri Ahmet Doğan'ı desteklemeye devam edeceğini vurguladı.
'Ahmet Doğan'a yanlış bilgi aktarıyorlar. Bu bilgileri aktaranlar
arasında milletvekilleri de var', diyen Çoban ancak bu kişilerin
ileride pişman olacaklarını ifade etti.
Aralık 04, 2011 | 0 yorum |

Bulgaristan'da aşırı sağ tehlike

3 Aralık 2011 Cumartesi |

Milliyetçilik, 1990'lı yıllardan bu yana Bulgaristan'ın toplumsal ve
siyasal yaşamında büyük bir rol oynuyor. Irkçı saldırılar günlük
yaşamın bir parçası haline gelmiş durumda. Sofya'nın önlemleri ise
yetersiz bulunuyor.

Bir futbol karşılaşmasının ardından Roman gençlerin holiganlar
tarafından darp edilmesi, Afgan bir mülteciye koyu tenli olduğu için
dayak atılması ya da aşırı sağcı Ataka Partisi'nin camilerdeki
hoparlörleri protesto çağrısının ardından parti taraftarları ile
Müslümanlar arasında yaşanan arbede....

Bunlar bu yıl içinde Bulgaristan'da yaşanan ırkçı saldırılardan sadece
birkaçı. Uluslararası insan hakları örgütü Helsinki Yurttaşlar
Derneği'nin Bulgaristan'daki temsilciliği kısa bir süre önce ülkede
etnik ve dinî azınlığa karşı şiddettin endişe verici bir boyuta
tırmandığına dikkat çekmişti.

Yeni bir sorun değil

Irkçı ve yabancı düşmanı bir milliyetçilik, Bulgaristan'da yeni
ortaya çıkan bir olgu değil. Helsinki Yurttaşlar Derneği'nin
Bulgaristan temsilcisi Krassimir Kanev, bu sorunun 1989'da komünist
rejimin yıkılmasından sonra arttığına dikkat çekiyor. Nitekim ülkede
henüz 90'lı yılların başında ırkçı saldırılar düzenleyen aşırı sağcı
gruplar, dazlaklar gibi, oluşmaya başlamıştı.

Bulgar devletinin ise ırkçı şiddete karşı şimdiye dek önlem aldığına
işaret eden Kanev, bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM)
Bulgaristan aleyhine alınan kararlar bulunduğuna da dikkat çekti. Bu
davalardan birine örnek veren Kanev, bir Roman'ın öldürülmesiyle
ilgili davada soruşturmanın sürüncemede bırakıldığı ve ırkçı bir
cinayet olabileceğinin gözardı edildiği gerekçesiyle AİHM'nin
Bulgaristan'ı 2007 yılında mahkum ettiğine dikkat çekti.

Irkçı kaynaklı şiddet olaylarının Bulgar kurumları tarafından bir
"sokak kavgası" ya da "normal yaralanmalar" olarak değerlendirilmesi
Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadeleye Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI)
tarafından da kınanmıştı.

Değişmeyen politik unsur

Helsinki Yurttaşlar Derneği'nin Bulgaristan temsilcisi Krassimir
Kanev, Bulgaristan'ın demokratik dönüşünden bu yana milliyetçiliğin
siyasette büyük ve sağlam bir yer edindiğini kaydediyor.

Kanev, "1991 yılında Kurucu Meclis toplandığında, toplantının
yapıldığı binanın önünde aşırı sağcı 'Bulgar Ulusal-Radikal Partisi'
mensupları, ülkedeki Türk azınlığın parlamentoda temsil edilmesine
karşı sloganlar atıyordu'' diye konuşuyor. Kanev, bu ırkçı partinin
politikada kendine yer edinememesinin nedenin ise büyük partilerin
aşırı milliyetçi bir tutuma programlarında zaten yer vermesi olduğunu
belirtiyor.

AB'nin baskısı

Ancak Kanev, AB ile yakınlaşmanın başlamasından bu yana
Bulgaristan'daki büyük siyasi partilerin, bu milliyetçi unsurları
törpülemek durumunda kaldığına dikkat çekiyor. Çünkü hem sosyalistler
hem de muhafazakârlar mutlaka Avrupa Birliği'ne üye olunmasını
istiyordu. Böylece partiler, AB'den gelen baskı ile bir dönüşüm
geçirdi. Ancak bu da milliyetçiliğin yükseliğini engellemeye yetmedi.

Aynı zamanda bir sosyolog olan Kanev, "Bu sayede milliyetçi harekete
yeni bir özgürlük alanı tanındı. Böylece ölen Jörg Haider'in
liderliğindeki Avusturya Özgürlük Partisi'nden bile daha radikal,
aşırı sağcı Ataka Partisi 2005 yılında doğmuş oldu" diyor.


Liderliğini Volen Siderov'un yaptığı parti, seçim kampanyalarında
"Hükümlü çingeneler çalışma kamplarına" ve "Bulgaristan Bulgarların!"
gibi ırkçı sloganlar kullandı ve Ataka Partisi kuruluşunun ardından
iki ay bile geçmeden parlamentoda dördüncü büyük güç olmayı başardı.
Parti o günden bu yana da çeşitli kampanyalarla etnik ve dinî
azınlıklara, eşcinsellere yönelik kışkırtıcı tutumunu sürdürüyor.

Hatta Brüksel'de Ataka Partisi'nin Avrupa Parlamentosu'ndaki bir
milletvekili, Roman kökenli bir Macar vekili aşağılama cesaretini
bile gösterdi. Ataka, bunun üzerine Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle
Mücadeleye Karşı Avrupa Komisyonu'nun raporunda sert bir dille
uyarıldı. Komisyon ayrıca Bulgar hükümetine de gereken tepkiyi
göstermesi çağrısında bulundu.

Kaynayan kincilik

Ancak son aylarda artan ırkçı şiddet olaylarının ardından, Bulgar
siyasetçilerin poltikalarını gözden geçirdikleri görünüyor. Geçen
eylül ayında 19 yaşındaki Bulgar bir gencin bir Roman tarafından
öldürülmesi ülkedeki etnik gerilimi tırmandırmış ve ülke çapında Roman
karşıtı gösteriler düzenlenmişti.

Birkaç istisna dışında gösteriler genellikle barışçıl geçti, ancak
ülkedeki gerilim ortamı siyasette etnik gerginliğin kontrolden
çıkabileceği endişesi yarattı. Olayların ardından Bulgaristan
Başsavcısı Boris Veltchev de ırkçı kışkırtmalara dayanan davaların
aydınlatılmasına öncelik verileceğini duyurdu. Ekim ayının başında da
27 yaşındaki bir kişi Facebook'ta "çingenelerin katledilmesi"
çağrısında bulunduğu gerekçesi ile 10 ay gözetim altına tutulmasına
karar verilerek mahkum edildi.

Blagorodna Grigorova
DW

Aralık 03, 2011 | 0 yorum |