Popüler Yayınlar

Bu Blogda Ara

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Muharem Muharem HÖH Kırcaali İlçe Başkanı oldu

30 Haziran 2012 Cumartesi |

Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisinin Kırcaali Teşkilatının 8. Kongresinde Muharem Muharem 143 oy alarak partininin ilçe başkanı oldu. Diğer aday Gündüz İsmail’e ise 120 delege oy kullandı. 5 oy geçersiz sayıldı. Muharem’in seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından ilk sözleri ‘dengeyi bulalım’ oldu.


AJANS BG
Haziran 30, 2012 | 0 yorum |

Rusçuk'ta Güneş Okuma Evi kuruldu

29 Haziran 2012 Cuma |

Rısçuk mahkeme kararı ile kültür, sosyel ve eğitim alanında gelişim, geleneklerin ve göreneklerin korunması, yerel, ulusal ve yabancı folklorun da kişisel ve folklor grupları desteklemek ve finanse etmek, çocukları, gençleri ve yetişkinleri bilim, sanat ve kültür alanında bilgilendirmek yerel, ulusal ve uluslararası kurumların desteği ile müzik ve dans alanında başarılarımızı tanıtmak, kütüphaneler kurmak, konserler ve eylence programları düzenlemek, ulusal ve uluslararası festıvallere ve yarışmalara katılmak, gençlere yönelik faaliyetler düzenlemek, kurultaylar, sempozyumlar, konferanslar, paneller, kurslar, kulüpler v.s. tertiplemek, bilgisayar, internet v.s. hizmetleri sunma amacı ile GÜNEŞ – 2012 OKUMA EVİ kurulmuştur.
Okuma evi yönetimi adına, Riga otelinde kuruluş toplantısına katılan ve bizi destekleyen tüm kurucu üyelerine şukranlarımızı sunuyoruz. GÜNEŞ Derneği ve GÜNEŞ – 2012 okuma evi hep birlikte farklı etnik, din ve kültürler arasına dostluk köprülerinin kurulmasına devam edecektir. Etkinliklerimizde herzaman yanımızda bulunan ve bizi destekleyen Bulgar, Türk, Rus, Ermeni, Yahudi, Roman arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. GÜNEŞ tüm İnsanlara ışıklarını saçmaya , kültür etkileşim ve dayanışma yolunda olanlara sıcaklığını vermeye devam edecektir.

Mecbure Efraimova
GÜNEŞ Başkanı
Haziran 29, 2012 | 0 yorum |

Egemen Bağış Kırcaali’de

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Bulgaristan temasları kapsamında bugün öğle saatlerinde Bulgaristan’ın Kırcaali iline geldi.

Başkent Sofya'dan karayolu ile Kırcaali’ye gelen Egemen Bağış, ilk olarak Kırcaali Valisi İvanka Tauşanova'yla görüştü.Valilik çıkışında  gazetecilere açıklama yapan Bakan Bağış Türkiye ile Bulgaristan arasında iyi ilişkilerin artarak devam ettiğine dikkat çekerek, Kırcaali’de bulunmaktan büyük bir heyecan duyduğunu kaydetti.
- İKİ ÜLKE ARASINDAKİ EKONOMİK GELİŞMEDEN KIRCAALİ PAYINI ALMALI
Bulgaristan, Türkiye’nin dostu ve müttefiği olduğunu ifade eden Bağış “iki ülke arasındaki, ticaret hacmi her geçen gün artıyor. Bu artan ekonomik gelişmeden Kırcaali’nin de payını alması gerektiğini düşünüyorum. Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu doğalgazı Türkiye, Bulgaristan sınırına getireceğinin garantisini verdi. Kırcaali bölgesinde bu gelişme doğrultusunda payını alacak. Bulgaristan yakın zamanda Türkiye ile canlı hayvan ithalatına başladı. Bu da bölgedeki insanların yaşamına ekonomik anlamda katkı sağlayacak”dedi.
Kırcaali de herkesin Türkiye’nin AB persfektifini desteklediğini belirten Bağış Kırcaali halkına teşekkür ettiğini belirtti.
- BULGARİSTAN'DAN AB DESTEĞİ
Bir gazetecinin Bulgaristan’a vizesiz giriş konusundaki sorusu üzerine Bulgaristan Dışişleri Bakanı ile bu konuyu görüştüğünü belirten Bağış “bu konuda Nikolay Mhadenov katkısı var ve bu konuyu görüştük.Ancak bizim amacımız çabamız sadece Bulgaristan değil tüm AB üyesi ülkelere Türk vatandaşının vizesiz gitmesini sağlamak”diyerek AB nezdindeki mücadelede en büyük destekçilerinin de Bulgaristan olduğunun altını çizdi.
- BELEDİYE BAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜ
Bakan Bağış, daha sonra da Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Aziz'i makamında ziyaret ederek, bir süre görüştü. Bağış, bu görüşmesinin ardından da Kırcaali Müftüsü Beyhan Mehmet ile bir araya geldi. Müftülük binasının önünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'lı pankart açan gençlerle fotoğraf çektiren Bağış ve Müftü Mehmet, daha sonra birlikte Kırcaali Camisi'nde Cuma namazını kıldılar.
- VATANDAŞLARLA KONUŞTU
Bağış, namazın andından da Müftülük binasının yan tarafındaki semt pazarına geçerek, soydaşlarla sohbet etti, dertlerini dinledi. Bağış, burada yaptığı kısa açıklamada, soydaşlarla böyle rahat bir ortamda bir araya gelebilmenin mutluluğunu yaşadığını söyleyerek, "Eskiden Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası gibi, soğuk mesajlar gelirdi" diye konuştu.
Kırcaali'deki soydaşların artık AB vatandaşı olduklarını hatırlatan Bağış, soydaşların Türkiye'nin AB yolundaki en büyük destekçileri olduğunu bildirdi.
- KİLİSE ZİYARETİ
Bağış, semt pazarı ziyaretinden sonra da Aziz Yuan Predteca Kilisesi'ne giderek, kilisenin papazı ile bir süre sohbet etti ve kilise hakkında bilgi aldı. Bağış burada dinde hoşgörünün önemine dikkati çekerek "Senin dinin sana benim dinim bana" diye konuştu.

AJANS BG
Haziran 29, 2012 | 0 yorum |

Presa Gazetesi: Boru hattıyla baraj ayrı konular

Presa Gazetesi:
‘Türkiye, iki ülke arasında doğalgaz nakli için inşa edilmesi öngörülen boru hattını, Tunca Nehri üzerine kurulacak barajın yapımıyla ilişkilendirmeyecek. Bu konu Egemen Bağış’la Dışişeri Bakanı Nikolay Mladenov arasında yapılan görüşmede netlik kazandı’.  
Haziran 29, 2012 | 0 yorum |

HÖH Kırcaali Teşkilatı, Doğan’a mektup yazarak Remzi Osman’ın özür dilemesini istedi

28 Haziran 2012 Perşembe |

HÖH Kırcaali İlçe Teşkilatı, parti lideri Ahmed Doğan’a gönderdikleri bir mektupta milletvekili Remzi Osman’ın Alevilerden özür dilemesini istedi. İlçe Teşkilatı ayrıca milletvekili Osman’ın uyarılmasını ve benzer bir gaf daha yapması halinde milletvekilliğinin düşürülmesi isteniyor. 

AJANS BG


İLGİLİ HABER:
Remzi Osman: Özür dileyecek neden göremiyorum
Aleviler milletvekili Remzi Osman’dan özür bekliyor
Haziran 28, 2012 | 4 yorum |

Devlet Bahçeli Bulgaristan’a geliyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Balkan ülkeleri gezisi çerçevesinde Bulgaristan’ı da ziyaret edeceği bildirildi. Bahçeli, dün Edirne'deki Pazarkule Sınır Kapısı'nı kullanarak karayoluyla Balkan turuna çıktı. Yunanistan'a geçişi sağlayan Pazarkule Sınır Kapısı girişinde Bahçeli'yi çok sayıda partili çiçeklerle karşıladı. Balkanlar gezisi çerçevesinde Batı Trakya'ya giden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gümülcine ve İskeçe'yi ziyaret etti. MHP lideri Devlet Bahçeli, seçilmiş İskeçe Müftüsü Ahmet Mete ile makamında bir süre görüştü. Bahçeli'nin Müftü Mete'yi ziyareti sırasında Altın Şafak üyesi yaklaşık 50 kişilik bir grup, İskeçe kent meydanında gösteri yaptı.
- YUNAN POLİSİ IRKÇI GRUBA BİBER GAZI KULLANARAK MÜDAHALE ETTİ
Daha sonra Selanik'e giden MHP heyeti, burada da protesto edildi. Devlet Bahçeli ve MHP'li milletvekilleri, Atatürk'ün evindeyken dışarıdan slogan sesleri yükseldi. Yaklaşık 60 aşırı milliyetçi öğrenci tarafından protesto gösterisi düzelendi. Selanik'teki Türkiye Konsolosluğu önünde toplanan kalabalık, polisin uyarılarına rağmen bölgeden ayrılmadı. Güvenlik barikatini aşmaya çalışan grup, polis ekipleriyle çatıştı. Yunan bayrakları taşıyarak milliyetçi slogan atan protestoculara polis, biber gazıyla müdahele etti.
Bahçeli'nin 2 Temmuz gününe kadar Makedonya,Kosava ve Bulgaristan'da ziyaretlerde bulunması bekleniyor.
- ATAKA PROTESTOYA HAZIRLANIYOR
MHP lideri Bahçeli’nin Bulgaristan ziyareti sırasında ırkçı Ataka Partisi üyelerinin protesto gösterisi yapacağı bildirildi. Bahçeli’nin Bulgaristan’a gelmesini istemediklerini belirten aşırı sağ grupların temsilcileri, ziyareti provokasyon olarak algıladıklarını kaydettí.


AJANS BG
Haziran 28, 2012 | 16 yorum |

Egemen Bağış'tan ATAKA'ya: Jivkov döneminden borçlarınız ağır basar

Üç günlük resmi ziyaret için Bulgaristan'a gelen Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Parlamento Başkanı Tsetska Tsaçeva ve Bulgaristan'ın AB Fonlarının Kullanımından Sorumlu Bakanı Tomislav Donçev ile görüştü. Bağış, Dışişleri Bakanı Nikolay Mladenov ile ortak bir basın toplantısı düzenliyor.
Egemen Bağış, Türkiye’nin Bulgaristan’a 10 milyar borcu olduğunu iddia eden bir ATAKA partisi milletvekiline, ‘sizin Jivkov döneminden borçlarınız ağır basar’ cevabını verdi. 

AJANS BG



EGEMEN BAĞIŞ KİMDİR?

Temmuz 2011’de kurulan 61. Hükümette, AB ile tam üyelik görüşmelerini yürütmek üzere Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci görevine getirilen Egemen Bağış, Cumhuriyet tarihinin ilk Avrupa Birliği Bakanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği Nezdindeki Müzakere Heyeti Başkanıdır.
Bağış, Ocak 2009′da Devlet Bakanı ve Başmüzakereci görevine getirilmiş, daha önce de AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı yapmıştır. Genel Başkan Yardımcısı olarak Bağış, AK Parti’nin en yüksek yürütme organı olan Merkez Yürütme Kurulu üyeliğinde bulunmuştur.
Uluslararası ilişkilerde ve diplomaside AK Parti’nin kilit ismi olarak görev yapmış olan Bağış, partinin ulusal, uluslararası temaslarında ve teşkilatlarında dış politika konularında yönlendirme ve koordine etme görevini yerine getirmiş, önemli küresel gelişmelerin parti yönetimine akışını koordine etmiştir.
Egemen Bağış’ın halen yürütmekte olduğu görevler:
  • Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci
  • Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği Nezdindeki Müzakere Heyeti Başkanı
  • İstanbul Milletvekili
2002–2011 yılları arasında yürüttüğü görevler:
  • T.C. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci
  • AK Parti Dış İlişkiler ve Dış Temsilciliklerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı
  • AK Parti Merkez Yürütme Kurulu Üyesi
  • AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi
  • Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Dış İlişkiler Danışmanı
  • Türkiye-ABD Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı
  • NATO-Parlamenterler Asamblesi Transatlantik Komitesi Başkanı
  • NATO-PA Türk Grubu Başkan Yardımcısı
Sanata büyük ilgisi olan Bağış, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti ve İstanbul 2012 Avrupa Spor Başkenti Projelerinin Türkiye’ye kazandırılmasında büyük rol oynamış ve projelerin Danışma Kurulu Başkanlığı görevini yürütmüştür. Ayrıca, İstanbul Modern ve Santral İstanbul Silahtarağa Müzelerinin kuruluşlarına öncülük etmiş, yönetim kurullarında görev yapmıştır.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Küresel Sorunlar Platformu’nun kurucusu olan Bağış, Platform’un Danışma Kurulu Başkanlığı görevini de yürütmektedir. Aynı zamanda, kurucuları arasında yer aldığı İstanbul Merkezi Brüksel Yönetim Kurulu Üyesidir.
Bağış, 2006 yılında “Cavaliere”, 2011 yılında da  “Commendatore” İtalya Cumhuriyeti Yüksek Liyakat Nişanları ile onore edilmiştir.
1990′larda, New York’ta bulunan Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu’nun Başkanlığını yapan Bağış, derneğin oy birliği ile iki kez üst üste seçilen tek başkanıdır. Diğer yandan, Ankara merkezli bir devlet birimi olan Yurt Dışındaki Türkler Danışma Kurulu’nda üye olarak hizmet vermiştir.
1970 Bingöl doğumlu olan Bağış, Siirtlidir. Babası Abdullah Bağış, 1974–1979 yılları arasında Siirt Belediye Başkanlığı yapmıştır.
“Bernard M.Baruch College of The City University of New York” İşletme Fakültesi İnsan Kaynakları bölümünde lisans eğitimi görüp, Kamu Yönetimi üzerine de yüksek lisans yapan Egemen Bağış, Beyhan N. Bağış ile evli olup iki çocuk babasıdır.
Haziran 28, 2012 | 2 yorum |

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü toplantısı, Ermenistan ile Azerbaycan ihtilafına kilitlenmekten kurtuldu

Kuruluşunun 20.yıldönümü nedeniyle toplanan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, İstanbul’da düzenlenen Zirve Toplantısında Sonuç Belgesine zor varıldı. Belgenin kabul edilmesinde Başbakan Boyko Borisov önemli rol oynadı. 
Kuruluşundan tam 20 yıl sonra Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, az kalsın Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki anlaşmazlığa kurban gidiyordu. Sonuç Belgesinin kabul edilmesi ertelendi ve daha sonra katılımcıların çabası sonucu gerçek oldu. Diyaloğun sağlanmasında Başbakan Boyko Borisov başlıca rol oynadı. Başbakan, buna benzer anlaşmazlıkların bütün bölgenin gelişimine ve halkların refahı uğruna politikaların yürütülmesinde engel olduğuna dair, uyardı. 
Avrupa Komisyonu'nun Denizcilik ve Balıkçılık'dan Sorumlu Üyesi Maria Damanaki, Türkiye ve Romanya Cumhurbaşkanları Abdullah Gül ve Trayan Basesku, Bulgaristan Başbakanını tutumundan dolayı kutladılar. 
Sonuç Belgesinin kabul edilmesi dolayısıyla meydana gelen dram, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütünün kuruluşundan 20 yıl sonra yeterince etkin olmadığını gösterdi. Örgütün etkinliğini artırmak amacıyla Başbakan Borisov, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütünün Parlamenter Meclisi, Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası , İş Konseyi ve Uluslararası Karedeniz Araştırmaları Merkezi gibi örgütün özel kurumları ve üye ülkeler arasında koordinasyonun iyileştirilmesini teklif etti. 
Başbakan, dondurulmuş olan birçok bölgesel projelerinin hayata geçirilmesini talep etti. Boyko Borisov, Bulgaristan’ın birçok ikili ve üçlü karayolu, demiryolu ve enerji projelerini gerçekleştirdiğine dikkat çekerken bölgenin kalkınması açısından söz konusu projelerin ortak konuma gelmesini teklif etti. 
Boyko Borisov, Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankasının kriz ortamında Yunanistan
Hükümeti tarafından satın alınan devlet tahvillerinin değer düşürmesine yönelik çabalarını artırmasının gerektiğine dikkat çekti. 
Yunanistan’daki krizden dolayı Bulgaristan ve geri kalan 11 üye, 14 milyon avrodan fazla zarara uğramış. 2006 yılında Bulgaristan’ın yüzde 13.5 oranla hissedar olduğu Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası, 20 milyon avro değerinde Yunan devlet tahvillerini satın almış. Şu anda söz konusu tahviller değer kaybetmiştir ve Başbakana göre, Yunanistan onları tekrar satın alması gerekiyor. 
Boyko Borisov, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Avrupa Birliği arasındaki işbirliğinin güçlendirirmesi gereksinimine dikkat çekti. Bulgaristan Başbakanı, bu bağlamda Avrupa Birliğinin Tuna Stratejisi olduğu gibi Karadeniz stratejisinin da kurulmasını teklif ederken , ki “Bu adım hem Avrupa Birliğine, hem de tüm Avrupa’nın yararına olacaktır” dedi. Başbakan Boyko Borisov, Bulgaristan, Avrupa Birliği üyesi olarak birliğinin menfaatlerini Karadeniz Bölgesine taşımak için çalışmaya devam edeceğinin altını çizdi. 

BNR
Türkçe Tercüme: Şevkiye Çakır

Haziran 28, 2012 | 0 yorum |

Cebinizdeki 10, 20 ve 50 Stotinkaların pulları Türkiye’de üretiliyor

27 Haziran 2012 Çarşamba |

Cebinizdeki 10, 20 ve 50 stotinkaların pullarının Türkiye’de Çorlu’da üretildiğini biliyor muydunuz?
2011 yılında Bulgaristan Milli Bankasının darphanesinde basılan 10, 20 ve 50 stotinkalarının pulları Kayalar Bakır Alaşımları San. ve Tic. A.Ş’nin Çorlu fabrikasında üretildi. Çok hassas toleransları ve yüksek üretim kapasitesiyle Türkiye Cumhuriyeti Darphanesi için de para pullarının başlıca üreticisi konumunda olan şirket, şu anda cebinizde bulunan 10, 20 ve 50 Stotinka pullarının da üreticisi.
Para pulları, yüksek hızdaki preslerle kesilmekte, hassas makinelerde kenar şişirmesi ve çap boyutları en dar tolerans aralıklarıyla yapılmaktadır. Para pulları, özel fırınlarda, kimyasal işlemlerden geçirildikten sonra uygun şeklini ve parlaklığını bulmaktadır. Sonrasında Darphane'nin ihtiyacına göre otomatik olarak sayılmakta ve paketlenerek kullanımına hazırlanmaktadır.
AJANS BG
Haziran 27, 2012 | 1 yorum |

Egemen Bağış: Cuma günü Kırcaali'deki kardeşlerimizi kucaklayacağız

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın Kırcaali’ye gelmeden once Berlin’den mesaj gönderdi. ‘Güne Berlin'de başladık, Sofya'da bitireceğiz. Yarın Bulgar makamları ile görüşüp, Cuma günü Kırcaali'deki kardeşlerimizi kucaklayacağız’ diyen Bağış, bir an once Kırcaali’ye gelmek istediğini belirtti.
Bağiş, yaklaşık yarım saat önce Berlin'den Bulgaristan Hava Yollarına ait yolcu uçağı ile Sofya'ya hareket etti.
- RETRO OTOMOBİL İLE BERLİN TURU
Bağış, Sofya'ya hareketinden önce Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu'nun 1953 model otomobili ile mahallenin tren istasyonunda tur attı.


AJANS BG
Haziran 27, 2012 | 3 yorum |

Remzi Osman: Özür dileyecek neden göremiyorum

Hak ve Özgürlükler Hareketi Kırcaali milletvekili Remzi Osman, AJANS BG'ye yaptığı açıklamada, Alevilerden özür dilemesi için herhangi bir sebebin olmadığını söyledi.
‘Özür dileyecek bir durum yok ortada. Söylediğim sözlerin arakasındayım. HÖH, dini veya değil, vakıfların şubesi olamaz’ diyen Osman, benzer vakıflarla partiye ideoloji empoze edilmesinin yanlış olduğunu belirtti. Osman, ‘biz insanları becerilerine, kabiliyetlerine göre seçmeliyiz, o kuruluşun veya bu kuruluşun kontenjanına göre değil’ dedi.

AJANS BG
Haziran 27, 2012 | 9 yorum |

Aleviler milletvekili Remzi Osman’dan özür bekliyor

Alevi Bektaşı Vakfının Başkan Yardımcısı Sadullah Hayrullah, HÖH milletvekili Remzi Osman’dan Aleviler hakkında söylediği sözler nedeniyle özür beklediklerini kaydetti.

Bir siyasetçiye ayrımcılık yapması yakışmadığını ve kabul edilemez olduğunu söyleyen Alevi Bektaşı Vakfı’nın Başkan Yardımcısı Sadullah Hayrullah, demokrasinin hazmedilmesi gerektiğini söyledi.
 ‘Siyasetçiler kadın, erkek, büyük, küçük, fakir, zengin ve mezhep ayrımı yapmadan insanlar arasında hoşgörü yaratmalı’ diyen Hayrullah, birlik ve beraberlik konusunda saygılı olunması gerektiğini belirtti.
Suni ve alevi kardeşlerimiz arasında cahillikten, cehaletten kalmış önyargıları yöketmeye çalışmak yerine ucuz siyasi çıkarlar için bölücülük yapmak bir siyasetçiye, bir milletvekiline yakışmadığını söyleyen Hayrullah, kendisinden Alevilerden özür dilemesini beklediklerini vurguladı.
 - NE OLMUŞTU?
Geçtiğimiz Cumartesi günü, Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi (DPS) Kırcaali İlçe Gençlik Kolları Kongresinde Başkan seçimi sırasında bir konuşma yapan milletvekili Remzi Osman, Cem Vakfı benzeri dini oluşumların HÖH’ün siyasetinde yeri olmadığını söylemişti. Kırcaali’deki yerel gazateler, Gençlik Kolları Başkanı adaylarindan birinin Alevi olması nedeniyle Osman’ın bu tür bir konuşma yaptığını kaydediyor.

AJANS BG
Haziran 27, 2012 | 8 yorum |

‘Çorba parası’ bitti mi?

26 Haziran 2012 Salı |

Batı Avrupa ülkelerinden yaz tatilini yakınlarının yanında geçirmek isteyen binlerce Türk gurbetçi Bulgaristan üzerinden Türkiye’ye karayolu ile giriş yapmaya devam ediyor. Gurbetçiler, genelde Kapıkule Sınır Kapısı'nı kullanıyor. Bu nedenle Bulgaristan ile Türkiye arasındaki sınır kapılarında yoğunluk yaşanmaya devam ediyor. Ancak önceki yıllara kıyasla, Bulgaristan’daki kötü yollardan şikayet etmeye devam etseler de Türk gurbetçiler artık ‘çorba parası’ndan şikayet etmiyor.  AJANS BG, Bulgaristan’dan geçiş yapan yaklaşık 30 gurbetçiye ‘çorba parası’ rüşveti istenilip istenmediğini sordu. 30 gurbetçiden hiç birisi rüşvet şikayetinde bulunmadı ve önceki yıllara bakış belirgin düzelmelerin olduğunu farkettiklerini söyledi.

AJANS BG

Haziran 26, 2012 | 0 yorum |

Bulgaristan-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Ramadan Atalay Ankara'da

TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, Bulgaristan-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Ramadan Atalay ve beraberindeki parlamenter heyetini kabul etti.

Sağlam, makamında gerçekleşen kabulde, iki ülke başbakanları arasında imzalanan stratejik işbirliği anlaşmalarının ilişkileri daha da ileri bir seviyeye taşıdığını söyledi.

”İlişkilerin ileri gitmesinde Bulgaristan’daki soydaşların önemi büyük” diyen Sağlam, konuk heyete hitaben, ”Burası sizin de ülkeniz. Bilmediğiniz bir yer değil” dedi.

TBMM’de son zamanlarda parlamenter diplomasiye önem verildiğini ifade eden Sağlam, ”Halkın temsilcileri olan seçilmiş parlamenterlerle biraraya gelmeyi ve görüş alışverişinde bulunmayı önemsiyoruz. Bu amaçla, TBMM Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü takviye ettik. Bulgaristan ile dostluk grubunu da geçtiğimiz yıl oluşturduk. Devletlerarası diplomatik ilişkilerin sürmesi, yüzyılların geleneğidir. Dostluk gruplarının siyasal, sosyal, kültürel açıdan önemli faydaları olacağına inanıyoruz” diye konuştu.

Türkiye-Bulgaristan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Mustafa Öztürk, kendisinin de Bulgaristan doğumlu olduğunu anımsatarak, ”Bu nedenle bu dostluk grubunun başkanlığını yapmak benim için ayrı bir önem taşıyor” ifadesini kullandı.

Bulgaristan’ın dost ve kardeş ülke olduğunu vurgulayan Öztürk, iki ülkenin yüzyıllardan gelen birlikte yaşama kültürü bulunduğuna işaret etti.

İki ülke arasında imzalanan işbirliği anlaşmalarının mutluluk verici olduğunu vurgulayan Öztürk, ”Balkan Savaşından Balkan Barışına” adlı çalışma çerçevesinde proje üretmeye devam ettiklerini anlattı.

Ramadan Atalay ise bugün Anıtkabir’i ziyaret ettiklerini ve bunun kendileri için unutulmaz bir anı olacağını belirterek, ”İyi bir düzeyde olan devletler arası ilişkiyi daha ileri bir düzeye taşımayı amaçlıyoruz. Bulgaristan, AB üyelik sürecinde Türkiye’ye her zaman destek olmuştur. Suriye sınırında yaşanan olayı takip ediyor ve kaygılarımızı iletiyoruz” şeklinde konuştu.

AA
Haziran 26, 2012 | 3 yorum |

Egemen Bağış Kırcaali’ye geliyor

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın Kırcaali’yi ziyaret edeceği bildirildi. Ayın 29’a Kırcaali’ye gelecek olan Bağış, Vali İvanka Tauşanova ve Belediye Başkanı Hasan Azis’le görüşmesi bekleniyor.


Bağış, Kırcaali'ye gelmeden önce başkent Sofya'da Dışişleri Bakanı Nikolay Mladenov ile görüşecek. Daha sonra iki bakan ortak bir basın toplantısı düzenleyecek.

AJANS BG
Haziran 26, 2012 | 0 yorum |

Hasan Azis: Hükümet Türk folklor festivalini görmezlikten geliyor

25 Haziran 2012 Pazartesi |

Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Azis, Kültür Bakanlığının bölgedeki tüm diğer festivallere kaynak ayırırken Balkan Türk Folklor Festivaline parasal katkı yapmayı reddettiğini açıkladı.

Azis, Kırcaali ilindeki yedi ilçe belediye başkanı adına düzenlediği basın toplantısında, Türk festivalini görmezlikten gelen hükümetin bu davranışının önyargılı olduğunu kaydederek, sözkonusu durumun kendilerini endişelendirdiğini söyledi.
HERŞEY TÜRK TİYATROLARININ KAPATILMASIYLA BAŞLADI
Herşeyin tiyatrolardaki reform adı altında Türk tiyatrolarının kapatılmasıyla başladığını savunan Azis, ardından da İl Milli Eğitim Müdürlüklerindeki ‘Ana Dil Uzmanı’ kadrolarının kapatılmasıyla devam ettiğini, şimdi de Kültür Bakanlığının yıllık programında yer alan Türk Folklor Festivaline önyargılı davranıldığını vurguladı.
KÜLTÜR BAKANLIĞI: ÖNYARGILI OLDUĞUMUZ DOĞRU DEĞİL
Kültür Bakanlığının Basın merkezinden AJANS BG'ye yapılan açıklamada, Hasan Azis'in Türk Folklor Festivaline önyargılı davranıldığı yönündeki iddialarının doğru olmadığı belirtildi. Bakanlığın açıklamasında 'Kırcaali ilçe yönetimi, festivalin Ulusal Kültür Programına dahil edilmesini talep etti ve bunu da yaptık.' deniliyor. Açıklamada ayrıca, Kültür Bakanlığı'nın 2012 yılı için festivalin organizatörlerinden olan Ömer Lütfi Okuma Evi'ne 30 bin Leva aktarıldığı vurgulanıyor. 


 AJANS BG
Haziran 25, 2012 | 4 yorum |

BAF, Türkçe radyo için başvuru yaptı

Bulgaristan Adalet Federasyonu (BAF), Elektronik Medya Kuruluna (SEM) Türkçe radyo yayını için resmi başvuru yaptı.

BAF Başkanı Sezgin Mümin tarafından SEM Başkanı Georgi Lozanov’a verilen resmi başvuruda, kurulacak radyonun Türkçe ağırlıklı iki dilde yayın yapacağı belirtiliyor.
BAF’tan yapılan açıklamada, Türkçe radyo yayınlarını ilk aşamada Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde gerçekleştirmek istediklerini, daha sonra ise ulusal çapta yayın amaçladıkları kaydediliyor.
BAF Başkanı Sezgin Mümin AJANS BG’ye ‘ülkemizde 10 dakikalık göstermelik Türkçe televizyon haberleri dışında ana dilimizde ne televizyon kanalı, ne de ki radyo yayını var. 20 yıldır da bu yayınların oluşması için çaba harcaması gerekenler bir şey yapmadı, komşumuz Yunanistan’da bile Türkçe yayın yapan 5 radyo var’ dedi. 

AJANS BG
Haziran 25, 2012 | 10 yorum |

Bulgaristan Türk uçağının düşürülmesini kınadı

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vesela Çerneva, Bulgaristan'ın olayı şiddetle kınadığını bildirdi. 
Suriye rejimini bölgedeki durumu zorlaştıracak tavırlardan vazgeçmeye çağıran sözcü Çerneva, ''Bu olay bir kez daha Suriye'nin rejim değişikliği ve demokratik idareye ihtiyaç duyduğunu kanıtlamıştır'' dedi.


AJANS BG
Haziran 25, 2012 | 0 yorum |

Ortadoğu uzmanı Prof. Vladimir Çukov: Suriye kaçan pilot için misilleme yapmış olabilir

24 Haziran 2012 Pazar |

Ortadoğu uzmanı Prof. Vladimir Çukov, Türk uçağının Suriye tarafından düşürülmesinden 48 saat önce Türk ve ABD istihbaratının bir Suriyeli askeri pilotun kaçmasına yardım ettiklerini Suriye’nin de buna cevap olarak Türk Hava Kuvvetlerine ait uçağa düşürmüş olma ihtimalinin güçlü olduğunu belirtti.  Ayrıca, Türk uçağının bu yakınlarda Rusya’dan alınan ve karadan havaya fırlatılan füzeyle vurulmasına da dikkat çeken Bulgar uzman, bu ayrıntının da bölgesel yankının yanı sıra uluslararası boyutta gündeme taşınabileceğini kaydetti.
 Bundan sonra Türkiye’nin tepkisinin çok önemli olduğunu vurgulayan Çukov, uçakla ilgili krizin farklı yönlere kayabileceğini belirtti.

AJANS BG
Haziran 24, 2012 | 0 yorum |

Bedri Şefik: Sağlığım yerinde

Kalkınma ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı Bedri Şefik, sağlık problemi olmadığını belirtti. Bulgaristan Adalet Federasyonu (BAF) Başkanı Sezgin Mümin’i kabul eden Şefik, BAF ile Türkiye’deki göçmen derneklerinin fedarsyonlarıyla imzalanan işbirliği protokolü hakkında bilgi aldı.

Florya'da uğradı silahlı saldırı sonucu yaralanmıştı

Bedri Şefik, Aralık 2010’da, Florya'da otomobilini park ettiği sırada kimliği belirsiz bir kişinin silahlı saldırısına uğramıştı. Kol ve bacağına isabet eden kurşunla yaralanan Şefik, Küçükçekmece'deki özel Doğan Hastanesi'ne kaldırılmıştı.

AJANS BG 
Haziran 24, 2012 | 0 yorum |

Kadir Mustafov, HÖH Kırcaali Gençlik Kolları Başkanı seçildi

23 Haziran 2012 Cumartesi |


Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisinin Kırcaali İlçe Gençlik Teşkilatının 6. Olağan Kongresinde Kadir Mustafov Gençlik Kolları Başkanı seçildi. 
Haziran 23, 2012 | 5 yorum |

Ekonomik kriz Ahmed Dogan’ı da vurdu

22 Haziran 2012 Cuma |

Ekonomik kriz Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi (DPS) lideri Ahmed Doğan’ın gelirlerini de etkiledi. Doğan, banka hesaplarında 940 bin 668 Leva bulunduğunu beyan etti. Geçen yılki beyanname döneminde ise Doğan’ın geliri 1 milyon 241 bin 674 Levaydı.

AJANS BG
Haziran 22, 2012 | 4 yorum |

Bal-Göç, 10 kişilik heyetle Bülent Arınç’a gitti

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk ile BALGÖÇ Genel Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özkan ve yönetim kurulu üyelerini kabul etti.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, TBMM Türkiye-Bulgaristan Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk ile Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’ni kabul etti. Kabule, BALGÖÇ Genel Başkanı Doç. Dr. Yüksel Özkan’ın yanı sıra yönetim kurulu üyelerinden Fahrettin Yıldırım, Okan Tuna, Basri Şen, Sadık Yılmaz, Hüseyin Yüksel, Süleyman İnal ve İsmail Selimoğlu katıldı.
Ziyarette TRT’nin Balkanlarla ilgili çalışması ve Bulgaristan’daki vakıf eserleri için Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden destek alınması talebinde bulunulduğu bildirildi.
- GERGİNLİĞİ YUMUŞATMA ÇABASI
Bal-Göç heyetinin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı ziyaret etmesi, gergin olan ilişkileri yumuşatma çabası olarak yorumlanıyor. Balkan Vakıfları Sempozyumu'na katılım nedeniyle Arınç'ın ağır eleştirilerine maruz kalan dernekler kendilerine davetiye gönderilmediği belirtmişti. Ancak sözkonusu derneklerin binlerce üyesi ise 'Balkanlar konulu herhangi bir toplantıya göçmen dernekleri davetiye mi bekleyor' yorumu getirmişti.
- GÖÇMEN DERNEKLERİNE KIZMIŞTI
Geçtiğimiz Mayıs ayında Vakıflar Haftası nedeniyle Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Bursa Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen, ‘Balkan Vakıfları Sempozyumu’na katılan Bülent Arınç, yeterli katılım olmayınca Balkan Dernekleri ve Federasyon temsilcilerine kızmıştı.
Arınç, “Sitemim de, ‘Biz Balkan Muhaciriyiz. Biz de o topraklardan geldik’ deyip, her köy, her kasabanın adına dernekler kuran ve onları federasyonlar haline getiren, ondan sonra da yüz binlerle ifade edildiklerini söyleyen o derneklerin, o federasyonların temsilcilerine. Neredeler? Eğer her birinden sadece bir kişi gelseydi bu salonu onlar, birkaç misli ile doldururlardı.
Kusura bakmasınlar, bu yaştan sonra kimseyi boş yere methedecek durumda değilim. Ama önümüze de geldiklerinde, ‘Biz de şuyuz, arkamızda yüz binler var’ dediklerinde, onlara bugünü hatırlatacağım. Haberleri olsun” diye konuşmuştu.
AJANS BG

IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII İLGİLİ HABER:

- Göçmen dernekleri, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a nasıl bir ...
Haziran 22, 2012 | 6 yorum |

Türkçe seçim propagandası talebi. HÖH değişiyor mu?

21 Haziran 2012 Perşembe |

Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH), seçimler öncesi propaganda döneminde siyasilerin seçim konuşmalarının Bulgarca dışındaki dillerde de yapılmasını istiyor.Seçim Kanunu'nda değişiklik önerisi sunan HÖH, tercüman bulundurulması koşuluyla konuşmaların yabancı dilde de yapılabilmesini istedi.
- AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi'nin raporunda yeralmıştı
Herkesin bilgilendirme hakkının var olduğunu aktaran partinin Parlemento Grubu Başkan Yardımcısı Lütvi Mestan, AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi'nin (OSCE/ODIHR) gözlemcilerin raporuna dayanarak seçim öncesi miting ve toplantılarda, tercüman sağlandığı takdirde başka dilde de yapılabileceğini kaydetti. Anayasada herhangi bir sınırlama olmamasına rağmen, bu kısıtlamanın sonradan kanunla getirildiğine değinen milletvekili, bunun değiştirilmesi için çaba gösterdiklerini vurguladı.
- 20 yıldır bu tür istekleri görmezlikten gelen HÖH değişiyor mu?
HÖH partisinin daha önce hükümet ortağı olduğu dönemde değil de, son zamanlarda ülkedeki Türk toplumunun beklentilerini karşlamadığı yönünde yoğun eleştirilerin ardından bu tür bir önerge sunması dikkat çekiyor.  Gözlemciler, HÖH'ün değişmek zorunda kaldığını, ve Türklerin kültürel ve sosyal sıkıntılarını son dönemde dile getirmeye başladığını ancak bunun 'geçici mi yoksa seçim öncesi siyasi yatırım mı' sorusunu cevaplamak için zaman gerektiğini vurguluyor. HÖH, aynı şekilde geçtiğimiz günlerde Türkçe derslerinin ülkedeki Türkler için seçmeli değil, zorunlu olması gerektiğini açıklamıştı.

AJANS BG

IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII İLGİLİ HABER:

AGİT’TEN BULGARİSTAN’A TAVSİYE: TÜRKLER ANA DİLİNDE SEÇİM PROPAGANDASI YAPSIN
Bulgaristan’da geçtğimiz 23 Ekim’de, aynı günde gerçekleştirilen yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının sonuç raporu yayınlandı. Raporda ülkedeki Türkleri yakından ilgilendiren iki konu öne çıkıyor.
AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi'nin (OSCE/ODIHR) ...


Haziran 21, 2012 | 5 yorum |

Hüsmen dayımın katık parası, Dal ve Bultürk

Mümin Topçu

Bultürk derneği İstanbul menşeli bir derneğimizdir. Yöneticileri yeni
ve genç kuşağın temsilcilerinden ibaret,aralarında ceket önü
ilikleyenlerden yok.Kendilerini yakından tanırım.Genelde özel
görüşmelerimizde onları durmadan tenkit ederim,çünkü beklentilerimiz
büyüktür.Her ayrılmamızda bana küs ve kanatları kırık kalırlar,fakat
yine de saygıda kusur etmezler.Bultük yeni yol ve arayışlar içinde
kıvranmaktadır.Özgür ve bağımsız çalışmayı tercih ederler.Bazen köhne
zihniyetli Valilik makamı temsilcisine ayak diretirler,ya da gidip
iktidar partisinin il başkanından hesap sorarlar.Yasaklanmış bir
etkinliklerini bile gerçekleştirmekten vazgeçmezler.Ara sıra, şafak
vaktindeTaksim meydanına çöreklenirler ve bayrak açarlar.Geçenlerde
onları Sofya elçiliğimizin kapısından girerken gördüm...

Mümin abi,pek bilgiçsin, ama,gel de beraber yürüyelim bu yolda,diye
takılırlar bana.Haklılar da!Çünkü beş on aktivist ile bu işler çok
zor yürütülüyor.Milyondan fazla Bulgaristan kökenli kardeşimiz
yaşamaktatır bu megapoliste,fakat Bultiürk gibi(bu arada diğer
derneklerimizi de unutmuyorum) genç ve küçük bir kuruluştan dev
buzdağlarını eritme beklentisine kapılmak çok yanlıştır.Bizler
topyekün kendimizden davamız için neler veriyoruz ki?Dernekçilerimizin
bizlere diyet borcu mu vardır?Aynı zamanda büyük ve uyuyan camiamızın
kanını depreştirmekte,onu uyandırmaktaki görev belki de yine
dernekçilerimize düşmektedir.Aradaki kopukluk yok edilmeli.

Bultürkçüler sesini duyurmak için bir çok sivri ve aykırı çıkış
yaptılar.Bunların bazıları yoğun takdir topladı,diğerleri ise sert
tenkit.Çuvaldızın iğneleri bazen kendilerine de batabiliyor,fakat ağrı
ve sızıntısız olmuyor işte.Siyasetle adeta iç içeler,buna biraz fazla
yeğeliyorlar.Bu anlamda belki bizim artık STK'ya ihtiyacımız yok ve
siyasi oluşumlara gitmemiz gerekiyor.Son açıklamalarını
okuduk.Totalitarizmin uzantısı olan DPS yönetimine bayrak açan Kasım
Dal ve çevresindekileri tenkit ediyorlar.Sonuçta Bulgaristan'da
Türkler arasında bir keşmekeş var ortada.Oy depomuzu Doğan ve yakın
çevresini zenginlikler içinde boğulmaları için konsume
etmekteyiz,kendimizi ise katıksız kuru ekmeğe mahküm etmekteyiz.Dolar
milyonerlerinin bizlere hizmet etmediği aşıkar.Dal'dan önce de
memleketimizde organize edilmemiş DPS muhalefeti vardı,fakat Dal'ın
tavır değiştirmesinle yeni bir umut doğmuştu.Doğan'ın sofrasından
ayrılan birisini kolayca kabullenemezdik,fakat totalitarizm uşak ve
yalakalarını hep beraber yok edebilme şansı doğumuştu.Bugün bütün
gözler Kasım Dal'da!Bu durum tasvip edilemez!Bizlerin yüzlerce
isyancıya ihtiyacımız var.Bultürk Kasım Dal'ı yok mu sayıyor,ya da
kendisinden ümit mi kesmiş.Kasım Dal İstanbul'a sıkça gelir.Acaba
kendisi Bultürk'ün kapısını çalmışmıdır,ya da Bultürkçüler Sofaya'da
Dal'ın acı bir kahvesini içmişlermidir.Buyuz işte
biz!Darmadağın!Bazılarından hiç bir beklentimiz yok,ama Boğaz
kıyılarında büyük ve anlamlı protokoller imzalıyorlar,diğerleri lüks
yatlarında baldır bacak okşamkta.Karagözler'deki gariban Hüsmen dayım
ise tütün tarlasında katranlı parmaklarla tuza banıp soğan ekmekle
idame etmektedir - helva veya marmelad almaya parası bile yok...Dal'ı
tenkit etmekle başkasının ekmeğinin üzerine şoko migo sürülmüyor
mu.Dal'ı yok etmemizle bütün muhalefet güclerini mi yok edelim.Aynı
hamama,aynı tasa bıktık!Şimdi ne yapmamız gerekiyor.Siyasi arenadaki
antidoganistler hangi mücadele yolunu seçecekler.Bultürk bir muhalefet
temsilcisini tenkit ediyor,fakat yeni bir yol haritası
çizemiyor.Aksini söyleyecek var mı...
Haziran 21, 2012 | 10 yorum |

BULTÜRK: Limanını bilmeyen bir gemiye hiçbir rüzgârın faydası yoktur..

20 Haziran 2012 Çarşamba |

BULTÜRK DERNEĞİNİN AÇIKLAMASI
Rafet Ulutürk
Son günlerde sanal ortamda ve Bulgaristan medyasında gelecek ile ilgili çeşitli siyasi oluşumların doğacağı ve partiler kurulacağı gibi fısıltılar dolaşıyor. Bizim için bunlardan ilgi çekici olanı 24 saat gazetesinden Kalina Vlaykova’nın bağımsız milletvekili Sn Kasım Dal ile yaptığı söyleşidir. Bu söyleşide bizim ilgimizi çeken konu Sn Kasım Dal’ın yeni bir siyasi yapı girişiminde bulunduğu ve parti kuracağını müjdelemesi idi. Sanki bu açıklama tepkileri ölçme niteliği taşıyor ve zemin yoklamaya kokuyordu, gerçekte böyle bir oluşuma imkân var mı, nasıl tepkiler alır “evet” mi “hayır” mı?

Çünkü Sn Kasım DAL HÖH’den ayrılması ile HÖH yönetimine karşı çok sert ve sivri söylemleri ile gündeme oturmuş ve daha o zamanlar yeni bir siyasi oluşuma ihtiyaç olduğunu ve bu anlamda elinden geleni yapacağını dile getirmişti. Siyasi anlamda bu çıkış, zamanlama olarak hiç de kötü değildi çok olumlu rüzgârları arkasına alabilirdi –yer, zaman, mekan ve parti yöneticilerinden memnun olmayan bir oy kitlesi. Daha da açarsak yerel seçimlere ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bir yıl kalmış, Parti yönetiminde kriz oluşmuş ve en önemlisi de kesin oy deposu olarak bilinen kitlede memnuniyetsizlik hâkim olmuş bir havanın doruğa ulaşması.

Sn. Kasım Dal’ın bu yeni parti “yem”ine atlayanlar olmadı değil. Merkezi Bursa’da bulunan Bal-Göç dernek başkanı Sn. Yüksel Özkan kesinlikle yeni bir parti kurulmasına karşı olduklarını açıkladı. Aynı şekilde merkezi Edirne’de olan Trakya Balkan Federasyonu başkanı ve merkezi Sofya’da bulunan Adalet Federasyonu Başkanı yeni parti kurulmasına karşı olduklarını açıkladılar. Sadece Bursa merkezli BAHAD Derneği başkanı yeni partiye destek vereceklerini dile getirdi.

Konuyla ilgili merkezi İstanbul’da bulunan Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği (Bultürk) yönetim kurulunun fikir ve görüşleri merak ediliyorsa spekülasyonların önünü kesmek ve bunlara fırsat vermeden resmi olarak konuya açıklık getirmek istedik.

İlk olarak konuya ciddi yaklaşmak ve görüş belirtmek için yeterince bilgi, belge ve şeffaflık olmadığının altını çizmek isteriz.

Partinin kurucuları kimlerdir?
Program ve tüzüğünün içeriği nedir ve amacı ne?
Yönetimdekiler geçmişi temiz, tecrübeli ve güven veren birileri midir?
Bu konular kamu ile şeffaf bir şekilde paylaşılacak ki ciddiyet kazansın ve ilgilenen siyasetçi, yorumcu, STK kuruluşları v.s tarafından yoğru, değerlendirilip kayda değer analizler görüşler ortaya konulsun. Sn K.DAL gerçekten ciddi siyasi hamleler düşünüyorsa ve kendisini ciddiye alınmasını istiyorsa olaylara biraz daha profesyonel yaklaşması gerektiğini düşünüyoruz.

Bilindiği gibi 20 yıldır aktif olarak Bulgaristan siyasi arenasında milletvekili olarak görev almaktadır. HÖH’ de örgütlerden sorumlu Başkan Yardımcısı olarak uzun yıllar görev alırken, üç dönem de iktidarın bir parçası idi çünkü HÖH iktidar ortağı idi.
Bu uzunca dönem içerisinde Türkiye Cumhuriyeti ve Bulgaristan’da yaşayan kendi soydaşlarının menfaatlerini korumak adına şahsen hangi faaliyetler de bulunmuştur ve bu hususta meclise kaç önerge verme teşebbüsünde bulunmuştur?
Burada bir parantez açıp eski (DC) ajanlarının isimlerin açıklanmaması için Kasim DAL Bulgaristan Parlamentosuna bir önerge sunmuştu.
Evet, o zamanlar HÖH yönetimi Sn Dal’ın böyle girişimlerine engel olmuş olabilir fakat HÖH’ den ayrıldığı son dönem içerisinde hangi siyasi aktiviteleri ile övünebilir?
Artık bir buçuk yıldan bu yana kendisi bağımsız milletvekilidir, şu an önünde nasıl bir engeller vardır ki 20 yıldır kayıtsız şartsız bir dava uğuruna oy veren yüz binlerce insanımızın yaşam koşullarını iyileştirme, haklarını koruma adına yine bir önerge sunamıyor.

Kabul edilip edilmemesi ayrı bir konudur fakat bu hamleleri ile kendi düşüncelerini, planlarını, programlarını kamu ile paylaşmış olacaktı. Daha da ötesi davası uğruna bir çabası olduğunu sergilemiş olacaktı, tabii ki varsa bir davası.

Bulgaristan Parlamentosunda görev alan Türk milletvekillerinin duruş sergilemesinde değerlendirmeye alınacak en hassas husus hatta doruk noktası “Soya dönüş kampanyasını” kınama önergesinde takındıkları tavır olmuştur. Sn İvan Kostov’un sunup GERB çoğunluğu sayesinde de kabul edilen bu önerge için Sn Kasım DAL “evet” mi demiştir “hayır” mı, yoksa Parlamento binasında bulunmasına rağmen OY KULLANMAMIŞ MIDIR?

Gelecek planları ile ilgili kimlerle ciddi siyasi görüşme ve müzakereler yapmıştır? Yaptıysa da kimler ile - HÖH’den ihraç edilmiş eski siyasetçiler, HÖH de kabul bulmayan yeni genç aydınlar, dernek, federasyon, konfederasyon v.s. temsilcileri ile mi?
Sanki sefil, iki yakasını bir araya getiremeyen insanlara gösteriş olsun diye kurulan çilingir sofralarını ve çevirme partilerini hariç tutuyoruz, bunlara diyeceğimiz söz yok.
Yoksa bu “siyasi görüşmeler” facebook, internet medyası veya biraz para verip her hangi bir gazetede çıkan yazılardan mı ibaret?

Diğer muhalif düşünen güçlerle arası nasıl?
Onlarla görüşüyor konuşuyor mu?
Davetlere karşılık veriyor mu?

Sorular sonsuza dek devam edebilir fakat son olarak Sn Kasım Dal’a sormak istiyoruz Türkiye Cumhuriyetindeki STK’lar ve Bulgaristan da ki mağdur TÜRK seçmenleri hala arkasında olduklarını düşünüyor mu?

Toparlar ve kendi analizimizi yaparsak kamu ile aşağıdaki görüşlerimizi paylaşmak isteriz.

- Bir partide 20 yıl örgütlerden sorunlu Başkan yardımcılığı yapıp partiden ayrıldıktan sonra hiçbir tane il,ilçe veya yerel yönetim peşinizden gelmez ise, bunun üzerine söylenecek bir şey yoktur ve olamaz .
- 2011 Yerel seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri için her iki ülkenin (Türkiye ve Bulgaristan) iktidar liderleri yeşil ışık yakmışken, seçimlerde halter tabiri ile “sıfır” çekmesi, yorum yapılmasına bile gerek bırakmamıştır.
- Seçimlerde genel stratejin “denenmiş atlar” (HÖH’ün sildiği kadrolar) olursa hüsranı önceden kabul etmen gerekir.
- Ne yazık ki bunların hepsi senaryosu önceden yazılmış ve şartları da önceden belirlenmiş ve kabul edilmiş maddi çıkar gözeten bir oyuna benziyor.

Limanını bilmeyen bir gemiye hiçbir rüzgârın faydası yoktur.
Davası olmayan insanın gelecek ile ilgili görüşü olamaz ve her hamlesinde kararsızlığının bir yenisini sergilemiş olur.
Hayat felsefesinde iki ileri bir geri emin adımlarla ileri demektir.
Fakat bir ileri bir geri tam manası ile yerinde saymaktır.

BULTÜRK DERNEĞİ
Haziran 20, 2012 | 23 yorum |

Kırcaali Vali Yardımcısı: Teklas Şirketi sadece Türkleri işe alıyor

Haskovo.net sitesinin haberine göre, Kırcaali’de gerçekleştirilen göç sorunlarıyla ilgili bir yuvarlak masa toplantısına katılan Prof. Krıstö Petkov, bölgeye sadece Türk şirketlerinin yatırım yapması ve bu şirketlerin de sadece yerli Türkleri istihdam etmesi Kırcaali bölgesinin ‘Türkiye’ye bağlı etno-ekonomık anklav’ haline gelmesini sağladığını söyledi. dedi.

Petkov aynı zamanda, Kırcaali bölgesi dışında, Turgovişte bölgesinde faaliyet gösteren Türkiye sermayeli Şişecam Şirketinin de sadece Türk işçi çalıştırdığını böylece ‘Türkiye’ye bağlı etno-ekonomik anklav’ oluşrurma çabalarının yayıldığını belirtti.

Prof. Krıstö Petkov’un ‘Türkiye’ye bağlı etno-ekonomik bölgeler’ oluşturuluyor iddiası Kırcaali Vali yardımcısı Asen Türdiyev tarafından da desteklenmesi dikkat çekti. Türdiyev, gazeteye yaptığı açıklamada, Kırcaali bölgesindeki en büyük Türkiye sermayeli Teklas Şirketinin sadece Türkleri işe aldığını savundu.

Kırcaali’de yayınlanan Rodopi 24X7 gazetesi yarınki sayısında manşetten ‘Asen Türdiyev, sen Türklerden nefret mi ediyorsun?’ diye soruyor.

AJANS BG
Haziran 20, 2012 | 4 yorum |

Balkan Harbi ve Rodop Müslümanları


Smolyan Selça köyünde 1924 yılında doğan Fatma Ocak, Balkan Savaşında ailesinin yaşadıklarını anlatmış. Geçenlerde facebookta yazar Mehmet Alev paylaşmış. Özellikle Rodoplarda Pomak halkının Balkan Harbinden sonra oradaki insanların Müslüman isimleri Bulgar adlarıyla değiştirilmiş. O yöreye has lehçeyle ve Pomakça dediğimiz Bulgarcaya da yakın anlatımıyla Fatma Ocak nine şunları anlatmış: “Annemin babası- Ahmet dedemin karısının bir kızkardeşi varmış. O baldız şimdi Mihalkovo olan, ancak o zaman Türk köyü olan Mahalleköy’de yaşarmış. Anaannem bir gün der ki dedeme-hadi gidip, kardeşimi görelim, dünya karışırsa belli olmaz kim kimi ne zaman görür…Sabah yola koyulmuşlar ve Mahalleköy’e gitmişler. Bir de ne görsünler, köy bomboş kalmış, evlerin bütün kapıları açık, içeriden de bebek sesi geliyor. Başka bir evden de çocuk sesi duymuşlar, iki yaşlarında bir çocuk “buba, buba” diye bağrıyormuş. Bebeği ve daha büyük çocuğu alıp, köye geri döner aile. Bir hafta bile geçmeden Balkan Savaşı başlar. Bütün köy ayağa kalkmış ve köyden kaçmaya başlar. Ahmet dedem o iki yabancı çocuğu alır, anaannem, büyük oğulları Ali, annem Kabriye, ki o o zaman on yaşındaymış, küçük kardeşi Recep’i de sırtına almış ve yola koyulmuşlar. Onlar köyden kaçıyor, arkalarından Bulgarlar onları kovalıyor…Rodopların diğer köylerinden de Müslümanlar kaçmaya ve evlerini, köylerini terketmeye başlar. Böylece Kavala’ya kadar varmışlar. Geçen geçmiş, kalan kalmış, onları esir almışlar ve geri çevirmişler. Erkekleri esir almışlar. Kadınlar dönünce ne görsünler- bütün evler kül olmuş, sadece iki ev kalmış”. 
Smolyan Selça köyünde 1924 yılında doğan Fatma Ocak, Balkan Savaşında ailesinin yaşadıklarını anlatıyor…”Böyle köye dönmek zorunda kalan kadınlar ayakta olan o iki eve toplanmışlar, hiç bir yerde bir tohum ekin, buğday, fasulye kalmamış, bahçelerde toprağa gömülü patateslerden eser kalmamış… Harp sonbaharda başlamış, bahçelerde birşey kalmamış. Bu insanlar nasıl yaşamış, belli değil. Herşey sakinleştikten sonra erkekler de köye döner. İlkbahar patlayınca Selça köyüne Türkiye’den yardım gelir- erzak, yiyecek, işçiler gönderilir...Aynı zamanda Kara İvan diye adlandırdıkları bir muhtar köyü işgal eder, muhtar atanır ve kızların, kadınların korkulu rüyası olur. Genç kızlar, gelinler gözüdönmüş muhtardan nereye gizleneceklerine şaşırır. İnsanlar tam biraz rahatlayacak ya, bu kez de köyü askerker basar, yanlarında bir de vaftiz kıyafetleriyle bir papaz. Bir ahır altına dururlar, papazın elinde bir kova su ve makas, diğer elinde bir haç, biraz okur, kadınların saçını keser, okur, keser, saçı suya batırır ve onu kadının yüzüne sıçratır...Papaz sorar kadına “Adın ne? Mesela Rayme mi dedi, tamam “Rayna”! diyor papaz ve elindeki haçı şaşkın kadıncağıza öptürür. Üç kez. Böyle Müslüman kadın Hristiyan olmuş, vaftiz edilmiştir. Türk dilini tamamen yasaklamışlar, bazıları Pomakça konuşuyor, bazıları da Bulgarlarla beraber yaşadıkları için Bulgarcayı da bilrilermiş. İşte o zaman Rodoplu Pomaklar der ki “Dilimizi veririz, dinimizi-asla! 
* * * 
Değerli dinleyiciler, ben de o yılların anısını aynen Fatma Ocak Nine gibi aydın ve zeki olan, Rodopların Yunan tarafında İskeçe’li Emine Dükkancı Nineden dinlemiştim. Birinci Balkan Savaşına kadar orası da Bulgaristan, onun nineleri de o zaman aynen yukarıda anlatıldığı gibi, Bulgarlar tarafından Papaz ve haçla, zorla ismi değiştirlmiş. Ağlar mısın, güler misin, eski zaman insanların o ince mizahıyla anlatırdı rahmetli Emine Nine- ki yüz yaşında öldü. İşte o yıllarda annesi daha küçük, kendi anasının eteklerine tutunmuş bir çocuk... Karşılarına çıkar o Vaftizci Papaz ve adam sorar anneye – Adın nedir? Güssüm- tamam adın”Grozdana” der papaz. Sıra sümüklü çocuğa, yani Emine ninenin annesine gelir… Kızın adı ne, der papaz- “Hüsniye”- tamam, sen de “Yordana” oldun cevabıyla karşılaşırlar. Gel zaman git zaman, bir süre sonra köye yeniden bir papaz ve askerler gelir, isim değiştirmek için. Yalnız bizim anne çıkar, “Biz artık vaftiz olduk, adlarımız değişti” der. Papaz sorar, “Peki senin adın ne? Grozde, der, Kızının adı ne? Yurgan, diye cevaplar… Evet, nerede duymuş ki Güssüm anaanne o yıllarda Bulgar adı- Grozdana hemen Grozdi, olmuş, “üzüm” anlamında, Yordana da Yorgan, olmuş, yatarken örtündüğümüz…İşte- tarihin hem acı, hem gülünç olabilecek kadar paradoks yöneleri ! 
Yazı: Sevda Dükkancı 
Haziran 20, 2012 | 2 yorum |

Federasyonlar işbirliği protokolü imzaladı

19 Haziran 2012 Salı |

Bulgaristan Adalet Federasyonu (BAF) ile Rumeli Balkan Federasyonu arasında İstanbul’da bir işbirliği protokolü imzalandı.

İki federasyon arasında imzalanan  işbirliği protokolünde ana dilde eğitim ve nüfüs kayıtlarındaki zorla verilen Bulgar isimlerin silinmesi gibi konular yer alıyor. Protokol, Rumeli Balkan Federasyonu Genel Başkanı Ayhan Bölükbaş'ı ile Bulgaristan Adalet Federasyonu Genel Başkanı Sezgün Mümin tarafından bugün imzalandı. 


İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ

 Bir taraftan Bulgaristan Cumhuriyeti/Sofya’da yerleşik Sivil Toplum Kuruluşu BULGARİSTAN ADALET FEDERASYONU (BAF) ile diğer taraftan Türkiye Cumhuriyeti/İstanbul’da yerleşik RUMELİ BALKAN FEDERASYONU arasında;
Aşağıdaki İşbirliği Protokolü imzalanmıştır. İşbu Protokol’ün tarafları Evrensel Hukuk Kuralları ve Avrupa Hukuk normlarına, Bulgaristan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti ve üyelerininbulunduğu diğer ülkelerin hukuk normlarına uygun hareketle, işbu normların korunmasına ilişkin çaba ve faaliyetlerinde işbirliği yapmaya, üyelerinin hak ve çıkarlarını koruma yönünde yukarıda belirtilen hukuk normlarının hayata geçirilmesi için faaliyetlerinde işbirliğinde bulunan niyet ve iradelerini beyan ederler.
Bu amaçla somut olarak da;
1. 11 Ocak 2012 tarihinde Bulgaristan Cumhuriyeti Parlamentosu tarafından kabul ve ilan edilen “Bulgaristan Müslümanlarına Karşı Uygulanan Zorla Asimilasyon Sürecinin Kınanmasına İlişkin Bildiri”nin 2. ve 3. Maddesine dayanarak sorumlular hakkında açılan davalarla ilgili soruşturma prosedürlerinin tamamlanması ve sorumluların cezalandırılması, bu yönde somut adımlar atılması için resmi ve ilgili makamlar nezdinde ısrarlı ve kararlı girişimlerde bulunmak üzere mutabık kalınmıştır.

2. Taraflar Asimilasyon kampanyası sırasında Bulgaristan’da Türk asıllı Bulgaristan Vatandaşlarına ve Müslümanlara zorla verilen isimlarin nüfus kayıtlarından silinmesi, zorla verilen bu isimlerin Bulgaristan Türkleri ve Müslümanların Temel Hak ve Özgürlüklerinin ihlali olduğu mutlak olup, bu isimlerin hiçbir idare yada hukuki müracaata gerek olmaksızın ilgili kişilere iadesi ve isimlerin eski hale getirilmesi için çalışmalar yapmakta kararlıdırlar.

3. Protokol tarafı her iki Sivil Toplum Kuruluşu, Bulgaristan’da özellikle Bulgaristan vatandaşı Türklerin yaşadığı bölgelerdeki okullarda, ana dilleri olan Türkçe’nin eskiden olduğu gibi zorunlu olarak okunmasını talep etmektedirler.
 
4. Taraflar Bulgaristan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk asıllı Bulgaristan Vatandaşlarının Bulgaristan’dan zorla kovulmasına kadarki süreyi kapsayacak şekilde çalışma süreleri ile ilgili bir Tanıma ve Tazminat Anlaşması tanzim ve imza edilmesinin doğru olacağını, bu suretle geçmişte yaşanmış acı ve zararların bir nebze giderilebileceğinde hemfikir bulunmaktadır.

Bu suretle mevcut Bulgaristan Cumhuriyeti Parlamentosu tarafından “Antidemokratik, baskıcı ve insan haklarını çiğneyen” bir rejim olarak kabul ve ilan edilen Todor Jivkov dönemi ve rejimin onaylanmadığı bir defa daha doğrulanmış olacaktır.

Bu nedenle taraf Sivil Toplum Kuruluşları her iki ülke ilgili makamları nezdinde çalışmalar yapacak ve işbu taleplerini her alan ve ortamda dile getireceklerdir.

5. Türk ve müslümanların yoğun olarak yaşadığı ve ülkenin ekonomik olarak geri kalmış bölgelerinde, Avrupa Fonlarından kaynak sağlayabilmek amacıyla oluşturulacak projelerin hayata geçirilmesi ve karar aşamasında işbu tercih ve taleplerin dikkate alınması gerektiği ve bu hususun etkin olarak hayata geçirilmesinin zorunlu olduğu düşünülmektedir.

6. Taraflar, Bulgaristan Cumhuriyeti’nde geçmiş “Komünist Totaliter Rejim” sırasında, Temel İnsan Haklarına ve bu yöndeki Evrensel Hukuk normlarına aykırı olarak yapılmış bulunan uygulamaların, çekilen acıların unutulmaması, hafızalarda canlı tutulması, tekrarlanmaması için bu konuyu her ortam ve fırsatta tekraren ifade etmeyi ve hatırlamayı kabul ve taahhüt ederler.

7. Yine taraflar, Bulgaristan’da doğmuş, hayatlarının bir kısmını bu ülkede yaşamış, daha sonra çeşitli tarihlerde başka ülkere ve özellikle Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmış ve bu suretle vatandaşlıkları kaybettirilmiş azınlıkların “O ülkede doğmuş olmanın” doğal sonucu olan vatandaşlık haklarının tekrar iadesi ve Bulgaristan’da dünyaya gelmiş kişilere “Vizesiz Seyahat” imkanı sağlanması için Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti ve kurumları nezdinde etkin talep ve faaliyetlerde bulunmak, bu yönde kamuoyu oluşturmak üzere birlikte çalışmakta kararlıdırlar.

8. Taraflar işbu İşbirliği Protokolünün tanzim ve imza edildiğini, ilgili Bulgaristan Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinin dahi bu faaliyet ve çalışmalarda ilgi ve desteklerini umduklarını beyan ederler.

İşbu “İşbirliği Protokolü” 18.Haziran.2012 tarihinde İstanbul’da tanzim ve imza olunmuştur.
 

Haziran 19, 2012 | 6 yorum |

'Böyle polisi yakarım’

16 Haziran 2012 Cumartesi |

Ormanlı araziye inşaat izni veren yasaya karşı Sofya’daki bir yolu kapatan göstericilere polisin sert müdahalesi Başbakan Borisov’u çıldırttı. “Eylemcilere dokunan polisi kovacağım” diyen Bulgar lider, göstericilere “Gelin eyleminizi meclis önünde yapın” çağrısı yaptı.

Bulgaristan parlamentosunda ülkeye daha fazla turist getirebilmek kayak merkezlerinin ormanlık araziye pist yapmasına imkan veren yasanın kabul edilmesi başkent Sofya’yı savaş alanına çevirdi. Protestocular, orman yasası sayesinde bir kaç turizmcinin rant sağlayacağı gerekçesiyle sokaklara döküldü. Yaklaşık 1500 kadar gösterici başkentin merkezinde bulunan ve tüm ana yolların kesiştiği Orlov Köprüsü’nü trafiğe kapattı. Polis trafiğe engel olan göstericilere çok sert müdahale etti. Onlarca gösterici karga tulumba köprüden toplanarak gözaltına alındı.

Polisin orantısız güç kullanması Başbakan Boyko Borisov’u bile çileden çıkardı. Bulgaristan hükümetinin, kayak turizmini canlandırmak için bu yasayı çıkardığını belirten Bulgar başbakan, “Polis ve göstericilerin o hali beni dehşete düşürdü. Bundan sonra göstericilere bu şekilde müdahale eden, onlara şiddet uygulamaya yeltenen polisin işine son verilecektir” uyarısında bulundu. Orman yasasındaki değişikliği sonuna kadar savunduğuna dikkat çeken Borisov, “Avrupa’da son 10 yılda ormanlık arazisi artıran iki ülkeden birisiyiz. Rila, Pirin ve Rodop’a yapılacak pistlerde doğaya minimum zararı vermek için elimizden geleni yapacağız. Kesilen her bir ağaç için 10 tane yeni ağaç dikeceğiz” dedi.

‘Gelin ama yol kapatmayın’

Borisov, Nova TV’de yaptığı bu açıklamadan sonra göstericilerden de bir ricada bulundu. Protestoculara başkent Sofya’nın en işlek bölgesi olan Orlov Köprüsü’nü kapatmamaları çağrısında bulunan Borisov, “Polisin görevi her yerde asayişi sağlamak. Bunların içinde trafiğin tıkanmasına da engel olmak var. Ama siz demokratik hakkınızı yol kapatarak değil başka bir yerde yerine getirin. Mesela, parlamento binasının önünde toplanın veya Sofya’nın başka bir yerinde eylem yapın” dedi.


İsmail Şahin
Vatan
Haziran 16, 2012 | 0 yorum |