Bulgar medyası, Ramazan ve ‘ötekiler'

12 Temmuz 2013 Cuma |

Müslüman dünyasının ”11 ayın sultanı” olarak nitelediği Ramazan ayı başladı. Dünyanın her yerinde Müslümanlar Ramazan ayının başlangıcı nedeniyle camileri doldurdu. Avrupa'da halihazırda 44 milyon 138 bin Müslüman yaşıyor. Avrupa Birliği’nde ise en çok Müslüman nüfusa sahip ülke Bulgaristan. Ancak Bulgaristan’daki ulusal medya kuruluşları, Müslümanlar için olağanüstü bir öneme sahip Ramazan ayıyla ilgili en küçük bir haber bile yayınlamadı. Bulgar medyası ülkedeki dini ve etnik azınlıklara önyargıyla mı yaklaşıyor?

Avrupa Konseyi Dış İlişkiler Sofya Müdürü Dimitır Beçev’e, Bulgar medyasının ülkedeki Müslümanlar için son derece öneme sahip Ramazan ayıyla ilgili neden haber yapmadığı sorduk. Beçev, nedeninini açıklarken kültürel ve dini çeşitlilik fikrinin benimsenmesi ve Bulgaristan’ın etnik kökenine, dinine ve diline bakmaksızın tüm vatandaşlarına ait olduğu anlayışının kabul görmemesine bağladı.
7 milyon 500 bin nüfuslu Bulgaristan’da yaklaşık 1 milyon 500 bin Müslüman, o ülkenin ulusal medya kuruluşları tarafından görmezlikten geliniyor.
Ortadoğu ve Arap Dünyası Uzmanı Prof. Vladimir Çukov'a göre ise konu sadece medyanın haber anlayışına bağlı. Çukov, Pazarcık şehrinde antidemokratik ideoloji yayma suçundan yargılanan imamların davasıyla kıyaslama yapıyor.
Çukov’a göre, ”Ramazan ayı her yıl tekrarlanıyor ve basın için sadece ‘haber’ niteliği taşıyor. Pazarcık’taki Müslümanlara karşı yürütülen dava ise ‘son dakika haberi’ olarak görülüyor. Pazarcık’taki davanın Ramazan’dan daha güncel görülmesi doğaldır ve medya buna yöneliyor. Tabii Ramazan ayı Müslümanlar için kutsal bir ay ve Bulgar medyasında gerektiği gibi yer almalı.”

Ancak,  medya kuruluşlarının ülkedeki Müslümanlara Çukov’un iddia ettiği gibi ‘haber’ ve ‘son dakika haberi’ penceresinden baktıkları yönündeki savı fazla gerçekçi görünmüyor.

Elbette, ‘kötü haber, iyi haberdir’ (bad news is good news) anlayışı genelde dünya çapında medya kuruluşları için geçerli ama Bulgaristan’daki durum bununla açıklanamaz. 
Aslında Bulgar medyası ülkedeki Türklere sansür uyguluyor. Bulgaristan’daki ulusal medya kuruluşlarının yöneticileri Ramazan ayına ‘bizden olmayan’ bir olgu olarak bakıyor ve haber yapma ihtiyacı duymuyor. Dolayısıyla azımsanmayacak bir rakama sahip Müslüman nüfusa ‘ötekiler’ olarak bakarsanız, o toplumun haberleri de sizin için pek bir öneme sahip olmaz ve yayınlamazsnız. Tabii, Bulgaristan’da ulusal medyada kaç tane Müslüman gazetecinin çalıştığını da incelemek gerekiyor. 
Diğer yandan, Bulgar medyasının ‘ötekiler’e yaklaşımını sadece dini bağlamda ele almamak gerekiyor Bugün Bulgaristan’ın neresine giderseniz gidin Türklerin en yoğun yaşadığı Kırcaali şehrinin adını telefuz ettiğinizde karşınızdaki Bulgar’ın zihninde belirecek ilk fotoğraf Türkiye’den oy kullanmak için gelen Bulgaristan vatandaşı Türklerdir… Bunun nedeni ise, her seçim öncesi Bulgar medyasının attığı ‘Türkler geliyor’ başlıkları. Tabii, bütün bunlara Kırcaali’de yapılan Türklerin folklor festivallerine Bulgar ulusal medyasının yer vermediğini eklemek gerekiyor.

Bulgar devlet televizyonunun 10 dakikalık Türkçe haber bülteninde çalışan gazeteci İzzet İsmailov, ülkedeki ulusal medya kuruluşlarında Ramazan ayı ile ilgili haber olmadığının farkına bile varmadığını belirterek, bu duruma alıştıklarını söylüyor: 
”Devlet televizyonundaki bir program dışında, medyada Müslümanlara karşı olumlu tavır görmek zor. Ancak bayram öncesi ‘komşuluk’, ‘hoşgörü’, ‘etnik model’ ve başka kalıplar çerçevesinde röportajlar bekliyorum. 90’lı yıllardan kalan bu kalıpların içinden çıkamayan Bulgar medyası bunu da haber açısından yeterli görüyor.”

Medya toplumu şekillendiriyor, toplum da medyayı. Bulgaristan’da dini ve etnik azınlıklara medyanın bakışını kuşkusuz haberleri hazırlayanların ve yön verenlerin dünya görüşü biçimlendiriyor. Bu döngüde azınlıklara ‘ötekilerin haberi’ olarak bakmaya devam edildikçe o azınlıklar Bulgar medyasında kendi haberlerini görmekten mahrum olmaya devam edecekler.

Nahit DOĞU / SOFYA