Bulgaristan’a gönderilen İstanbul Defterdarlığı’na ait 200 Balya Maliye Arşivi’nin akıbeti

6 Ocak 2015 Salı |

Osmanlı arşivinin 1930’ların başında yakılmaktan, satılmaktan kurtarılması için yoğun mücadele verildiği ortaya çıktı.

Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi Ocak sayısında Osmanlı Devleti’ne ait 96 milyon belge ve 374 bin defterin kurtarılma serüvenini ele aldı.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi Uzmanı Kasım Hızlı tarafından kaleme alınan ‘Okkası 3 Kuruşa Satılık Tarih Var!’ başlıklı makalede 1931 Mayıs ayında Bulgaristan’a gönderilen İstanbul Defterdarlığı’na ait 200 Balya Maliye Arşivi’nin akıbeti hakkında önemli açıklamalar var.

Hızlı, makalesinde Osmanlı Arşivi’nin okkası 3 kuruşa Sofya’da faaliyet yürüten İsviçre uyruklu Ermeni Berger ailesine ait Srnee Berger kâğıt fabrikasına kâğıt hamuru yapılmak için satıldığını yazdı. Satıştan haberdar olanlardan birinin Son Posta Gazetesi yazarı İbrahim Hakkı Konyalı’nın olduğunu belirten Hızlı, “Konyalı, evrak satışının durdurulması için çabalamış, başarılı olamamış ancak Muallim Cevdet (İnançalp) konuya eğilerek İstanbul milletvekili Halil Edhem (Eldem) vasıtasıyla devrin başbakanı İsmet İnönü’ye erişmiştir.” dedi.

Makalede yazılanlara göre Osmanlı Arşivleri’ni kurtaran üçüncü isim satışın durdurulması için TBMM’ye önerge veren Manisa Milletvekili Refik Şevket. İnönü, bu önergenin ardından genelge yayınlayarak satışı durdurmuş. Burada Muallim Cevdet’in raporu da önemli rol oynamış.

Muallim Cevdet, evvela İsmet İnönü’yü olaydan haberdar etmiş. Ardından İnönü’ye Halil Edhem vasıtasıyla bir rapor sunmuş. Raporun girişinde şunları ifade etmiş:

“Askerî, bahrî, malî, fennî, ticarî, siyasî, hukukî, edebî tarihimizin vesikalarını asırlardan beri saklayan 25 kubbeli Sultanahmed Arşivi faciasını gazetelerden okumuşsunuzdur. Memur komisyonun Defterdar Bey’de mahfuz tezkeresine göre lüzumsuz zannedilen vesikalar satılığa çıkartılmış. Rivayete göre dört yüze yakın sandık ve Balya dolusu vesikaları okkası 3 kuruştan Bulgaristan’a satmıştır.”

Cevdet, raporunda maliye ve hukuk tarihinin, eğitim ve sanat serüveninin yazılmadığından dert yanmış. Ayrıca Türk köylerinin, şehirlerinin ve adlarının tarihi yazılmadığını ancak belgelerinin arşivlerde bulunduğunu anlatarak; şöyle serzenişte bulunmuş:

“Şu an bu vesikaların birkaç yüz bini uçmuştur. Daha birçok defterlerin imhasına ayrıca karar verilmiştir. Yakında bu da olacaktır. Paşam, bu defterleri niçin müzeye vermeyip de ateşte yakacağız. Biz vahşi miyiz? Paşam, elime geçen vesikaların yalnız unvanları hamiyetli yüreğinizi tutuşturmaya kâfidir. Paşa hazretleri, bizi beynelminel (uluslararası) ilim âlemine pek küçük düşürecek ve düşmanlarımıza ipucu verecek bir hareketten kurtarınız.”

Feryat dolu raporu Manisa Milletvekili Refik Şevket’in önergesine taşımış ardından İsmet İnönü 10 Mayıs 1931 tarihinde genelge yazmış ve belgelerin satışını durmuş. Genelgede şunları kaydedilmiş:

“İstanbul Defterdarlığı’nda eski ve lüzumsuz diye satılan evrak arasında çok kıymetli kimi tarihi vesikalar bulunduğu anlaşılmıştır. Bilumum dairelerin evrak mahzenlerinde de çok kıymetli vesika bulunacağı şüphesiz ve bunun takdiri uzmanlara ait bulunduğundan gerek merkezde ve gerek vilayetlerde evrak mahzenlerinde bulunan muamelesi son bulmuş eski ve yeni bilcümle evrakın hiçbir bahane ile ve hiçbir suretle zayi edilmesine meydan verilmemesi, bilakis muhafazalarına itina edilmesi için icap edenlere emir ve tebliğ buyrulmasını ehemmiyetle rica ederim. Başvekil İsmet.”

ARŞİVLER NEREDEYSE YAKILACAKMIŞ

Arşiv belgelerini yok olmaktan kurtaran genelgenin ardından Manisa Milletvekili, konuyu takip etmiş TBMM’ye olayın esasının öğrenilmesi için soru önergesi vermiş. Maliye Bakanı Mustafa Abdülhalik Renda ise önergeye şu cevabı vermiş:

“Yeni harflerin kabulü münasebetiyle bu evrakın kıymet-i tarihiyeye haiz olmayanlarını yakmak mevzubahis oldu. Vekalette kanaat getirildi ki bunlar imha edileceğine, memleket dâhilinde şuraya buraya atılacağına kağıt fabrikalarına satalım dendi.”

Yedikıta Yazarı Arşiv Uzmanı Kasım Hızlı, makalesinde Bulgaristan hükümetinin tutumu ve arşiv belgelerinin akıbeti hakkında da “Basınımızın yoğun haberlerinin ardından Bulgaristan Başkonsolosluğu’nda görevli Bulgar Panço Doref, Sofya’da Srnee Berger fabrikası tarafından satın alınan kâğıtların adi kağıt olmadığını, önemli Osmanlı belgeleri olduğunu kendi hükümetine bildirmiş. Bunun ardından Bulgar hükümeti arşiv belgeleri fabrikaya ulaşmadan Sofya Tren İstasyonu’nda el koymuştur. Bu suretle belgeler hamur olmaktan kurtarılmıştır.” dedi.

OSMANLI ARŞVİNE BULGAR DUYARLILILĞI

Yrd. Doç. Dr. Raşit Gündoğdu ise ‘Bulgarlar Arşivimize Bizden Daha Fazla Sahip Çıktılar!’ başlıklı makalesinde Bulgaristan’da bulunan Osmanlı Arşivleri konusunda şunları dile getirdi:

“Bulgaristan Milli Kütüphanesi Nadir Eser Departmanı’nda Osmanlı Devleti’ne dair 350 bin gömlek içerisinde bir milyon arşiv vesikası bulunmaktadır. Bunların yüzde 90’ı aşkını Osmanlı Türkçesi, kalan ise Arapça ve Farsça’dır. Kütüphanede 191 adet kadı Sicili bulunmaktadır. Ayrıca 720 maliye ve 405 tımar ve zeamet defteri bulunmaktadır. Arşiv dokümanlarının büyük bir kısmı 1931’de İstanbul Deftarlığı Maliye Arşivi’nden satın alınan askeri, Mali, siyasi, hukuki, edebi, denizcilik ve bilim tarihi ile ilgili yaklaşık 30-50 ton arası değerli belgenin kütüphaneye gelmesiyle oluşturulmuştur.”