Satır arası

21 Nisan 2015 Salı |

"Kırcaali’de bir kafeye oturduğumuzda en az 2-3 dilenci tarafından taciz edileceğimizi biliyoruz. Her gün onlarca dilenci, çocukları ile birlikte, kafe, lokanta, otogar, hastane, poliklinik, cadde, sokak, park ve her yerde dileniyorlar, para almadan da gitmiyorlar. Gerçek fakiri tespit edip sadakamızı vermiş olsak, buna eyvallah deriz.
Fakat sokaklarda dilenenler arasında o kadar çok dışarıdan gelen dilenciler var ki, bunu tespit etmek imkansız. Kırcaali insanı her zaman gerçek fakire yardımda bulunacaktır, ama bilmeliyiz ki, bazıları gündüz dilenip, akşamları bar ve diskoteklerde eğleniyorlar..."

"Kırcali.Eu"

NİKOLA KOZLEVO BELEDİYESİ'NDE SPOR BAYRAMI

"Dünya Romanlar Günü vesilesiyle Nikola Kozlevo (Civel) Belediyesi, Belediye Başkanı Turhan Karakaş himayesinde bir spor turnuvası organize etti. 8 Nisanda, paralel olarak erkekler arası halat çekme ve mini futbol yarışması, gerek ise gençlere yönelik voleybol turnuvası gerçekleştirildi.
Futbol yarışmasına ilçe sınırları dâhilinde bulunan farklı yerleşim yerlerinden toplam 10 takım katıldı. Spor sahasında takımlar beceri, çabukluk ve iyi formlarını sergilediler. Karşılaşmalar gayet çekişmeli geçerken, Vılnari (Sofular) köyünün takımı Dinamo galip geldi. Sıralamadaki ikinciliği Vılnari köyünün diğer temsilcisi sıfatlı Roma takımı aldı. Üçüncülüğü, Kriva Reka (İridere) köyünün Mandra isimli takımı aldı.
Halat çekme yarışmasına, beşer kişiden oluşan altı takım katıldı. Geleneksel olarak bu yarışma seyirciler arasında en fazla coşku ve heyecanın yaşanmasına neden oldu. Özgün kuvvet sınama yarışması teşkil eden bu yarışmada, Nikola Kozlevo köyünün takımı diğer tüm takımları yendi. İkinciliği ise Vılnari köyünden katılan erkek takımı kazandı.
Gençlere yönelik voleybol turnuvasına üç takım katıldı. Turnuva birincisi, Nikola Kozlevo köyünden katılan Roma takımı oldu. Nikola Kozlevo’nun Tsanko Bakalov Tserkovski Lisesi’nin takım, ustaca gösterileri ve seyircilerin desteği ile ikinciliği elde etmeyi başardı. Üçüncülük ise Tsırkvitsa (Kilisecik) köyü takımının oldu.
Spor etkinliği için temin edilen toplam ödül fonu 500 levaydı. Galiplere yönelik maddi teşvikten başka, tüm katılımcılar Belediye Başkanı tarafınca takdim edilen birer futbol topu ve özel katılım belgesi almış oldular."

"Bizim Gazete"

YARGITAY, KURŞUNLU CAMİİ KARLIOVA BELEDİYESİNE BIRAKTI

"Başmüftülüğü’nün uzun zamandır art arda vakıf malları için açtığı dava, Bulgaristan’da Karlıova Belediyesi’nin lehine sonuçlandı. Yargıtay, Kurşunlu Camii Belediye’ye bıraktı.
Karlıova Belediye Başkanı Emil Kabaivanov, düzenlenen bir basın toplantısında Yargıtay’ın kararını duyurdu.
Yargıtay, Müftülüğün Kurşunlu Caminin bulunduğu yeşil alan ile ilgili iddialarını reddetti.
Toplantıda belediyenin Avukatı Todor Dimitrov da bulundu.
Dimitrov, Yargıtay kararıyla Başmüftülüğün Karlıova merkezinin 20 Temmuz Meydanıyla ilgili iddialarının reddedildiğini açıkladı.
Bir yandan Yargıtay, Sofya Temyiz Mahkemesi’nin kararına uygun olması amacıyla müftülüğün vakıl malları için açtığı tüm davaları durdururken öte yandan diğer davalar sürmekte. Bu da hukuk sisteminin bir çelişkisi olarak önümüzde durmakta.
Belediye Başkanı Kabaivanov, Bulgar yasalarına ve yasaların vereceği karara güvenmemiz gerektiğini ifade etti.

"T Haber"

FİLİBE'DE HOŞGÖRÜ PANELİ DÜZENLENDİ

"Panelin açılışını yapan Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi Başkanı Bedriye İsmail, Filibe’nin her zaman etnik ve dini ayrımcılığın yapılmadığı, hoşgörü şehri olarak bilindiğinin altını çizdi. Son günlerde şehirde yaşayan Ermeni topluluğunun bazı temsilcilerinin sözde soykırım iddialarıyla yaptıkları etkinlikler ile bu hoşgörüye gölge düşürmekte olduklarını belirten Bedriye İsmail, şunları söyledi: “Bugün burada gerçekleştirdiğimiz bu panelin sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla etkinlik düzenleyen Ermeni vatandaşlarımıza karşı yapılan bir etkinlik değildir. Ülkemizde ve şehrimizde yüzyıllardır hep beraber yaşayan Türkler ve Ermeniler arasında hiçbir zaman problem yaşanmamıştır ve yaşanmayacaktır. Bunun için bizler bugün bu paneli hoşgörü sloganı altında düzenliyoruz. Çünkü Filibe hoşgörünün başkentidir. Son günlerde gündeme gelen sözde Ermeni soykırımı iddiaları tartışmalıdır ve hatta bazı tarihçiler tarafından bu konuda çelişkili açıklamalar bulunmaktadır. Değerli katılımcılar, ben sizlere şunu sormak istiyorum. Bugün burada bu toplantıda yer alanların ve onların nine ve dedeleri dahil yüzyıl önce yaşanan olaylardan sorumlu olabilir mi? Niye bizler ve çocuklarımız yüzyıllar önce yaşanan bu olaylardan sorumlu tutuluyoruz? Tarihte yaşananları tarihçilere bırakalım. Bizler ise hoşgörü içerisinde hep beraber yeni tarihin sayfalarını yazalım.”

"Kırcaali Haber"

KIRCAALİLİ İŞÇİLERİ TAŞIYAN MİNİBÜS ALMANYA’DA KAZA YAPTI

"Almanya'nın BAVYERA Oberpfalz Bölgesi'nde, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde çalışan Kırcaalili işçilerini taşıyan minibüs, otobanda giderken başka bir araç ile çarpıştı.
24 rodopi sitesinden edinilen bilgiye göre, sollama sırasında meydana gelen kazada 7'si ağır 9 kişi yaralandı.
Yaralılar, helikopter ambulanslar ve sivil araçlarla hastaneye kaldırıldı.
Kaza ile ilgili resmi açıklama ve detaylar bekleniyor."

"24 Kırcaali"

YENİ GİRİŞ

"Sofya’ya gittim. 1920’li yılların büyük Köylü önderi Al. Stamboliyski’nin Opera Binası önündeki boy heykelinin sağında bulunan yapıdaki Dosya Arşivi okuma salonuna girip “Ahmet Doğan Dosyası’nı” istedim ve günlerce okudum. 10 kabarık cilt. Çok vaktimi aldı. Notlarımı değerlendirdim. Vakti olan ve ilgilenenlere aktarmak için bir dizi sunarak gerçekleri bir daha anlatıp açıklamaya çalışmak istiyorum. Bir şeyi yalnız birimizin bilmesi bir şey ifade etmiyor. Güçlü olmamız için aynı gerçekleri hepimizin bilmesi şart oldu.
Bu kadar çok çaba ve ayrılan bu kadar uzun zaman içinden çıkan ter damlasındaki gerçek şudur: “O çok tehlikeli bir adam. Köyümüzden böyle biri çıkacağını hiç düşünemezdim. Çok insan canı yakmış. Kötülükleri alabildiğine devam ediyor.” Köydeşlerim adına hem utanıyor ve hem de bizim köyden birinin Bulgaristanlı Türklere, Müslümanlara, soydaşlarıma bu kadar iğrenç davranması, yanına sokulduğu her birimizin kuyusunu kazması, ocağını söndürmesi, sayısız kötülük yapması, bu kadar çok aile ocağını parçalaması ve bu kadar büyük sayıda annesi ağlatması insanı çıldırtabilir. Hafiyeliğin bir hastalık olduğunu daha önce bilmiyordum. Böylesi iğrenç bir olaya ilk kez rastlıyorum. Samimiyetle yazıyorum, soylarımız temizdir, imanlı ve merhametlidir. Biz hepimiz imanı kutsal bilen Müslümanlarız. Yaşlılarımız her gün beş vakit namazdadır. Ahlakımız dürüsttür. Köy kabristanlığımızda yatan atalarımız Türklüğün şeref duyabileceği adalet ve sulh içinde bir yaşam yaşayıp göçerken arkalarında görülecek hesap bırakmayan cennetlik kardeşlerimizdir. Yetiştiğimiz ortam budur."
Şakir Arslantaş,

"BG Haber"

BAL-GÖÇ VE TÜRKÜ GECESİ

"Uzun bir zamandan sonra eşimle dışarı çıkabilmek için iyi bir fırsattı Bal-Göç’ün düzenlemiş olduğu türkü gecesi, hem eşim kültürümüzü ve türkülerimizi tanıyacak hem bedava olduğu için para harcamayacaktım.
Tam iş çıkış saati 45 dakikalık bir trafik çilesinin ardından otopark çilesi de bitmiş Barış Manço Kültür Merkezi’nin kapısından içeri girebilmiştik. Fotoğraf makinemi yanıma almadığım için bir pişmanlıkta duymuyor değildim aslında. Hani olur da güzel bir kare ya da haber yakalayabilirdim malum seçim zamanı.
Arkadaş nereden bilebilirdim ki zaten haberin ortasına düşmüşüm. Salon dolmuş etrafıma bakıyorum ama bir terslik var bu işte diyorum. Belki bir yetenek değil ama ben göçmeni ya tipinden ya konuşmasından kesinlikle tanırım. Acaba yanlış salona mı girdim diye içimden de geçirmedim değil hani. Ön taraf göçmenler , arka taraf bir sürü genç delikanlı ortada biz ve oturacak yer yok. Son bir şans daha diyerek üst kata çıkıyoruz birkaç boş sandalye var fakat içerisi 40 derece. Eşimle birbirimize bakıyoruz ve çıkalım diyoruz. Çıkarken hala göçmenler gelmeye devam ediyor ve gözüm birçok sandalyenin polis okulu öğrencilerine ayrıldığını fark ediyor. Evet yine yanılmamıştım.
Neden böyle bir yol izlenmişti? Tabi ki bu gençlerinde burada olmaya hakkı vardı aslında kültürümüzü tanımaları açısından iyi de olduğunu düşünüyorum. Ama Bal-Göç’ün düzenlediği bir gecede polis okulu öğrencilerinin hem de hatırı sayılır sayıda olmaları tuhaf gelmişti bana.
Umarım salonu dolduramayız düşüncesi ile atılmış bir adım değildir bu diye düşünerek salondan çıktım.
Salon belediyenin olduğu için bu kontenjanı Yıldırım Belediyesi düzenlemiş ise; lütfen kontenjanın belirlenmesini geceyi düzenleyen sivil toplum örgütlerine bırakın. Yok Bal-Göç yaptıysa bu kontenjan ya da talebi ne diyelim maksat kültürümüzü tanıtmak ise bizler katılmamayı ayakta kalmayı da kabul ederiz.
Neyse ki arabamda usb vardı. Kadriye Latifova , ‘’Yavrumdan Ayrıldım’’ dinleyerek evimizin yolunu tuttuk çocuklar evde bizi bekliyordu sonuçta"

Erdoğan Doğu
"Ajans BG"

ANAYASA DÜZENLEMELERİ KONUSUNDAKİ
DANIŞMA GÖRÜŞMELERİNDEN NELER BEKLEYELİM?

"İktidardaki GERB Partisi, yargı sistemindeki reformlar ile ilgili anayasal değişiklikler konusunda görüş birliği sağlanması için Meclis’te temsil edilen bütün siyasi güçler ile gelecek hafta danışma görüşmelerine başladığını beklenmedik bir şekilde duyurdu. Fikir, Yüksek Yargı Kurulu’nun biri hakimler, diğeri savcılar olmak üzere, ikiye bölünmesi, başsavcının Meclis önünde hesap vermesidir. Şürpriz şu ki, yakına dek Adalet Bakanlığı benzer bir reformun Anayasal değişiklikler yapılmadan da mümkün olabileceğini savunuyordu. İktidardakilerin şimdi anayasal düzenlemeler olmadan reformun yarım yamalak olacağı sonucuna varmaları aslında çok olumlu bir gelişmedir. Son açıklamalardan bu değişikliklerin Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmesi niyetinin mevcut olmadığı anlaşıldı. Bu, yargı sistemindeki erkler arasınki ilişkilerde yenilikler beklenemeyeceği, sadece adaletin daha etkin dağıtımına yolaçacak yönetim sisteminde değişiklikler yapılacağı anlamına geliyor. Bunun girişimcileri, adalet sisteminin iç yapısında düzenlemeler gerçekleştirilmesiyle içine yeni kişilerin girmesine olanak yaratılması, Yüksek Yargı Kurulu’nun görev süresinin azaltılmasıyla adalet sisteminde bütün kariyerleri esnasında sadece idari yöneticiler olan bir bürokratik sınıfın oluşturulması için şimdi mevcut olanağın kaldırılmasını hedefliyorlar. Muhtemelen bütün siyasi güçler Yüksek Yargı Kurulu’nda reformlar yapılmasına eğilim gösterecekler. Ancak GERB, BSP ve HÖH gibi temel siyasi güçler, adalet sistemindeki konumlarını korumak için çok uyanık davranacaklar. En büyük siyasi güçlerin adalet erkinde kendi lobileri olduğu ve bunlara dokunmakta yarar görmedikleri için Meclis’teki neredeyse bütün siyasi güçlerin milletvekilleri, adalet sisteminin işleyişinde radikal değişiklikler beklemediklerini açıkça belirtiyorlar.AB Komisyonu’nun da çoktan beri uygulanmasını ısrarla istediği bu övülesi girişimden eninde sonunda nelerin meydana geleceğini danışma görüşmeleri esnasında ve sonrasında anlayacağız."

"BNR / Bulgaristan Radyosu"

ÇUVALDIZA EYVALLAH DA...

"Herkesin siyaset profesörü, spor yorumcusu, din âlimi olduğu yerde, eleştiri adeta toplumun genetiğine kadar işliyor.
Hal böyle olunca da insanlarımız sınırsız eleştiri haklarını en acımasız şekilde son damlasına kadar kullanmaktan inanılmaz bir haz alıyorlar…
Hele bir de söz konusu medya ve gazetecilerse neredeyse beş vakit tenkit etmek farz gibi düşünülüyor herhalde…
Eğer gazeteciysen;
Ya yandaşsın ya candaş,
Ya paralelcisin ya havuzcu,
Ya cuntacısın ya vatan haini,
Ya yalakasın ya kalemşör.
Ya onun adamısın ya bunun…
Yani sen sen değilsin.
Düşünen, fikir üreten değil, sana dikta edilenleri yazan kâtipsin.
Gazetecilik değil, birilerinin borazanlığını yapıyorsun…"
Bunların hepsini ve çok daha fazlasını her gün defalarca duyuyoruz.
Bana söylemiyorsa, başka bir kurumda çalışan bir arkadaşıma söylüyor.
Onu yaftalamıyorsa, ötekini yaftalıyor…
Eğer gazeteciysen sana herkesin her şeyi söyleme hakkı anayasal güvence altında…"

Rıdvan Tümenoğlu,
"Dombıra"