HÖH, CHP ve Paralel medya...

25 Şubat 2016 Perşembe |

Genelde Türkiye medyası, Bulgaristan konulu haberlere ve yorumlara fazla yer vermez ama son günlerde durum biraz değişti.
Genelde FETÖ örgütünün ve iktidar güçlerine muhalif diğer medyalarda gözle görünür bir aktifleşme görülmekte.
Örnek olarak Cumhuriyet'i ele alalım. İsmi büyük olan bu gazetenin günlük satış rakamları 50 000 civarında. Genelde öncü medya kuruluşların gazete  satışları ise yarım milyonu geçmekte.
Şimdi biraz Cumhuriyet gazetesinin sayfalarında gezinelim.
22 Şubat, Pazar
"Din işleriyle ilgilenen diplomat 'istenmeyen adam' ilan edildi" başlığınla,okuyucularına bu haberi duyurdu.
23 Şubat, Pazartesi
"Sorun yaşamadığımız bir Bulgaristan kalmıştı... Ankara ile Sofya arasında kriz çıktı!" Yeni başlık buydu.
24 Şubat, Salı
"Bulgaristan krizinden de Bilal çıktı"
Atılan başlıktan belli oluyor ki, Bulgaristan konusu devam edecek.
Benim nacizane görüşüme göre ise, Bulgaristan'daki çoğu medya Rus yanlısı yayın yapmakta ve çoğu zaman bunlar yalan ve iftiraya prim veriyor.
Cumhuriyet gazetesine  göre;
"Türkiye Bulgaristan arasında Burgaz Başkonsolosluğu ataşesi Uğur Emiroğlu’nun istenmeyen adam ilan edilmesi ile ortaya çıkan krizde, Bulgaristan medyası tarafından yeni bir iddia ortaya atıldı.
Bulgaristan medyasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Genel Başkanı Lütfi Mestan’ın yeni parti kurması için 20 milyon dolar verdiği haberlerinden sonra bu kez Bilal Erdoğan’ın adı geçtiği bir gelişmeyi sayfalarına taşıdı..."
Ben şimdi merak çok merak ediyorum, acaba Cumhuriyet gazetesi yetkilileri, hayatları boyunca  hiç 20 milyon doları bir yerde gördüler mi? Biliyorum, Bulgaristanlı bazı gazeteciler yalnız 20 dolar için de istediğin yalan iftirayı hiç düşünmeden yazarlar.Zaten yazıyorlar da!
Şahsen ben, Tayip Erdoğan taraftarı filan değilim ama Türkiye Cumhuriyeti'nin başında duranın oğlu, hangi sebepten dolayı Bulgaristan'da kurulacak yeni bir partiye  20 milyon dolar hibe etsin ki?
Bence, Cumhuriyet gazetesi, Ankara ve Bursa'da inşa edilen Beyaz saray benzeri saray yavrularının finansal kaynakçalarını takip etmiş olsa, daha iyi olmaz mı?
Madem ki, Bulgaristan'daki Türkleri bu kadar çok seviyorlar, o zaman şu bahsettiğim iki saray yavrusunu satıversinler ve toplanan parayla, Bulgaristan'da bir Türk Üniversitesi açalım. Adını da Cumhuriyet koyarız...
Ayrıca, güya Türkiye devleti, daha kurulmamış olan bu parti için 50 000 oy sözü vermiş. Bir yanlışlık olmalı, çünkü Türkiye'de yarım milyondan fazla çifte vatandaşlık hakkına sahip göçmen yaşamakta ve bunlardan herhalde en az 250 000 oy çıkar...
Şimdi kalkıp ta bunca insan, nasyonal faşistlerin Ataka veya komünist faşistlerin BSP ve DPS partilerine oy vermezler!
25 Şubat, Çarşamba
"Bulgaristan'la dinli biatlı kriz"
Bu sefer, devreye köşe yazarı Ceyda Karan sokulmuş. Bilmem, bu gazeteci arkadaş, Bulgaristan realitesini ne kadar yakından biliyor ama,kendisine göre;
"Aylardır Türk diyasporası üzerinden yürütülen politikalar, Türkleri bir kez daha bölüyor. Sofya ile diplomatların karşılıklı ‘istenmeyen adam’ ilan edilmesine varıldı."
Dahası, Türkiye'deki  yandaş medyalar Ahmed Doğan'ı Bulgar devletiyle geçmiş ilişkilerine dair iddialardan ötürü "KGB ajanlığıyla" suçlamış. Ayrıca,Türkiye'deki göçmen dernekleri, Lütvi Mestan'ın yeni parti kurmasından çok rahatsız olmuşlar...
Bu kadarına da pes yani!
Demek ki herif ajan majan değilmiş!
Herhalde, bunu Pensivanya'nın ordan tanıdık bir zat teyit etti...
Göçmen kuruluşlarının ise, yeni ve temiz bir parti kurulmasından dolayı,kendilerinin dünden buna razı olduklarını tahmin bile edemiyor, bizim genç Cumhuriyet yazarı.
Cumhuriyet gazetesi asla yalana  ve dolana başvurmaz, dimi?