Visegrad Grubu Olağanüstü Toplantısı

16 Şubat 2016 Salı |

Avrupa Birliği (AB) dış sınırının korunmasına yönelik önlemlerin ele alındığı Visegrad Grubu Olağanüstü Toplantısı, Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da gerçekleştirildi. 

Toplantıya Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Slovakya ve Bulgaristan Başbakanları ile Makedonya Cumhurbaşkanı katıldı. Toplantı sonrasında yapılan ortak açıklamada, mevcut gelişmelerin Visegrad ülkelerinin AB'ye ihtiyaç duyduğu kadar AB'nin de Visegrad ülkelerine ihtiyacı olduğunu gösterdiği kaydedildi. Söz konusu ülkelerin AB entegrasyonuna ciddi ekonomik ve siyasi katkılar sağladığı vurgulanan açıklamada, "Bizim katılımımız ile Avrupa birleşti. Bizler, Avrupa'yı muhtemelen bölecek bir yeni hattın ortaya çıkmasının negatif sonuçlarının ve risklerinin farkındayız. Bizler, böylesine bir bölünmenin ortaya çıkmasını engellemek için aktif ve tereddütsüz olarak çalışmaya kararlıyız. Bütün Avrupalı ortaklarımızın bu kararlılığı paylaştığını ve bizimle birlikte bu anlayış içinde hareket etmeye hazır olduklarına eminiz" ifadeleri kullanıldı Ortaklık, güven, karşılıklı saygı ve dayanışma içerisinde hareket edildiği belirtilen açıklamada, AB genişlemesini destekledikleri ve Avrupa kapısının gelecekteki adaylara açık tutulmasından yana oldukları vurgulandı. Açıklamada, "Biz, Avrupa entegrasyonunun üye ülkelere, onların amaçlarına ulaşmasında yardımcı olmasını istiyoruz" görüşlerine yer verildi. Avrupa entegrasyonun derinleşmesinin çok önemli bulunduğu belirtilen açıklamada, "Biz, Avrupa Birliği'nin güçlü olmasını istiyoruz ve daha güçlü Avrupa Birliği'nin güçlü Visegrad Grubuna ihtiyacı var" denildi. Çek Cumhuriyeti Başbakanı Bohuslav Sobotka, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, sığınmacı sorunu ve işbirliği olanaklarını ele aldıklarını söyledi. Türkiye ile AB arasında yapılan eylem planının öncelikleri olduğunu kaydeden Sobotka, ancak bu planının kazanımlarının yeterli olmadığını ifade etti. Planın, Schengen bölgesi üyeliğinden doğan yükümlülüklerine bağlı kalması gereken Yunanistan içinde önemli olduğunu vurgulayan Sobotka, "Eğer bu baharda yeni bir sığınmacı dalgası yayılırsa, sadece Yunanistan'a değil, Makedonya, Bulgaristan ve Balkan rotasındaki diğer ülkelere sınırlarını korumak amacıyla yardımcı olmak için hazır olmalıyız" dedi. AB'ye yönelik yasa dışı sığınmacı akının önemli ölçüde azaltmak için kararlı olduklarını kaydeden Sobotka, böylece AB'nin dış sınırlarındaki sığınmacılar üzerinde kontrolünü yeniden kazanacağını aktardı. Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov da gazetecilere yaptığı açıklamada, tek taraflı önlemlerin etkin sonuç getirmeyeceğini belirterek, başta Yunanistan olmak üzere, göç güzergahı üzerinde bulunan tüm ülkelerin etkin katılımı olmadan Avrupa'yı memnun edecek bir sonuç elde edilemeyeceğini ifade etti. Bulgaristan-Yunanistan ve Makedonya-Yunanistan sınırlarında güvenlik önlemlerin artırılmasının sadece göçün güzergahlarını değiştireceğini aktaran Borisov, "Biz Yunanistan ile olan ortak sınırımızı zamanında memnuniyetle kaldırmıştık. Bu ülke ile aramızda yeni bir duvarı inşaat etmemiz ise artık ne Avrupalı ne de demokratik bir yaklaşım sayılır. Aynı zamanda biz reel bir Schengen sınırı sayılırız, oysa Yunanistan bu konuda kendisine ait görevini yerine getirmemektedir" ifadelerini kullandı. Borisov, tüm sınırların kapatılması, sığınmacıların sadece legal sınır kapılarından geçmesini talep ederek, bu noktalarda onların parmak izlerinin alınması, sağlık statüsünün belirlenmesi ve güvenlik servisleri ile kişisel kimlik tespitlerinin yapması gerektiğini savundu. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise sığınmacı akınının AB'yi tehdit ettiğini belirterek, "AB'yi korumak için yardım almıyoruz ama Avrupa'yı göç yükünden koruyacağız" dedi. AB'nin şimdiye kadar uyguladığı sığınmacı politikasının iflas ettiğini ve buna Türkiye ile yapılan anlaşmanın da dahil olduğunu kaydeden Orban, "Schengen sınırları korunamadı bu yüzden yeni bir savunma hattına ihtiyaç var" ifadelerini kullandı.