Başmüftü Mustafa Hacı: ‘Sofya’ya tek cami yetmiyor’

28 Mart 2016 Pazartesi |

Bulgaristan Müslümanlar Diyaneti Başmüftüsü Mustafa Hacı, başkent Sofya’da ibadete açık tek cami olan Banyabaşı Camii’nin yeterli olmadığını söyledi.

Sofya’da ikinci bir camiye ihtiyaç duyulduğunu sürekli tekrarladıklarını kaydeden Mustafa Hacı, ibadete açık olan tek caminin şehirdeki Müslümanlar için yetersiz kaldığını vurguladı.

Hacı ‘Her Cuma cemaatin büyük bir kısmı namazlarını kaldırımlarda eda etmek zorunda kalıyor. Bu da hoş bir durum değil. Bu sorunu çözecek sağduyulu siyasiler olursa, herkes için iyi olacak” dedi.
Ajans Bg


Banyabaşı Camii
Banyabaşı Camii, Osmanlı Devleti zamanında, bugünkü Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da inşa edilen cami. Avrupa'nın en eski camilerinden biridir. Kuruluş tarihi hakkında çeşitli tarihler varsa da 1566 yılını kabul etmek daha uygundur. Mimar Sinan tarafından tasarlanmıştır. En dikkat çekici özelliği geniş kubbesi ve minare yüksekliğidir. Bugün Sofya'da ibadete açık kalabilen tek camidir. Sofya’nın göbeğinde, şehrin en büyük caddesi olan Mariya Luiza Caddesi’nde, Sofya Merkez Hamamı ile hali arasında, Tsum diye bilinen en büyük ticaret mağzasının alt tarafında bulunan Banyabaşı Cami’ni Molla Efendi Kadı Seyfullah adında bir hayırsever kurduğu için bazı kaynaklarda onun adıyla da anılmaktadır. Seyfullah Efendi Cami de denir. Çeşitli kaynaklar kuruluş tarihini de farklı göstermektedir. Evliya Çelebi'nin “Sofya’da en güzel minaresi olan cami” olarak vasıflandırdığı cami dört adet köşe kubbesinin ortasında yükselen büyük kubbesi ve tek minaresiyle bugün adeta Bulgar başkentinin simgesi durumunda bulunmaktadır. Önünda üç kubbeli bir tetimmesi (ekleyip, tamamlama) vardır. Bu, Kadı Seyfullah’ın ölen karısı ruhuna yapılmıştır. Cami mimari bakımından ilginçtir. Tuğla taş sıraları ile yapılmış, Razgrad’taki İbrahim Paşa Camii’nde olduğu gibi, dört köşeden geçirilmiş kulecikler 16 dilimli kasnağın köşelerine çift göğüslemeler konmuştur. Son Cemaat yeri ve kemer aynaları kesme taştan olup, sütünlar yekpare ve koyu renktedir. Başlıklar çift ıstalaktitlidir. Tek kapı ufak bir taçla biten kesme taştan yapılmıştır. Kemer aynasında taş üstüne boya ile yazılmış, okunmayan kara bir yazı ve altında 974 (1566-1567) tarihi vardır. Doğaldır ki, 500 yıla yakın tarihi olan cami bugünkü durumuna aslı ile değil, yapılan birçok onarımlar ile getirilmiştir. Son temel onarımı Türkiye Büyükelçisi Fethi Bey tarafından finansa edilerek 1920’li yıllarda yapılmıştır. Depremlerden çatlamış olan mermer minber o zaman değiştirilmiştir. Gerek totalitarizm zamanında, gerekse de demokrasi geldikten sonra yapılan sıva, boya, tabandan ısıtma sistemi tesisleri ise, daha fazla çeşitli Arap, Türk vakıflarının, ayrı ayrı hayırseverlerin himmetiyle gerçekleştirilmiştir. Bugünkü haliyle Cami cuma günleri 700, bayramlarda ise 1200’ün üzerinde cemaat toplamaktadır.