Papaz Kiliseyi Müzeye Çevirdi

28 Şubat 2017 Salı |

EDİRNE'de Bulgar Ortodoks Sveti Georgi Kilisesi papazı Aleksandır Çıkırık, 17'inci Yüzyıl'dan günümüze Balkan coğrafyasında yaşayan Türk ve Bulgar kadınlarının kullandığı ulusal kıyafetleri ve değerli takıları toplayıp müzeye çevirdiği kilisenin ikinci katında sergiliyor.

Edirne'de Barutluk Mahallesi'nde bulunan Bugar Ortadoks Sveti Georgii Kilisesi papazı Aleksandır Çıkırık, evde sandıkta annesi ve büyük annesinden kalan kıyafetleri sergileyerek başladığı sergide Balkan coğrafyasında Türk-Bulgar kültürünün ortak özellikleri gözler önüne seriyor. Yaklaşık 8 yıl önce başladığı sergisinin bugün müze haline gelmesinden son derece memnun olduğunu belirten Çıkırık, şöyle dedi: 

"Kilisenin boş kalan üst katında öncelikle benim anne annem ve eşimin annesi ve büyüklerimizden kalan eşyaları dolaplardan çıkararak sergilemeye başladık. Tabii o döneme ait değerli takı ve ev eşyaları vardı. Onları da burada koyduk. 7-8 sene önce çevremde bulduğum eski ama değerli yöresel kıyafetleri sergilemeye başladığımızda kilisenin de reklamı oldu.  Bulgaristan'dan kiliseye gelen cemaatten de burada sergimizi görünce eşyalarını bize getirdiler ve burada sergilenmesini istediler." BULGARİSTAN MÜZELERİNDEN EŞYA GELDİ

Papaz Alaksandır Çıkırık, kiliselerinden başlattıkları serginin  Bulgaristan'dan gelen bir müze müdürünün görüp beğenmesi ardından gönderdiği değerli eşyalarla müzeye dönüştüğünü söyledi. Çıkırık, şöyle konuştu: 

"Başlattığımız bu çalışma ardından  Bulgaristan'dan gelen bir müze müdürü burada farklı eşyaların sergilendiğini gördü. Geçici olarak size bir sandık proje yapalım dedi. Daha sonra onlarında getirdiği müze eşyalarıyla burada bir düzenleme yaptılar. Bu sergimiz yaklaşık 400 yıl önce kullanılan başta kıyafetler ve takılar olmak üzere ev eş yalarıyla müzeye dönüştü.  Edirne'ye de büyük katkısı oldu. Burada bunları sergilerken Balkanlarda yaşayan  Bulgaristan ve Türk kadınlarının yöresel kıyafetlerinin ortak özelikleri belirgin bir şekilde ortaya çıkmış oldu. Ülkelerin sınırların belirlenmesi ortak kültürümüzün işareti olmadığı gözler önüne seriyor. Burada açtığımız sergide  Bulgaristan ve Türk kadınlarının yöresel ve diğer kullandıkları eşyalarda en belirgin örneği. Burada 1700'lü yıllardan,1900 yıllara kadar olan kıyafetlerin günümüze kadar gelmesi sergileniyor."