Avrupa'nın yoksulu Bulgaristan

5 Eylül 2017 Salı |

Çok partili sisteme geçmeden önce 45 yıllık komünist geçmişe sahip ülke, hala Avrupa Birliği’nin (AB) en yoksul üyesi olarak tanımlanıyor.
 

Nüfus: 7,17 milyon (2015)
Etnik yapı: (2011 nüfus sayımına göre) Bulgar yüzde 84,8, Türk yüzde 8,8, Roman yüzde 4,9 
Dil: Resmi dil Bulgarca. Türk, Roman, Rus, Musevi, Ermeni azınlıklar ana dillerini kullanabiliyor. 
Din: Yüzde 83,7 Hristiyan, yüzde 12,2 Müslüman, yüzde 3,7 inançsız
Para Birimi: Leva 

AB’nin küçük ülkeleri arasında yer alan ve yaşam standartları Birlik üyesi ülkelere göre oldukça düşük olan Bulgaristan, aynı zamanda NATO üyesi. 110 bin kilometrekarelik yüzölçümüne sahip ülkede çok sayıda dil ve lehçe konuşuluyor. 

1944 yılında Sovyetler Birliği’nin desteğini alarak Bulgaristan’da kanlı darbeyle iktidara gelen Komünist Parti (BKP) 45 yıl iktidar kaldı. Türk ve Müslümanları asimile etmeye çalışan komünist diktatör Todor Jivkov, 1989 yılında kansız bir darbeyle devrildi. 

Bulgaristan, komünizm sonrası çok partili demokratik dönemde 2004 yılında NATO, 2007 yılında AB’ye katıldı.

Kuzeyde Romanya, güneyde Türkiye ve Yunanistan, batıda Sırbistan ve Makedonya ile komşu ülkenin doğusunda Karadeniz bulunuyor. Bulgaristan’da 4 mevsim yaşanırken, dağ ve deniz turizmi önemli gelir kaynağı olarak nitelendiriliyor. 

EKONOMİ
AB, NATO ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyesi Bulgaristan’ın AB üyesi olduğundan malların, hizmetlerin, sermayenin ve kişilerin Avrupa’da serbest dolaşım hakkı bulunuyor. Bundan dolayı Türk şirketlerinin ürünlerinin AB pazarlarına girişinde köprü veya giriş kapısı rolü oynuyor. Türk şirketleri de Bulgaristan’da AB fonlarından yararlanabiliyor.

Bulgaristan, dünya çapında internet erişim kolaylığı ve hızı bakımından en önde gelen ülkeler arasında yer alıyor. Tarım ve hayvancılık sektörü gelişmiş olan ülkede gıda, sanayi ve turizm sektörleri de ekonomiyi ayakta tutmaya çalışıyor.  

1300 yıldan uzun devlet geçmişine sahip Bulgaristan, önce 200 yıl Bizans, ardından yaklaşık 500 yıl Osmanlı egemenliğinde kaldı. Ülke Osmanlı-Rus Savaşı sonunda 1789’da bağımsızlığını ilan etti. 

Bulgaristan çarlık dönemine son verdikten sonra 1944 ile 1989 yılları arasında diktatörlükle yönetildi. Diktatörlük döneminin son yıllarında 1985-1989 arasında ülkedeki Türk ve Müslüman nüfusunu eritmek amacıyla bir asimilasyon kampanyasına girişen Jivkov rejimi, 450 bin Türkün Türkiye’ye göç etmesine neden oldu. Türklerin etnik bilincini savunmasıyla başlayan komünizm karşıtı hareket çok partili geçişin önünü açtı.

Yolsuzluklarla mücadele ve adalet sisteminde yaşadığı sorunlar nedeniyle sürekli AB tarafından mercek altında tutulan Bulgaristan, hala Schengen ve Avro alanına katılmadı.