Asimilasyonu kınayan belge neden şimdi kabul edildi?

8 Şubat 2012 Çarşamba |

Geçen ay Bulgaristan Parlamentosu, ülkede 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan deklarasyonu kabul etmişti. Sözkonusu belgeyi parlamentoya taşıyan ise eski başbakan ve Güçlü Bulgaristan İçin Demokratlar (DSB) partisi lideri İvan Kostov olmuştu. Peki DSB partisi Bulgaristan Ulusal Meclisi, Zorla Asimilasyon Politikasını Kınayan Bildiriyi neden şimdi sundu? 

İvan KOSTOV: Parlamentoya bir önceki teklifimizde kabul görmedi. Zamanı gelmedi dediler. Ataka partisinin, iktidardardaki GERB partisine verdiği desteği çekince, tırnak içinde söylüyorum, GERB ‘özgür’ kaldı. Böyle bir deklarasyona Ataka’nın baskılarıyla değil, vicdanıyla oy vermeye özgür kaldılar. Ortaya uygun siyasi bir ortam çıktı ve bizde deklarasyonu tekrar oylamaya sunduk.


DSB’den Avrupa Parlamentosu milletvekili Svetoslav MALİNOV: Bildirinin kabul edilmesiyle Bulgaristan’ın Avrupa Birliği’ndeki imajı olumlu yönde etkilendi.

Belediye Meclis Üyesi General Atanas ATANASOV:
Kesin söyleyebilirim ki, büyük göç bir etnik temizlikti. O dönemde illere genelge göndererek süre veriliyordu ve bu süreler içinde kaç kişinin göçe zorlanması gerektiği kaydediliyordu. Bunları gözlerimle gördüm.

AJANS BG



İLGİLİ HABER:


Bulgaristan'dan tarihi karar

11 Ocak 2012 Çarşamba

Bulgaristan Parlamentosu, ülkede 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildiriyi kabul etti.
Bildiri Bulgaristan devletinin Türklere karşı girişilen asimilasyon kampanyasını resmi olarak kabul eden ilk belge olması açısından büyük önem taşıyor
.




Bulgaristan Müslümanlarına Karşı Uygulanan Zorla Asimilasyon Sürecinin kınanmasına İlişkin Olarak Bulgar Ulusal Meclisinde Kabul Edilen Bildiri (11 Ocak 2012, Sofya)

Bulgaristan Müslümanlarına Karşı Uygulanan Zorla Asimilasyon Sürecinin kınanmasına İlişkin Olarak Bulgar Ulusal Meclisinde Kabul Edilen Bildiri (11 Ocak 2012, Sofya)

-Avrupa ve dünya düşüncesinin, insan ve azınlık hakları alanında uluslararası hukukun en yüksek kazanımlarına atıfta bulunarak,