Beş Nisan 2012 tarihinde Rodoplarda Smolyan şehrinde “Pomakların kimlikleri konusundaki tezler ve çağdaş tanımalamaları” başlığı altında bilimsel bir konferans düzenlendi. Rodoplardaki müslümanların isimlerinin değiştirilmesinin 40. yılı dolayısıyla yuvarlak masaya toplanan bilim adamları, akademisyen ve siyasiler asırlarca kimlikleri tartışma konusu olan bu müslümanların kimliğini ve etnik ile dini tanımlamaları, tarihi geçmişi ve kaynakları hakkında farklı görüşler öne sürdü. Konferans Alman “Friedrich Naumann” Vakfının mali desteğiyle Yeni Bulgar Üniversitesi ve Yakın Geçmişi Araştırma Enstütüsü’nün girişimiyle, aynı zamanda Smolyan milletvekili Arif Aguş’un desteğiyle yapıldı.
Üniversite okutmanları, Bilimsel Araştırmalar Merkezinden dil ve tarih uzmanları, araştırmacılar 10 saat boyunca Pomakların kimlik meselelerinin ve farklı varsayımları masaya yatırdı. Konferansa ilgi çok büyüktü. Smolyan Valisi Stefan Staykov, Hak ve Özgürlükler Hareketi milletvekilleri Arif Aguş ve Aliosman İmamov, müftüler, Sırbistan ve Türkiye’den konuşmacılar, “Friedrich Naumann” Vakfının GDA Sorumlusu Peter Bohmann ve Pomak sorunuyla ilgilenen bilim adamı ve araştırmacılar katıldı. DPS- Hak ve Özgürlükler Hareketi milletvekili Arif Aguş konuşmasında bu konferansı “Birşyi başlatmak için yapöıyoruz, bir sayfayı kapatmak için düzenliyoruz” dedi ve Rodoplarda “soya dönüş kampanyasının”hala devam ettiği şeklindeki kaygılarını ifade etti. Aguş “Biz kimlik sorununu inceleyerek, bçlgede 40. yılını andığımız isim değiştirme kampanyasını kapatmak ve yeni bir temiz sayfa açmak istiyoruz” dedi.
Forumun açılışında konuşan Yeni Bulgar Üniversitesi’nden Prof. Evgeniya İvanova, Smolyan’ı özellikle seçtikleri, çünkü bu topluluğun büyük kısmının burada odaklı olduğunu vurguladı. Üniversitenin araştırmasında Bulgar müslümanlar veya Pomak olarak tanımlanan bu insanlar arasında yaptıkları ankette, katılımcıların %35’nin kendini “Pomak” adıyla tanımladıkalrını, o yüzden de onlara böyle hitap etmeyi tercih ettiğini söyledi. İvanova, Rodoplarda müslümanların kimlik arayışının sürdüğünü, özellikle 90’lı yılalrdan sonra daha da yoğunlaştığını anlattı. Pomakların hem Bulgarlar, hem Türkler tarafından dışlandığını gözlemleyen profesor, bunun sonucunda “Pomak etnik grubundan” bahsedilmeye başlandığını vurguladı. Bir kesim bu insanlara “Bulgar Müslümanlar” diyor, bir kısım “Pomaklar”, bir kısım “Pomak Türkleri”, bir kısım “Bulgar Mohamedanlar”- bütün bu tanımlaamaların kargaşası içinde topluluk da kendi kimliğini belirleme çalışmalarını hızlandırıyor. Bulgar Müslümanı tanımını kabul etmeyen İvanova, Bulgar kelimesinin etnik , Müslüman kelimesinin ise dini bir mevcudiyet belirtisi olduğunu, dolayısıyla etnik kimlik arayışında dini mevcudiyetin ön plana çıkarılmasını doğru bulmadığını vurguladı. Madan ve Rudozem’de kendini daha çok “Bulgar Müslümanlar” olarak tanımlarken, Kornitsa, Breznitsa, Lıjnitsa gibi yerlerde kendini “Türk” olarak belirtenlerin fazla olduğunu vurguladı.
“ Kornitsa gibi köylerde insanların kendilerini Türk olarak tanımlama keşiflerini Türkiye’ye bağlıyorlar. Oysa onların bahsettiği Türkiye, asıl günümüz Türkiye’si değil, Osmanlı imperatorluğudur. Onlar arasında hiç bir bağ yoktur tezini savundu.
Prof. İrina Bokova ise “Bu insanlarda özellikle eskiden kalan travmalar var. İsim değitrime kampanyasının acıları bugün bu insanları gönüllü olarak geri çevirmiştir, hayatında şalvar giymeyen kesim bile inadına şalvar giymiş ve müslümanlığını ön plana koymuştur” dedi. Hayatında kendini Türk olarak tanımlamamış insanlar bile, bu asimilasyon zulümüne inat, kendilerini “Türk” olarak belirtmeye başlamıştır. Bir yandan Pomaklar arasında “çift pasaprtluluk” eğilimi de gözleniyor. Bir kimliğinde Bulgar adıyla, diğer kimliğinde Müslüman adıyla olanların sayısı da çok fazla. Üçüncü bir süreç te var- birçok aydın ve laik kadın, köylerine geri dönerken, hemen başörtüsünü takar ve muhafazkar atalarının giysi şekline itaat eder”. Prof. İvanova ise bütün bu süreçlerin, Pomakların kendini kanıtlama, tanımlama, kabul ettirme denemelerinin ve marjinalleşme isteklerinin belirtisi olarak gördüğünü söyledi. Yeni Bulgar Üniversitesi’nden İrina Bokova ise Rodoplu müslümanların tanımlamalarında isim değiştirme sürecinin bazı acılarının etki yarattığını söyledi:
Bulgar müslümanlar dini olarak islam ile, etnik kimlik olarak Bulgarla bağdaştırılan bir kesim olmuştur. Etnik kimlik, asırlardan beri Bulgarlarla olan coğrafik yakınlığı ve beraber yaşamlarından da kaynaklanmıştır. Bulgar müslümanlar, din, dil hakkında farklı tezler savunuyor” şeklinde konuştu ve daha sonra “Pomak dili” tanımlamasını tırnak içerisinde söylese de, böyle bir dil olmadığına dair başka katılımcıların eleştirisini aldı. Pomak dilinin, Rodop lehçesi olarak kabul edilmesini isteyen bir kesim, bunun aslında gelişmemiş, eski Bulgarca olduğunu öner sürdüler.
Bulgar müslümanlar dini olarak islam ile, etnik kimlik olarak Bulgarla bağdaştırılan bir kesim olmuştur. Etnik kimlik, asırlardan beri Bulgarlarla olan coğrafik yakınlığı ve beraber yaşamlarından da kaynaklanmıştır. Bulgar müslümanlar, din, dil hakkında farklı tezler savunuyor” şeklinde konuştu ve daha sonra “Pomak dili” tanımlamasını tırnak içerisinde söylese de, böyle bir dil olmadığına dair başka katılımcıların eleştirisini aldı. Pomak dilinin, Rodop lehçesi olarak kabul edilmesini isteyen bir kesim, bunun aslında gelişmemiş, eski Bulgarca olduğunu öner sürdüler.
Türkiye’den Trakya Üniversitesi Balkan Araştırmalar Enstütüsü Müdürü Prof.Dr. Ahmet Günşen’in “Balkan topluluğu olarak Pomaklar ve onların kendini Türk olarak algılamaları” başlıklı sunumu büyük tartışmalara yol açtı.
Pomakların genelde Türk kökenli oldukları ve doğum, düğün, cenaze gibi gelenek ve ayinlere bakıldığında Anadolu ve Orta Asya Türkleriyle büyük benzerlikler bulunduğunu söylemesi üzerine, Türk prefesör milliyetçi kesmin eleştiri yağmuruna uğradı. Smolyan Valisi Stefan Staykov, ihtirasları kapatmak niyetiyle sözü aldı ve Prof. Günşen’in sunumunu, şahsi bir tez olarak kabul ettiğini, belli bir devlet tavrı olarak görmedğini söyledi. “Biz yeni gerçekler içinde yaşamalıyız ve Türkiye ile iyi komşu ve dost olmalıyız” diyen vali, Pomakların kimliği hakkında tartışmaların gerginlik yaratmak yerine, farklılıkları silip, ortak mütbakata varılmasını istedi.Konferansa katılan akademik Georgi Markov ise, valinin iyi komşuluk çağrılarına başka bir şart getirdi ve “ İyi komşu olmak için tarihimizden ibret dersi almalıyız” dedi ve Prof. Günşen’e dönerek “Bulgaristan’a gelip Pomak Türkü arayamazsınız” ikazında bulundu. Akademik Markov, Pomak etnik grubu kurma teşebbüslerini tedirgin edici olarak niteledi ve “Bulgarlar, Bulgar olarak birleşmelidir, farklı etnik gruplara bölünmemelidir” dedi.
Pomakların genelde Türk kökenli oldukları ve doğum, düğün, cenaze gibi gelenek ve ayinlere bakıldığında Anadolu ve Orta Asya Türkleriyle büyük benzerlikler bulunduğunu söylemesi üzerine, Türk prefesör milliyetçi kesmin eleştiri yağmuruna uğradı. Smolyan Valisi Stefan Staykov, ihtirasları kapatmak niyetiyle sözü aldı ve Prof. Günşen’in sunumunu, şahsi bir tez olarak kabul ettiğini, belli bir devlet tavrı olarak görmedğini söyledi. “Biz yeni gerçekler içinde yaşamalıyız ve Türkiye ile iyi komşu ve dost olmalıyız” diyen vali, Pomakların kimliği hakkında tartışmaların gerginlik yaratmak yerine, farklılıkları silip, ortak mütbakata varılmasını istedi.Konferansa katılan akademik Georgi Markov ise, valinin iyi komşuluk çağrılarına başka bir şart getirdi ve “ İyi komşu olmak için tarihimizden ibret dersi almalıyız” dedi ve Prof. Günşen’e dönerek “Bulgaristan’a gelip Pomak Türkü arayamazsınız” ikazında bulundu. Akademik Markov, Pomak etnik grubu kurma teşebbüslerini tedirgin edici olarak niteledi ve “Bulgarlar, Bulgar olarak birleşmelidir, farklı etnik gruplara bölünmemelidir” dedi.
Sevda Dükkancı I BULGARİSTAN ULUSAL RADYOSU, TÜRKÇE YAYINLARI
...........................................
Смолян /КРОСС/ Турски историк скандализира български учени за произхода на помаците по време на конференция в Смолян, която приключи днес.
По време на изнасянето на доклади проф. д-р Ахмед Гюншен от Балканския изследователски институт в Одрин заяви в своя доклад, че помаците са турци по произход, като разбиранията им за раждане, смърт и сватба били еднакви като в Турция и затова да се наричали българи или гърци или други не било доказуемо,като не може да се говори, че турските общности са изчезнали.
В стремежа си да потуши страстите областният управител на Смолян инж. Стефан Стайков взе думата и посочи, че разбира изказването на Гюнеш, като негово лично, а не като определена позиция. „Ние трябва да живеем в новата реалност и с Турция да бъдем приятели и добри съседи“, посочи Стайков и допълни,че не трябва да се изостря напрежение, а трябва да се преодоляват различията.
Областният управител на Смолян покани организацията на конференцията поради огромния интерес от страна на много хора, да направят още една такава в Смолян. Академик Георги Марков заяви на Гюнеш ,че не трябва да търси памшки турци в България.
„Трябва да се позоваваме на историята, за да сме добри съседи“, посочи Марков. Академик Георги Марков посочи,че е тревожно сформирането на помашки етнос, защото всички трябва да се обединяват, като българи, а не да се делят на етноси.При засилен интерес протече международната конференция„Помаците:
версии за произход и съвременна идентичност“, която се провежда в Смолян. Тя е посвещава на 40-годишнината от смяната на имената в Родопите. Организатори са Нов български университет, Институт за изследване на близкото минало, Фондация за свободата „Фридрих Науман“.
На конференцията присъства областният управител на Смолян инж. Стефан Стайков, депутатите от ДПС Ариф Агуш, Алиосман Имамов,духовници, лектори от Сърбия, Турция и др. Доц. Д-р Михаил Груев от Софиийския университет обясни, че тази конференция няма за цел да създава провокации, а да представи развитието на науката по тази проблематика. Петер Бохман , ръководител на проектите на фондация“Фридрик Науман“ за Югоизточна Европа посочи,че България е страна за пример по какъв начин са интегрирани малцинствата, като този процес трябва да продължи.
Идеята конференцията да се проведе в Смолян е, че в областта живеят най-голям процент от т. нар. помаци или българи-мюсюлмани, както предпочитам да ги наричам, заяви при откриването проф. Евгения Иванова от Нов Български университет и добави, че по данни от изследване на университетът около 35 % от тази общност се определят като помаци.
По думите на Иванова, българските мюсюлмани в Родопите са наясно, гражданство и етнос са две различни неща.“Говори се за помашки етнос, защото самите хора се обособяват, като такива“, посочи Иванова и допълни, че тенденциите за помашки етнос ги е имало и през 90-те години, но те са били много по-откъсващи, отколкото сега, като започват да се масовизират и модернизират.
„Тези задълбочаващи се тенденции не са вследствие от никаква чужда пропаганда, измислени етноси,като турски, арабски и др. „Те са вследствие единствено от продължаващата марганизация, продължаващото отхвърляне на тези хора и от двете страни-от българите -християни и от турците“, обясни Иванова и допълни, че нито една от двете големи общности не припознава, като свои помаците.
В общините от Смолянско най-масово хората от Мадан и Рудозем се определят като българи-мюсюлмани.Проф. Евгения Иванова каза още, че Възродителният процес е върнал доброволната интеграция с българите много назад и хора, които никога през живота си не са носили шалвари са ги обули напук.
Хора, които никога през живота са си не са идентифицирали, като турци започнаха да се идентифицират напук като такива.Наблюдава се и процес на двойните паспорти-един на български,друг с мюсюлманско име.Наблюдава се и трети процес стоят в Смолян, те са абсолютни светски жени, но когато тръгнат на село си слагат забрадката, каза още Иванова.