Bulgaristan'daki Ramazan adetlerini sürdüren göçmen vatandaşlar, arife günü fırıncılara akın edip, hamur alıyor, pişirip konu komşuya dağıtıyorlar.
Türkiye'ye 1950'den bu yana çeşitli dönemlerde Bulgaristan'dan göçen Türklerin bir kısmı İstanbul'da 1998'de kurulan Balkan Türkleri Derneği bünyesinde buluşuyor. Derneğin Başkan Yardımcısı Özcan Sırmalı da 1977'de Türkiye'ye göç eden bir Bulgaristan Türk'ü. 'Biz Kadir Gecesi'nde Türkiye'ye gelmişiz.' diyor Türkiye'ye gelişlerinin ne kadar hayırlı olduğunu anlatırken. Sırmalı, tamamı Müslüman ve Türk olan köy Deliorman bölgesinde bulunan Eski Cuma köyünden.
ÇAYI KASEYE KOYUP ÜZERİNE PEYNİR UFALIYORLAR
Koca Yusuf, Kel Aliço ve Adalı Halil gibi dünyaya 'Türk gibi güçlü' sözünü yerleştiren büyük pehlivanların çıktığı Deliorman bölgesinde sadece pehlivanlar değil herkes iri yarı ve kilolu. Sebebini evde yapılan et ve hamur yemeklerine bağlıyor Özcan Sırmalı. 'Her şeyi evde yapardık, dışardan bir şeyler almaya alıştırılmadık hiç. Kola gibi şeyler yerine evde yaptığımız kompostoları içerdik, pastanelerden alınan baklavalar, pastalar yerine de evde yapılan hamur aşı tatlılarını yerdik. Kulak şeklinde olan bir hamur aşı tatlımız vardı bir de hamurları ittirerek yaptığımız Büzüşük Aslı vardı. Bunlar hep cevizlidir çünkü fıstık ve badem gibi şeyler yoktu bizim yaşadığımız yerde.' diyerek anlatıyor yeme içme adetlerini ve devam ediyor: 'Yemeklerde baharat olmazdı ama ağır olurdu. Özellikle bizim 'yağnı' dediğimiz yahni, tas kebabı ve tarhana vardır. Kırmızı eti her yerde kullanırız. Bundan ayrı bir de tarhanamız vardır ama buradaki gibi kırmızı değildir. Peynirli olur ve kurabiye gibi gözükür. Çay anlayışımız da buradakinden farklıdır. Çay bir çorba gibidir bizde. Çayı kaseye koyarız, üzerine peynir ufalarız ve kaşıkla içeriz. Okulda bile bize böyle verirlerdi çayı'
FIRINCILAR BENİ GÖRÜNCE GÜLMEYE BAŞLAR
Türkiye'de alışkın olmadığımız yemek anlayışlarına sahip olan Bulgaristan Türkleri ayrıca Ramazan ayında ekmeklerini de kendileri yapıyor. Çevirmeli pide dedikleri sacda çevrilerek yapılan pide, bayram ve kandillere özel pide ve 'bayram kolacı' bunlardan birkaçı. Çocuklara özel ilgi çeksin diye yapılan şekilli ekmekler ve pideler önce mahalledekilere dağıtılırmış ve bayram günü dışarıdan ekmek alınmazmış. 'Arife günü fırıncı beni görünce başlar gülmeye. Çünkü 40 tane ekmek hamuru alırım. Evde yaparız ve dağıtırız çevremizde. Bayram sabahı da onu yeriz.' sözleriyle ekmek ve pidelerini anlatan Özcan Sırmalı bayram sabahı sofrasının menüsünü de söylüyor: 'Çorba, yahni, hamur aşı tatlısı... Yani bir kahvaltı gibi değil yemek yiyoruz.'
BULGARLARDAN DAHA ÇOK OLACAKTIK
Özcan Sırmalı 'özellikle 1950'den bu yana Türkiye'ye göç eden Bulgaristan Türkleri'nin sayısının bugün 18 milyona ulaştığını iddia ederken Bulgaristan'ın nüfusunun bugün 7 milyon civarında olduğunu hatırlatıyor ve ekliyor: 'Düşünsenize 18 milyonun bugün orada olduğunu'.
BEHLÜL ÇETİNKAYA I AJANS BG