Bulgaristan ve Romanya'da kayıt dışı ekonomi hala büyük

21 Ekim 2012 Pazar |

Bulgaristan'daki otomat sahiplerine, makinelerine satışların kaydının düzgün tutulmasını sağlayan mali cihazları takmaları için Ekim ayı sonuna kadar süre verildi. Bu, Sofya'daki yetkililerin, Balkan ülkesindeki kayıt dışı ekonomiyi küçültmek amacıyla aldığı en son tedbirlerden biri. 

 Dünya Bankası tarafından 10 Eylül'de yayınlanan bir raporda, 2004 yılından beri AB'ye katılmış 10 Doğu Avrupa ülkesi arasında, kayıt dışı emeğin 2007 yılında ulusal GSYİH'nın yüzde 33'ünü oluşturduğu Bulgaristan'da en yüksek, yüzde 17 ile Slovakya'da ise en düşük olduğu belirtiliyor. Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Polonya, Romanya ve Slovenya'ya ait rakamlar ise "aralarda yer alıyor". Durum o zamandan bu yana hafif iyileşmiş olsa da, Banka bu 10 ülkenin mevcut mali kriz ve bölgenin gelecekte karşılaşmayı beklediği nüfus değişimleri karşısında kayıt dışı sektörlerini küçültme yönünde daha fazla çaba göstermesi gerektiğini ileri sürüyor. Dünya Bankası baş danışmanlarından Katarina Mathernova, "Doğu Avrupa'daki yeni üye ülkelerin hükümetleri, mali kaygılardan dolayı ne kısa vadede, ne de küçülen emek gücü nedeniyle uzun vadede, büyük bir kayıt dışı ekonomiyi kaldıramaz." diyor. Avrupa Komisyonu'nun (AK) Haziran ayında hazırladığı bir raporda, 2011 yılı itibarıyla AB'deki kayıt dışı ekonominin büyüklüğünün, Avusturya'daki GSYİH'nın yüzde 7,9'u ile, Bulgaristan'daki yüzde 32,3 arasında değiştiği tahmin ediliyor. Romanya da, yüzde 19,2'lik AB ortalamasının çok üzerindeki yüzde 29,6 ile, en yüksek GSYİH'ya sahip ülke olarak adlandırılıyor. Kıbrıs Rum Kesimi (yüzde 26), Yunanistan (yüzde 24,3) ve Slovenya (yüzde 24,1) da dahil olmak üzere diğer 11 üye ülkeye ait rakamlar da blok ortalamasını aşıyor. Sofya merkezli danışmanlık şirketi Industry Watch'un başkanı Georgi Stoev'e göre, Bulgaristan'da 2008 yılında yüzde 10'luk sabit vergi oranı uygulamasının getirilmesi, geçen yıl ülkede ölçülen kayıt dışı ekonomi seviyesinin düşük çıkmasının nedenlerinden biriydi. Stoev, Bankanın yakın tarihli raporunu hazırlayanlar da dahil olmak üzere diğer uzmanlara, doğası gereği bir ülkedeki kayıt dışı ekonominin kesin şekilde ölçülmesinin zor olduğu konusunda katılıyor. SETimes'a konuşan uzman, "1998 yılında ekonomi analizleri alanındaki ilk işime girmemden bu yana, Bulgaristan'daki kayıt dışı sektörün büyüklüğü GSYİH'nın yüzde 33'ü civarında seyrediyor." diyor. Stoev, kayıt dışı sektörün seviyesini düşürmede, "düşük vergiler ve daha az düzenlemenin" şart olduğunu ileri sürüyor. Bankanın ekonomistlerinden ve raporu hazırlayanlardan birisi olan Johannes Koettl'e göre, resmi işlerin "ekonomik açıdan yaşatılabilir" olması önemli. SETimes'a konuşan Koettl, Bulgaristan, Romanya ve diğer yeni AB üye ülkelerindeki pek düşük maaşlı çalışan için "şu anda durumun böyle olmadığını" da belirtiyor. Koettl, Bulgaristan şu anda sabit oranda vergi uygulamadığı için, gelir vergisinin resmi çalışma maliyetini etkileyen unsurlardan sadece biri olduğunu ifade ediyor. Uzman, "Resmi işlerin maliyetini yükselten diğer iki şeyse şunlar: çalışanlar ve onların işverenlerinin resmi işlerde ödemek zorunda olduğu sosyal güvenlik katkı payları ve sosyal yardım ve aile yardımları gibi, çalışanların resmi gelirleri kayıt altındayken kaybedebilecekleri gelir hesaplı sosyal yardımlar." diyor. Romanya, sorunla başa çıkmak amacıyla bir takım tedbirler almış. Bunların 1 Mayıs'ta yürürlüğe giren biri, kayıt dışı çalışanlar için işverenlere uygulanan cezaları artırmak ve denetimleri sıklaştırmak şeklinde. Cluj-Napoca'daki Babes-Bolyai Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Fakültesi okutmanı Ramona Mara SETimes'ya verdiği demeçte, resmi rakamlara dayanarak, bunun sonucunda kayıt altındaki yasal çalışan sayısının 100 bin arttığını söylüyor. Mara'ya göre, beyan edilmeyen emeğin seviyesini düşürmek için, Romanya'daki emek vergisinin de azaltılması gerekiyor. SETimes'a konuşan Mara, "Gelir vergisi sadece yüzde 16 olsa bile, çalışanlar ve işverenler tarafından ödenen katkı paylarının oranı yüzde 44,1 ve bütçeye ödenen toplam meblağ brüt maaşın yüzde 60,1'ini buluyor. Sosyal katkı payları bu kadar yüksekken, beyan edilmemiş çalışmayı azaltmak zor." diyor. Dünya Bankası'na göre, düşük maaşlı çalışanların resmi iş maliyetlerini azaltmak için alınabilecek bazı özel tedbirlere, ABD'deki Kazanılmış Gelir Vergisi Kredisi ve Almanya'daki Hartz IV reformları örnek gösterilebilir. ABD'nin planına göre, resmi sektörde düşük maaşlı işlerde çalışan aileler, sahip oldukları çocuk sayısına göre yılda kazandıkları 5 ila 20 bin doları tutabiliyor. Koettl, Alman sisteminde, "resmi işlerin, sosyal yardım ve konut ve aile yardımları gibi avantajlarla her zaman ödüllendirildiğini" belirtiyor. Uzman, "Örneğin Bulgaristan ve Romanya'da, 2008 yılında bir aile kazandığı her resmi dolar için bir dolar sosyal yardım kaybediyordu - böylece sonuçta, aile, işi olmasına rağmen daha fazla gelir kazanmıyordu, bu yüzden de resmi çalışma yardım sistemi tarafından ödüllendirilmiyordu - resmi bir işe sahip olmak gerçekten karşılığını vermiyordu." diyor.