Yalçın BAYER, Hürriyet
Dünyada pek anlaşılmayan ya da bilinmek
istenmeyen ‘Balkan göçü’nün acısını 4-5 nesil içinde hissediyor.
Türkiye’de bu nüfus 25-30 milyon dolayında bugün.
CHP’den Bihlun Tamaylıgil, ailesinin yaşadıklarını anlatırken, “Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı Atatürk yaptı” cümlesi uzun uzun alkış aldı. Kimsenin intikam içinde olmadığını belirtti ve şu cümleyi de ekledi:
“Bir karış toprak vermeyiz.”
MHP’li Meral Akşener hem heyecanlı hem hüzünlüydü:
“Ülkemden tek bir çakıl taşı koparmak isteyenin kafasını kırarız. Bizim Müslümanlığımızı, inancımızı sorgulamaya hiç kimsenin haddi de, hakkı da yoktur. Haddini bilmeyenlere de haddi bildirilir. Her ailenin evinden bir şehit ya da gazi çıkmış olan bizler hak yemeyiz, harama el uzatmayız ve yolsuzluk yapmayız; büyüklerimiz bize bunları öğretmiştir.”
İki kadın vekilin sert sözlerine karşın ‘birlik- bütünlük’ halinde barış içinde yaşama anlayışının da özellikle altını çizdiler.
Tamaylıgil ve Akşener’e ‘abla’ olarak hitap eden AB Bakanı Egemen Bağış “Kendisinin de eşinden ötürü bir Rumeli-Balkan damadı (veya) eniştesi olduğunu” vurguladı; İstanbul’un Balkanlar’daki soydaşlarla kardeşliğin mührü ve köprüsü olduğunu belirterek, kentte Balkanlar’ın zenginliğinin yansıdığının görülebildiğini dile getirdi.
Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı vermesinden ötürü Atatürk’ün demokratlığını övdü. Arnavut kökenli olan M. Akif Ersoy’un, şiirlerinde “100 yıl önce yaşanan dramı çok güzel anlattığını” söyledi ve şu uyarıda bulundu:
“100 yıl önce yaşanan dramdan doğru mesajları çıkarıp teröristlerle, bu ülkenin birliğine ve beraberliğine kurşun sıkanlarla kucaklaşanlara doğru tepkiyi vermemiz lazım. Tek yumruk olmamızın vaktidir.
Bunu bugün başaramazsak, 100 yıl önceki gibi bir uykuya dalarız ve nerede uyanacağımızı hepimiz biliyoruz.”
Seminer bugünden sonra Bursa’da devam edecek. Yabancı ve yerli bilimadamlarımızın ilginç çalışmaları dileriz kitaplaştırılır.
Türkiye’de bu nüfus 25-30 milyon dolayında bugün.
CHP’den Bihlun Tamaylıgil, ailesinin yaşadıklarını anlatırken, “Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı Atatürk yaptı” cümlesi uzun uzun alkış aldı. Kimsenin intikam içinde olmadığını belirtti ve şu cümleyi de ekledi:
“Bir karış toprak vermeyiz.”
MHP’li Meral Akşener hem heyecanlı hem hüzünlüydü:
“Ülkemden tek bir çakıl taşı koparmak isteyenin kafasını kırarız. Bizim Müslümanlığımızı, inancımızı sorgulamaya hiç kimsenin haddi de, hakkı da yoktur. Haddini bilmeyenlere de haddi bildirilir. Her ailenin evinden bir şehit ya da gazi çıkmış olan bizler hak yemeyiz, harama el uzatmayız ve yolsuzluk yapmayız; büyüklerimiz bize bunları öğretmiştir.”
İki kadın vekilin sert sözlerine karşın ‘birlik- bütünlük’ halinde barış içinde yaşama anlayışının da özellikle altını çizdiler.
Tamaylıgil ve Akşener’e ‘abla’ olarak hitap eden AB Bakanı Egemen Bağış “Kendisinin de eşinden ötürü bir Rumeli-Balkan damadı (veya) eniştesi olduğunu” vurguladı; İstanbul’un Balkanlar’daki soydaşlarla kardeşliğin mührü ve köprüsü olduğunu belirterek, kentte Balkanlar’ın zenginliğinin yansıdığının görülebildiğini dile getirdi.
Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı vermesinden ötürü Atatürk’ün demokratlığını övdü. Arnavut kökenli olan M. Akif Ersoy’un, şiirlerinde “100 yıl önce yaşanan dramı çok güzel anlattığını” söyledi ve şu uyarıda bulundu:
“100 yıl önce yaşanan dramdan doğru mesajları çıkarıp teröristlerle, bu ülkenin birliğine ve beraberliğine kurşun sıkanlarla kucaklaşanlara doğru tepkiyi vermemiz lazım. Tek yumruk olmamızın vaktidir.
Bunu bugün başaramazsak, 100 yıl önceki gibi bir uykuya dalarız ve nerede uyanacağımızı hepimiz biliyoruz.”
Seminer bugünden sonra Bursa’da devam edecek. Yabancı ve yerli bilimadamlarımızın ilginç çalışmaları dileriz kitaplaştırılır.
McCarthy: Batı yalancı
ABD’nin Louisville Üniversitesi’nin tarihçi
öğretim üyesi Prof. Dr. Justin McCarthy, dünyada hiçbir konunun Ermeni meselesi
kadar çok yanlışlarla dolu olmadığını belirtir; “Gerçeği görüp de söylemeyen
kişinin gerçek düşmanıyım” der. Osmanlı’nın Balkanları elinden çıkartmasından
sonra aynı şeyi Batılı kaynaklar için de söyledi McCarthy dün... “Türk ve
Müslümanların Balkanlar’da yaşadığı mezalim Türkiye dışında pek bilinmiyor.
Aslında tek doğru olan Osmanlı istatistikleridir” dedi.
Kendisinden başka birkaç bilimadamının bu yolda çalıştıklarını, bu çalışmalar sonunda, “Balkan tarihinin yeniden yazılacağını” söyledi.
Türk tezlerine yakın görüşleri dikkat çeken Prof. McCarthy, Batı kaynakları için de ağır konuştu. “Yalancılar gerçekleri göstermiyorlar. Bugün Balkanlar ve Rumeli’de, Saraybosna dışında Müslüman bırakmadılar, yok ettiler.”
Kendisinden başka birkaç bilimadamının bu yolda çalıştıklarını, bu çalışmalar sonunda, “Balkan tarihinin yeniden yazılacağını” söyledi.
Türk tezlerine yakın görüşleri dikkat çeken Prof. McCarthy, Batı kaynakları için de ağır konuştu. “Yalancılar gerçekleri göstermiyorlar. Bugün Balkanlar ve Rumeli’de, Saraybosna dışında Müslüman bırakmadılar, yok ettiler.”
PKK’nın malvarlığına ve
Kandil’e el konulsun
PKK’nın malvarlığına neden el koymuyorsun? Türk
kimliğini anayasadan neden kaldırmak istiyorsun? Madem bölge lideri olduğunu
söylüyorsun, Türkiye’nin hava savunma sistemini neden Türk kimliğiyle inşa
etmiyorsun? Suriye ve Gazze’de bu kadar çaba gösterirken neden uluslararası
sözleşmelerden doğan hakkını Kandil’e el koymak için kullanmıyorsun? Ülke
güvenliğinden kim sorumlu Sayın Başbakan? Türkiye mi NATO mu?
İçişleri eski bakanlarından ve YP Genel Başkanı Sadettin Tantan’ın Başbakan’a yönelttiği sorular bunlar. Başbakan’ın doğruları söylemediğini savunan Tantan, bir başka tedirginliğini de şöyle açıklıyor: “Bize bilgiler ulaşıyor! KCK soruşturmalarıyla taşeron örgüte darbe vuran güvenlik güçleriyle birlikte, savcılar da şu anda iktidarın ‘çelişkili’ politikalarından dolayı ne yapacağını bilemez hale gelmiş durumda!” diyerek yaşananlara karşın namuslu ve yurtsever insanların bir araya gelmesi gerektiğini söylüyor.
İçişleri eski bakanlarından ve YP Genel Başkanı Sadettin Tantan’ın Başbakan’a yönelttiği sorular bunlar. Başbakan’ın doğruları söylemediğini savunan Tantan, bir başka tedirginliğini de şöyle açıklıyor: “Bize bilgiler ulaşıyor! KCK soruşturmalarıyla taşeron örgüte darbe vuran güvenlik güçleriyle birlikte, savcılar da şu anda iktidarın ‘çelişkili’ politikalarından dolayı ne yapacağını bilemez hale gelmiş durumda!” diyerek yaşananlara karşın namuslu ve yurtsever insanların bir araya gelmesi gerektiğini söylüyor.
İnternet yine tehdit
altında
BİLİŞİM uzmanı, eski milletvekili Prof. Dr.
Osman Coşkunoğlu uyarıda bulunuyor: “BM’ye bağlı Uluslararası Telekomünikasyon
Birliği’nin (ITU) düzenlediği ve 193 üye ülkenin yaklaşık 170’inin hükümetleri
düzeyinde temsil edildiği Uluslararası Telekomünikasyon Dünya Konferansı (WCIT)
3 Aralık Pazartesi günü Dubai’de başladı. Konferansın gündeminde internetin
geleceğine önemli etkileri olabilecek kararlar vardır. Bunlar internetin
düzenlenmesinde ve yönetişiminde BM’ye bağlı ITU’nun dolayısıyla hükümetlerin
yetkilendirilmesine ilişkin kararlardır. Rusya, Çin, İran, Arap Emirlikleri
gibi ülkeler, ITU’nun dolayısıyla hükümetlerin internetin düzenlenmesinde yetki
sahibi olmasını savunuyor. ABD ve AB ise şimdiki merkezi olmayan ve çok
paydaşlı yönetişimi sayesinde internetin özgür kalabildiği ve başarılı büyüdüğü
gerekçesiyle ITU’nun yetkilendirilmesine kesin olarak karşıdır.”
Hükümetin medya üzerindeki baskısının uluslararası raporlarda da teyit edildiği ülkemizde, göreceli de olsa özgür olan internetin ciddi bir yeni tehdit altında olduğunu savunurken de şöyle diyor:
UDH Bakanı Binali Yıldırım’ın danışmanı bile ‘delege’ sıfatıyla konferansa katılırken, ‘Danışman’ sıfatıyla heyette yer alan üç kişinin üçü de Türk Telekom’un sahibi olduğu AVEA çalışanlarındandır. ‘Delege’ sıfatıyla konferansa katılan 12 kişinin neredeyse yarısı olan beş isim, internetle fazla ilgisi olmayan TRT’dendir. Demokratik ülkelerde internetin paydaşları olarak görülen kullanıcılar, mühendis odaları, STK’lar ve iş dünyası konferans heyetlerinde yer alırken, bizim heyette bunlar temsil edilmemektedir.
Hükümetin medya üzerindeki baskısının uluslararası raporlarda da teyit edildiği ülkemizde, göreceli de olsa özgür olan internetin ciddi bir yeni tehdit altında olduğunu savunurken de şöyle diyor:
UDH Bakanı Binali Yıldırım’ın danışmanı bile ‘delege’ sıfatıyla konferansa katılırken, ‘Danışman’ sıfatıyla heyette yer alan üç kişinin üçü de Türk Telekom’un sahibi olduğu AVEA çalışanlarındandır. ‘Delege’ sıfatıyla konferansa katılan 12 kişinin neredeyse yarısı olan beş isim, internetle fazla ilgisi olmayan TRT’dendir. Demokratik ülkelerde internetin paydaşları olarak görülen kullanıcılar, mühendis odaları, STK’lar ve iş dünyası konferans heyetlerinde yer alırken, bizim heyette bunlar temsil edilmemektedir.