Dünya Adalet Projesi (DAP) tarafından hazırlanan yakın tarihli bir raporda, etkili bir ceza hukuku uygulamasının Bulgaristan için önemli bir sorun olmaya devam ettiği belirtiliyor.
Uluslararası STK'nın üçüncü yıllık Hukukun Üstünlüğü Endeksi 97 ülkeyi kapsayarak, onları hükümetin gücü üzerindeki sınırlamalar, yolsuzluk, güvenlik, temel haklar, açık yönetim, düzenleyici yaptırım, sivil adalet ve ceza hukuku olmak üzere sekiz alana göre sıralıyor.
Bulgaristan, ceza hukuku alanındaki küresel sıralamada Rusya, Ukrayna ve Pakistan'ın ardından 81. sırada yer alıyor.
Bölgede ceza hukuku alanında en iyi performans gösteren ülkeler, sırasıyla 29 ve 33. sırada yer alan Bosna-Hersek (BH) ve Romanya.
BH'nin sıralamadaki konumu, "suçlar etkili şekilde soruşturuluyor" (0,75) ve "ceza hukuku sistemi sanığı gerekli hukuk sürecine sokuyor" (0,70) başlıklarında aldığı yüksek puanlar sayesinde, bu faktör için olası 1.0 puan üzerinden aldığı 0,62 puanına dayanıyor.
Romanya'nın ceza hukuku faktöründeki toplam puanı ise 0,60. BH gibi, o da bu kategorideki en iyi performansını "suçlar etkili şekilde soruşturuluyor" (0,72) alt faktöründe gösteriyor. Ülkenin ikinci en yüksek puanı ise "ceza hukuku sistemi tarafsız" (0,71) başlığında veriliyor.
Yunanistan, "ceza hukuku sistemi uygunsuz hükümet nüfuzundan uzak" alt faktöründen 0,74 puan alırken, en düşük puanı olan 0,22'yi, ıslah sisteminin suç davranışlarını azaltmadaki etkinliği başlığından alıyor.
Yunanistan, ceza hukuku alanında yerleştiği 46.'lıkla sırasıyla 41 ve 42. sıradaki Makedonya ve Hırvatistan'ın arkasında, fakat Sırbistan (60.), Türkiye (71.), Arnavutluk (74.) ve Moldova'nın (75.) önünde yer alıyor.
Bulgar uzman ve analistler ülkelerinin hukuk düzeninin bu faktöründeki zayıf performansına şaşırmıyor.
Sofya'da faaliyet gösteren avukat Maya Zlateva SETimes'a verdiği demeçte, "Bunun iki önemli nedeni var." diyerek şöyle devam ediyor: "İlki, yargıçlar için mahkemelerin bağımsızlığının mutlak yetkiyle eş anlamlı hale gelmesiyle, kendilerini kutsal inek gibi görerek görevlerinin halkın çıkarına hizmet etmek olduğunu unutmaları."
"İkincisi de, tüm yargı sisteminde, gerek ceza gerekse sivil hukukta, yasaların uygulanmasında resmiyete doğru artan bir eğilim olması." diyen Zlateva, "yüksek vasıflı yargıç eksikliğine ve hakimler üzerindeki siyasi ve kurumsal baskı ve yolsuzluğa" da işaret ediyor.
Diğer uzmanlar, yargıçları zayıf yargı süreci veya ilerlemeyen dava duruşmalarından sorumlu tutacak mekanizmaların olmamasına ve mahkemeyle savcılık arasında uzun zamandır devam eden düşmanlığa dikkat çekiyor.
Sofya merkezli Demokrasi Araştırmaları Merkezi baş analistlerinden Tihomir Bezlov'a göre, Bulgar adliye sisteminin durumu "belirgin ölçüde bozulmuş" durumda.
SETimes'a konuşan Bezlov, "Mahkemelerin bağımsızlığı, mutlak güç ve bunun sonucunda da mutlak yolsuzluk yolunda bir atlama taşı görevi gördü." diyor.
Merkezi Sofya'da bulunan anket kuruluşu Alpha Research yakın tarihli bir raporunda, son yıllarda mahkemelerin imajını düzeltme yönünde gösterilen çabalara rağmen, Bulgar halkının sadece yüzde 9'unun olumlu bir değişiklik yaratıldığını düşündüğünü öne sürüyor.
Kuruluşun araştırma görevlilerinden Lyubomir Todorakov SETimes'a verdiği demeçte, "İnsanlar, yolsuzluk ve siyasi baskıya Bulgar yasa uygulama kurumları olan polis, soruşturma, savcılık ve mahkemelerin temel sorunları olarak işaret ediyor." diyor.
Sofya'da yaşayan Mila Dimitrova gibi bazı vatandaşlar, mevcut durumu iyileştirmenin tek yolunun "bir tür yargı kurulu oluşturmak veya sistemi doğrudan AB denetimi altına sokmak" olduğunu söylüyor.
Southeast European Times için Sofya'dan Svetla Dimitrova'nın haberi