Kırcaali “Arpezos” otelinin konferans salonunda “Bulgarlaştırma Sürecini Kınama Bildırısınden 1 Yıl Sonra” ana temasıyla yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirildi. Etkinlik, 11 Ocak 2012 yılı tarihinde Parlamento tarafından kabul edilen bildiri girişimcisi olan Bulgaristan Adalet Federasyonu (BAF) tarafından organize edildi.
Toplantıda resmi konuklar arasında Türkiye Cumhuriyeti Filibe Başkonsolosu Şener Cebeci, Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Başkan Yardımcısı Lütfi Mestan, HÖH Kırcaali İl Teşkilatı Başkanı ve Cebel Belediye Başkanı Bahri Ömer, Balkan Türkleri Federasyonu Başkanı Zülfeddin Hacıoğlu ve Başkan Yardımcısı Mehmet Özgür, BAL-GÖÇ Trakya Lüleburgaz Şube Başkanı, eski HÖH Milletvekili Ahmet Hüseyin, HÖH Gençlik Kolları Kırcaali İl ve İlçe teşkilatları başkanları Bayram Bayram ve Kadir Mustafov, Kırcaali İli’nden Belediye başkanları hazır bulundular. Ayrıca davetli olup da toplantıya katılamayan Bulgaristan Müslümanları Başmüftüsü Dr. Mustafa Hacı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kemal Yurtnaç, Dışişleri Bakanlığı İnsan Hakları Müdürü Dimitır Filipov, Şeref ve Hürriyet Halk Partisi Korman İsmailov, Yunanistan Parlamentosu’nda Milletvekili Ayhan Karayusuf, Avrupa Birliği Komisyonu Bulgaristan Temsilciliği Yöneticisi Maya Jelyazkova’dan gelen mektuplara değinildi. Açılışı yapan BAF Başkanı Sezgin Mümün’ün ricası üzere teşkilatın bir geleneği olarak Bulgarlaştırma süreci şehitlerinin anısına bir dakika saygı duruşunda bulunuldu. Sayın Mümün konuşmasında, “Bu forumu Kırcaali’de yapmaya karar verdik. Çünkü Bulgarlaştırma sürecine 28 yıl önce burada ve bölgede başlandı. En çok kurbanlar da burada verildi” dedi. Parlamento seçimlerinden sonra Bulgarlaştırma süreciyle ilgili soruşturmanın Askeri Savcılık tarafından tekrar yürütülmesine devam edilebileceğini kaydetti. Sayın Mümün, “Biz bu konuda Brüksel’de Avrupa Birliği komiserleri ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (PASE) temsilcileriyle onlarca görüşme yaptık. Fakat Bulgaristan’da soruşturma yapanların tanıklık etmeleri için 100 siyasi mağduru bulamadıkları ortaya çıktı. Bizler bu kişileri bulduk ve onlar savcılıkta ifade vermeye başladılar. Bulgaristan’da iktidar güçlerin bu dava konusunda dürüst davranmalarını umuyoruz. Biz intikam peşinde değiliz, sadece adaletin yerini bulmasını istiyoruz” diye vurguladı. BAF Başkanı, teşkilatında çalışan uzmanların 1984-1985 yıllarında asimilasyon sürecinde yer alan tüm kişilerin kimliği ve adresleri hakkında bilgi edindiklerini açıkladı. Bulgaristan Türklerin isimlerinin değiştirilmesi için Bulgar Komünist Partisi’nin (BKP) kadrosundan 50 000-70 000 kişinin, ordu, polis, pasaport dairelerinden memurlar ve başka kişilerin seferber edildiğini belirtti. Onların arasında Başbakan Boyko Borisov’un ismi geçmiyor, o sırada iş için Kaolinovo’ya gönderilmiştir. Her halde bu listeler elimize geçmezden önce elenmiş, Gizli İstihbarat Servisi’nde bulunan dosyalarla olduğu gibi. Fakat bizim için Bulgarlaştırma sürecinde suçluların cezalandırılması son derece önemli. Öyle ki, asimilasyon politikası için tüm Bulgar halkı değil, emirler veren belirli bir grubun suçlu olduğunu herkesin anlaması gerek” diye altını çizdi. Sezgin Mümün, birçok yüksek makamlarda bulunan kişilerin isimlerinin de davaya karışacağı için iktidarın bu davanın açılmasını kasten engellendiğini savundu. T. C. Filibe Başkonsolosu Şener Cebeci, “Bugün çok anlamlı bir vesileyle buraya toplandığımızı düşünüyorum. Bildiriyi tekrar tekrar okudum. Mesajlar gayet açık. Bu bildiri 80’li yıllarda soydaşlarımızın maruz kaldığı muameleye kısmen de olsa telafisi yönünde önemli bir adım olarak görüyoruz. Deklarasyonun kabul edilmesinde katkısı olan başta BAF Başkanı Sayın Sezgin Mümün olmak üzere tüm kesimlere teşekkür etmeyi borç olarak görüyorum” dedi. Başkonolos, Bulgaristan Türklerini eşit vatandaş olarak her türlü haklardan, AB üyeliğinin avantajlarından eşit bir şekilde yararlanmalarını istediklerini dile getirdi. Bu bağlamda sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerini önemsediklerini kaydetti. Bu tür STK’ların çoğalmasını ve güçlenmesini arzu ettiklerini ifade etti. Soydaşların demokratik haklarını kullanmaları, siyasi sürece katılmaları ve sosyal hayatın içinde olmalarını önemsediklerini kaydetti. Sayın Şener Cebeci, BAF teşkilatının kurduğu Ajans BG Medya Grubu dahilinde açılan Türkçe yayın ağırlıklı Ajans FM radyosuyla ilgili bu alanda Bulgaristan’da geri kalındığını ileri sürerek, gerek gazete, gerek radyonun iyi bir emsal olmasını dileyerek tebrik etti. Sayın Cebeci, “Umarım bu haber ajansları soydaşlarımız arasındaki dayanışmanın daha da kuvvetlenmesine fayda sağlar” diye sözlerine ekledi. Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Başkan Yardımcısı Lütfi Mestan, partinin azınlıklar ve çoğunluk arasında tamamen ve efektif eşitliğin olmasının sağlanması için konkre çözümlerle sabit bir siyasi platforma sahip olduğunu kaydetti. Lütfi Mestan, “Bulgaristan’daki azınlıkların sadece bildiriler kabul edilip, geçmişin kınanmasın değil, hala çözüm aranılan sorunların çözümü için siyasetçiler arasında anlaşma olmasına ihtiyaç duyuyor. Pazar ekonomisine dayanan demokrasiye geçiş sürecinden ancak 23 yıl sonra Parlamento Bulgarlaştırma sürecini kınamak için güç toplayabildi” diye konuştu. Onun ifadesine göre bildirinin metni açıkça azınlıklara yönelik ve konkre olarak Türklerin lehine gerçek politikalar yürütülmesini yükümlü kılıyor. Lütfi Mestan, bildirinin kabulünden 1 yıl sonra bu yönde iyi örnekler veremeyeceğini belirtti. Son günlerde HÖH partisinin sunduğu Bulgaristan Vatandaşlığı Kanunu’nda değişiklikler yapılması teklifinin Parlamento’da kabul edilmediğini örnek verdi. Sayın Mestan, “Bizler, Bulgaristan’da doğan ve herhangi bir sebeple ülkeyi terk eden vatandaşlarımızın yeniden vatandaşlık hakkına sahip olmaları çok doğal. Fakat bu teklifimiz kesinlikle reddedildi” diye sözlerine ekledi. HÖH Başkan Yardımcısı, bundan böyle partinin ve diğer insan haklarını savunan teşkilatların gizli soykırım şekillerinin aşılmasının temel görevleri olması gerektiğini kaydetti. Dobriç’ten katılan siyasi mağdur ve HÖH partisinin kurucularından Necmettin Hak, “GERB partisinden şimdiki çoğu yöneticiler, doğrudan doğruya Bulgarlaştırma sürecinde yer alan kişiler ve bu yüzden soruşturmanın devam etmesine engel yaratıyorlar. Bu kişiler demokrasi süreci için tehlikelidir. Parlamento seçimleri yaklaşıyor. Sadece GERB değil, diğer siyasi partiler de yaptıkları propagandayla etnik nefreti körükleyecek” diye uyardı. Sayın Hak, Bulgaristan’da son yıllarda gazete ve kitaplarda sık sık terörist eylemlerin HÖH partisinin devamcısı olduğu Türk Ulusal Kurtuluş Hareketi tarafından gerçekleştirildiğinin iddia edildiğini, bu gizli teşkilatın başkanı olduğunu ve programında kesinlikle silahsız mücadeleden ibaret olduğunu vurguladı. Bunu iddia eden kişilerin ispatlamalarını söyledi. Bu provokasyonlara, yalanlara son verilmesi çağrısında bulundu. Eski HÖH Milletvekili Ahmet Hüseyin, yaptığı konuşmasında BAF teşkilatının başarısını kutladı, fakat bildirinin kabulünde HÖH partisinin rolünün önemsenmemesi gerektiğini savundu. Deklarasyonun Parlamento’ya sunulmasından önce İnsan Hakları Komisyonu’nda yer alan HÖH temsilcilerinin güzel bir giriş metni olmasını teklif ettiklerini belirtti. Daha sonra Sayın Hüseyin, Bulgarlaştırma süreci esnasında uygulanan şiddete değindi. HÖH partisinin incelemelerine göre doğrudan doğruya 45 kişinin öldürüldüğünü kaydetti. Zülfeddin Hacıoğlu, bildirinin kabulünde emeği geçen herkese teşekkür etti. Sayın Hacıoğlu, “Bu bildiride siyasi bir iradenin samimiyetsizliği var. Çünkü “Vızroditelen protses” (Soya Dönüş) tabirini Todor Jivkov kullanıyordu. Bu “Soya Dönüş Süreci” değil, benim için asimilasyon sürecidir. Her platformda, her toplantıda bunu mutlaka vurgulamak zorundayız. Biz resmi toplantılarda Bulgaristan göçmeni olarak adlandırılmamızı istemiyoruz. Biz zorunlu göçe tutulmuş Bulgaristan Türkleriyiz, diyoruz” diye vurguladı. Zülfeddin Hacıoğlu, Türkiye’deki vatandaşlarımızın basında Belene nükleer santrali kurulmasına ilişkin referandumla ilgilenmediklerinden söz edildiğini, ancak bunun doğru olmadığının altını çizdi. Türkiye’de sadece Bulgaristan temsilciliklerinde sandık açılmasından ve nükleer santralin kurulmasına karşı olmalarından dolayı referandum konusunda Türkiye’deki vatandaşlarımızın sessiz bir protesto yaptıklarını ve katılmayacaklarını duyurdu. Daha sonra Zülfeddin Hacıoğlu, “Bulgaristan’da Anadili Türkçenin Okunması” başlığında bir sunum yaptı. Türkçenin okunmasında iktidarın engeller yarattığını ve 20 yıldır ders kitaplarının yenilenmediğini vurguladı. Bu konuda sadece HÖH partisinden beklemeyip sivil bir inisiyatifle hareket edilmesinin gerekli olduğunu vurguladı. Türkçenin mutlaka zorunlu bir ders olarak okutulması, Bulgaristan Eğitim Bakanlığı’nca bastırılan Türkçe ders kitaplarının 2013-2014 ders yılına yetiştirilmesi, Anadili müfettişleri tekrar göreve getirilmesinin gerekli olduğunun altını çizdi. Bahri Ömer, “Bütün Kırcaali İli’ni yöneten kişiler burada bugün. Onlar rastgele burada değil. Bu toplantıdan olumlu bir sonuç elde edilmesini istiyoruz. Sadece bildiri kabul edilmesini değil, gerçekten bir şey yapılmasını görmek istiyoruz” diye ifade etti. Önceki Türkçe ders kitaplarının basılmasında ve Plovdiv Üniversitesi’nin Kırcaali Şubesi’nde Türkçe ve daha sonra da Türkoloji Bölümü açılması için yardımcı olduklarını belirtti. Tekrar bu bölümün açılması için mücadele edeceklerini vurguladı. Bahri Ömer, “Dünya Anadili Günü yaklaşıyor. Biz bunu STK’larla da konuştuk. Okullarda Türkçe okutulmayacaksa biz çocuklarımızı okula göndermeyeceğiz. Kapatılan Türk tiyatrolarını da öyle veya böyle açacağız. Bundan sonra STK’larla el ele verip bütün haklarımızı arayacağız” diye konuştu. “Rodoplar’da Soykırım Süreçleri ve Pomakların Bugünkü Durumu” konu başlığı altında Rodoplar-Smolyan Dostluk ve Kültür Değişimi Derneği Başkanı Magdalena Zaimova ve Rodoplar’da Etnik Kültür Derneği Başkanı Salih Bozov Pomaklar’ın zorla asimile edilmelerine değindiler. Avrupa Pomak Enstitüsü’nün kurucusu ve İnsan Haklarını Koruma Komitesi Üyesi Ramadan Kehayov da aynı konu üzere konuştu. 21 Şubat 2013 tarihinde Anadili Günü vesilesiyle BAF teşkilatı tekrar Kırcaali’de konferans düzenleyecek. O zaman bildiride da yer alan Bulgaristan Türkleri ve Türkiye zorla göç ettirilen vatandaşlarımızla da ilgili sorunların çözümü için ısrar edilen imza dilekçesi başlatılacak. |
Resmiye MÜMÜN
kırcaalihaber.com
|