Bulgaristan'da, komünist rejim döneminde Türkler'e karşı girişilen zorla isim değiştirme ve göçe zorlama gibi uygulamaların izleri, yaşanan acının üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala duruyor.
Dönemin Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov'un ülkedeki Türkler'e karşı uyguladığı ırkçı politikaların sessiz tanıkları olan ve 1990 öncesinde Türklerin mezarlıklarına diktiği isimsiz mezar taşları, o dönemde yapılan zülmu bugün de gözler önüne seriyor.
Bulgaristan'da 1984-1989 yılları arasında, komünist rejim tarafından ülkedeki Türkler ve Müslümanlara karşı uygulanan asimilasyon politikası döneminde, Türklerin vefat eden yakınlarının isimlerini mezar taşlarına Türkçe yazması yasaktı.
Bu zorlama karşısında Türkler de silah zoruyla kendilerine verilen Bulgar isimlerini mezar taşlarına yazmamak için taşları isimsiz bırakıyor veya Türk isimlerinin ilk harflerini yazıyordu. İsimsiz mezar taşlarının birçoğuna, komünist rejimin yıkılmasının ardından Türk isimleri yazıldı ancak yüzlercesi tarihin kara sayfalarına tanıklık etmek için isimsiz bırakıldı. İsimsiz mezar taşları bugün hala Bulgaristan'daki Türk mezarlıklarında duruyor ve tarihe tanıklık etmeye devam ediyor.
Ülkede Türklerin en yoğun yaşadığı Kırcaali'nin bölge müftüsü Beyhan Mehmet, AA muhabirine konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, isimsiz mezar taşlarının tarihi özelliği olduğunu, bunlara yönelik Türkler arasında iki görüşün ortaya çıktığını söyledi.
Mehmet, baskıların uygulandığı dönemde mezar taşlarına yazılamayan Türk isimlerinin artık günümüzde yazılmasının isabetli olacağını düşünenler olduğu gibi ibret alınması için mezar taşlarının öyle kalmasını ve tarihe tanıklık etmesini isteyenlerin de olduğunu ifade etti.
Geçmişin iyi okunması gerektiğini belirten Mehmet, bunun kini, hased ve hırsı artırmak için değil, daha duyarlı olmak ve birlik beraberlik içinde hareket ederek hakların daha iyi savunulması için olduğunu vurguladı.
- "Bakın tarihte böylesine bir rezillik yaşandı, görün ve ibret alın"
Komünist rejim döneminde yapılan insanlık dışı uygulamaları hatırlatan Mehmet, "Ahmetler oldu İvanov, Mehmetler oldu Yordanov. Bir günde böylesi işlemler yapıldı. Camilerin kapıları kapatıldı, din adına hiç bir konuşma uygun görülmedi. Aynı baskı diğer dinlerin mensuplarına da yapıldı. Tarihi özelliği, tarihi hüviyeti olan olayların bir tanesi de tabii ki mezar taşları. Yani burada kimler yaşadı? 'Hristiyanlar yaşadı' şeklinde mezar taşlarından hareket edilebiliyor. Halbuki, oranın ahalisi, orada iskan edenler tabii ki Türk ve Müslüman asıllı" diye konuştu.
İsimsiz mezar taşları konusunda iki görüş bulunduğunu yineleyen Mehmet, şunları kaydetti:
"Burada iki görüş ortaya çıkıyor. Biri, 'gerekli değişiklikler yapılsın, mezar taşlarına karşı bizim sorumluluğumuz var. Kabrin, mevtanın Müslüman olduğunu bildirmek, ruhuna Fatiha diyerek mezar taşına bir ibare koymanın isabetli olacağını' düşünen kardeşlerimiz var. Bununla birlikte 'Bakın tarihte böylesine bir rezillik yaşandı. Görün ibret alın' diyenler var. Neden? Çünkü ecdadımız eskiden, eskimeyen sözleriyle çok güzel buyurmuşlar; Mazisi olmayanın atisi olmaz (Geçmişi olmayanın geleceği olmaz.) Dolayısıyla geçmişi iyi okumak lazım. Bu da bizim hırsımızı, kinimizi artırma yolunda değil de sadece daha duyarlı, birlik ve beraberlik içinde hareket ederek haklarımızı ve hukukumuzu savunmak zorunda olduğumuzu ifade etmemiz açısından önemli."
Türk toplumu hakkında bazıları tarafından kamuoyuna yanlış bilgiler verildiğini belirten Beyhan Mehmet, "Yanlış bilgilerle Bulgar toplumu zehirleniyor. Ama hiç bir dinadamı, hutbede ve vaazında, 'Efendim bize şöyle zulmedildi, gelin bakalım ne yapacağız' çağrıları yapmıyor bizde. Biz hep devletimizin gelişmesini arzuluyoruz. Çünkü 'devlet sevgisi imandandır' diyor Peygamber Efendimiz. Bu doğrultuda biz de Bulgaristan'da yaşayan, bu toplumun gelişmesini isteyen duyarlı Türk Müslüman vatandaşlarıyız" dedi.
Nahit Doğu, AA