Türkiye sınırından sonra Yunanistan sınırında da tel örgü tartışması

28 Mart 2016 Pazartesi |

Son günlerde ülkemizde Yunanistan’la olan sınırda çit kurulması ihtimaline ilişkin yetkililer tarafından çelişkili açıklamalar yapılıyor. Başbakan Boyko Borisov, “Bruno” tipi hafif tesisin kurulabileceğine işaret etti. Borisov’dan önce Meclis’te Savunma Bakanı Nikolay Nençev de konuya değindi ve güvenlik gerekçesi ile engelleyici tesisin uzunluğu ve yerine ilişkin ayrıntılar vermekten kaçındı. Yunanistan’la olan sınırımızda çitin kurulması olasılığına dair İçişleri Meclis Komisyonu Başkanı Tsvetan Tsvetanov’un da açıklamalarda bulunması, konunun farklı düzeyde ciddi bir şekilde görüşüldüğünü gösteriyor.
Bu açıklamalar, İçişleri Bakanlığı tarafından yakalanan yasa dışı göçmen sayısının iki kat az olduğu yönünde bilgi verilmesine denk geliyor. Geçen hafta yakalananların sayısı 68 olurken önceki hafta 144 olmuştur. Evvelki haftalarda da yakalananların sayısında düşüş kaydedildi. Bu arada geçen hafta Mülteciler Devlet Ajansının kuruluşlarını izinsiz şekilde terkedenlerin sayısı 300’ü buluyor. Oysa önceki dönemde bu sayı iki kat azdı. Bulgaristan’ın Yunanistan’la olan sınırında yılın başından bu yana yakalananların sayısı 134 olurken geçen yılın sonunda bu sayı 480 kadar oldu.
Öte yandan Yunanistan’la olan sınırımızda çitin kurulması hükümetin şimdiye kadar AB’nin iç sınırlarında bu tür tesislerin bulunmaması yönünde izlediği tutumdan geri adım atılması anlamına geliyor. Bu anlayıştan dolayı bu yılda yapılan ilk AB-Türkiye zirvesinde Bulgaristan, Vişegrad dörtlüsünün tutumunu desteklemedi. Sınırda bu türden bir tesisin kurulması, Yunanistan’ın Bulgaristan’la sınırını koruma hazırlılığı ve kabiliyetine güvenmemek anlamına da gelir. Yani sonuç, AB üyesi olmayan Türkiye’ye güven açıklamaları yapılırken hem AB, hem Schengen üyesi olan Yunanistan’a güvenmemek olur.
Bu konuda hükümet tarafından ters görüş de paylaşılır aslında. Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Rumyana Bıçvarova, Pazar günü yaptığı açıklamada Bulgaristan’ın böyle bir önlem almasını gerektiren hususların bulunmadığını ve Yunanistan’la olan sınırın AB için iç hudut olduğu ve bu hudut üzerinden göç akını riskinin gerçek olmaktan çok muhtemel olduğunu vurguladı. Bakan Bıçvarova’nın sözlerine göre Yunanistan’a güvenmemek için hiçbir gerekçenin bulunmadığını belirtirken de Bulgaristan’ın bu ülke ile göç dalgasına ilişkin sürekli temas halinde olduğunu öne sürdü.
Yapılan açıklamaların çelişkili olması asıl durum nedir sorusunu akla getiriyor.
Anlaşılan göç baskının azalması, göç dalgasının “Balkan yolu” denen eski güzegahtan Bulgaristan’a kayması yönündeki endişeleri ortadan kaldırmıyor. Başbakan Borisov, yaptığı açıklamalarda Yunanistan’la olan sınırımızda koruma tesislerinin kurulmasına karşı olduğunu, fakat insanların sınırın korunmasını beklediklerini belirtti ve Kresna kasabasının sakinlerini kastettiğine de ima etti. Kresna sakinleri, bundan kısa süre önce bölgede sığınmacı kabul ve dağıtım merkezinin kurulmasına karşı çıktılar. Bu arada insanların bu itirazları, bundan kısa süre önce Bulgaristan’ın Vişegrad dörtlüsünün Yunanistan’la sınırda çit önerilerini kabul etmemesine mani olmadı. Sofya, tutumunu şimdi neden değiştiriyor ve bu değişiklik, Yunanistan ve Makedonya ile sınır bölgelerinde jandarmanın ve askerlerin katılımı ile tatbikatların düzenlenmesi ile ve “Bezmer” havaalanının modernizasyonu ve nakil amaçlı stratejik hava araçlarının konuşlandırılmasına adapte edilmesi ile acaba alakalı mıdır? Bu sorunun cevabını önümüzdeki dönemde öğreneceğiz.
Stoimen Pavlov, Bnr