Bulgaristan da katıldı.
Baklava ve leblebinin kendilerine ait olduğunu iddia ederek, tescil
ettiren sınır komşumuz Yunanistan'dan sonra Bulgaristan da, işkembe,
paça, sucuk ve rakının tescilini almak istiyor.
Bulgaristan'ın en çok okunan gazetelerinden 24 Chasa'dan Tihomir
Tonçev imzasıyla yayımlanan makalede, "Bulgar peynirini Yunanistan'a
kaptırdık, işkembe, paça, sucuk, boza ve rakıyı kendi adımıza tescil
ettirelim" çağrısını üzerine, Türk lokantacılar tepki gösterdi.
Sayılan ürünlerin Türk mutfağına ait olduğunu vurgulayan lokantacılar,
harekete geçilerek, göz göre göre bu tatların başka ülkelerce tescil
ettirilmesine izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
Tüm Restoranlar, Lokantacılar ve Tedarikçiler Derneği (TÜRES) Başkanı
Ramazan Bingöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği'ne
üye bazı ülkelerinin, özellikle sınır komşuları Yunanistan ve
Bulgaristan'ın bu tür konularda ne yapacaklarını şaşırarak, bu tarz
işlerin peşine düştüklerini söyledi.
Bingöl, bu girişimlerde "art niyet" aranması gerektiğini ifade ederek,
şunları kaydetti: "Bu tür haberleri medyadan takip ediyoruz ama güneş
balçıkla sıvanmaz, bunlar Türk mutfağının kaç asırlık tatlarıdır. Bu
tarz girişimlerde art niyet olduğunu düşünüyorum ama bizde bize ait
olan değerlere sahip çıkmak ve belgelemek için harekete geçmeliyiz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'mız bunun önlemini alıp, bu tatları, kültür
ögelerini belgelendirip tescilini almalıdır.
Biz sahip çıkmazsak, sahip çıkmak için kapıda bekleyenler var. Bunun
önlemini alınmalı. Kendi özümüzün ürünlerine başkalarının sahip
çıkmasını önlemeliyiz. Bugün işkembe, paça, sucuk vesaire diyorlar,
yarında pastırma diyecekler, pekmez diyecekler. Bunlar biran önce Türk
damak tatları olarak tescillenmelidir, coğrafi işaretleri
alınmalıdır." Yaklaşık 20 yıldır işkembe çorbası satan Abdi Adalardan
da, işkembenin Türk mutfağına aittir olduğunu belirterek,
Bulgaristan'ın bu girişiminin başarısız olacağını söyledi.
Bulgaristan'dan Edirne'ye ziyarete gelen Bulgarların iştahla işkembe
çorbasını içerek, beğenilerini sunduklarını örnek gösteren Adalardan,
"Madem onların çorbası da, buraya gelince neden afiyetle, iştahla
bizim işkembemizi içiyorlar. (Bizim orada bu yok komşu) diyorlar.
İşkembe, Osmanlı saray mutfağından gelir" dedi.
Bir başka çorbacı Serkan Şeremet de, hem Bulgaristan'ın hem
Yunanistan'ın eksik olan kültür ögelerini Türk kültüründen tamamlamaya
çalışmasını bırakmasını önerdi.
Bulgaristan'da bu konuda neler yapılıyor?
Bulgaristan'ın şuana kadar Avrupa Birliği Coğrafi İşaret tesciline
girmiş, Gorno Oryahovitsa sucuğu bulunuyor. Medyadan yapılan çağrının
sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirmesi beklenirken, Bulgaristan
Tarım Bakanlığı'nın şuanda rakıyla ilgili tescil almak için AB
nezdinde girişimleri olduğu öğrenildi.
Türk Patent Enstitüsü'nden edinilen bilgiye göre de, Arupa Birliği'nde
Coğrafi İşaret Koruması AB nezdinde menşe adı ve mahreç işareti
korumasını konu alan coğrafi işaret tescilinin temeli, 1992 yılında
çıkan tüzüğe dayanıyor. Tüzük uyarınca coğrafi işaret koruması elde
etmek isteyen kişiler, öncelikle kendi ülkelerindeki ulusal
otoritelere başvuruda bulunmak zorunda. Ulusal otoritelerce incelenen
başvurular, ulusal bazda bir yayın, itiraz aşamasına tabi tutulmasının
ardından hakkında gerekli değerlendirme yapılan ve uygun görülen
başvurular, daha sonra AB Komisyonu'na iletiliyor. Komisyon, kendisine
iletilen başvuruları 12 ay içinde inceleyerek, uygun görülmesi halinde
AB Resmi Gazetesi'nde yayımlanması için karar alıyor.