- ANADİLİ TÜRKÇE- TÜRK KİMLİĞİNİN ÖZÜ - SEZGİN MÜMÜN-
BULGARİSTAN ADALET FEDERASYONU BAŞKANI
- BULGARİSTAN’DA AZINLIKLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE HAKKI
KORUNUYOR MU- NECMETTİN HAK- BULGARİSTAN’DA TÜRKÇE EĞİTİMİ - NURTEN REMZİ- ŞUMNU KÜLTÜR EVİ BAŞKANI
- NEDEN TÜRKÇE EĞİTİMİNE KATILIM OLMUYOR- NECLYA İSMETOVA- ÖĞRETMEN
- ANADİLİM TÜRKÇEM, GURURUM BENİM - NAZMİYE HASANOVA- ŞUMNU ÜNİVERSİTESİ EMEKLİ EĞİTİM GÖREVLİSİ
- NEDEN ANADİLİ TÜRKÇE, MECBURİ DERS PROGRAMINDA YER ALMALI -
MEHMET BEYTULLA-
ŞUMNU ÜNİVERSİTESİ EMEKLİ EĞİTİM GÖREVLİSİ VE ŞUMNU MİLLET VEKİLİ
Katılım gösterenlerin arasında öğretmen, okul ve üniversite öğrencileri,
köy muhtarları, şair, yazar, müzisyen ve sanatçılar, iş adamları, müftü, okul
müdürleri, gazeteciler, kültür dernek
başkanları ve temsilcileri vardı. Misafirlerden
Türkiye Cumhuriyeti Burgas Başkonsolosluğu’ndan Mesut Gider, herkesi selamladı. Panelde yer alanların arasında Bulgaristan
Türklerinin oy verdiği 5 partiye oy verenlerin temsilcileri var olması ve birlikte bu konuya
değinmesi aktivitenin en değerli
unsurlarından oldu. Ama ne yazık ki, parti yönetici ve liderlerin sandalyeleri
yine boştu. Şumnu valisi, Şumnu Belediye Başkanı ve eğitim görevlisi de
davet edilmişti, başka yerlerin belediye başkanları da davet edilmişti, ama
katılım gösterilmedi. Onlara oy verenler vardı, ama yine kendileri yoktu. Ne
kadar da siyaset artık yok dense de, bunları paylaşmamak eksiklik olur.
Sezgin Mümün, medyalara ve anadili günü toplantısına katılanlara şunları anlattı: ”Bulgaristan Adalet Vakfı ve Şumnu Kültür Evi Derneği çalışma ve düşüncelerine sosyal toplum kurumları ve siyasetçiler destek verdi. Bizler, bir ekip sivil toplum olarak Bulgaristan’ın her köşesinde bulunan kişileri ziyaret edip Anadilimiz Türkçenin Türk özü olduğunu ve Eylül 2013 yeni ders yılında 50-80bin çocuk okula getirmek için milli kampanyaya başlamaktayız.
Maalesef bugün de Bulgaristan’da hala azınlıklar nefreti var olmaktadır. Bizler, bir Bulgaristan vatandaşı olarak, Bulgar ve Türk milliyetçiliğinden farklıyız ve onların düşüncelerine katılmıyoruz. Bizler, devletimizi, memleketimizi seviyoruz ve onun yöneticileri, bize eşit davranmasını istiyoruz. Bugün siyasi durum çok karışık, ama bir sonraki yönetimde bulunan tüm partilere isteklerimizi ileteceğiz. Bulgaristan ve Avrupa kanunlarına göre her birimiz, anadilini bilmeye ve öğrenmeye hakkı var. Ayrıca anadilini bilmeyen kişiler, kanıtlanmış bir şeydir, başka dil öğrenmekte zorluk çekiyor. Anadilimizi öğrenme isteğimizle Bulgaristan’da azınlıklar gerginliği çıkarma taraftarı değiliz. Ayrıca anadilimizin eğitimi ile ilgili milli çapta bir anket hazırlıklarımızı yapmaya başladık. Anadili eğitimi ile ilgili halkımızın gerçek düşüncelerini almak istiyoruz. Bir de, Türk dil ve edebiyatı bölümünü bitiren öğretmenlerimizin uygun çalışma şartları yok, 20 yıldan fazla ders kitapları yok. Bulgaristan parlamentosundan isteğimiz var- Anadilimizin problemeleri ile ilgili çözüm aramak ve neticelere varmak. Bizler, sosyal toplum kuruluşları olarak bütün partilere Anadili günü kutlaması ile ilgili davetiye gönderdik. Şahsen ben, HÖH partinin Başkanı Lütfi Mestan’a devetiye ve hazırladığımız deklarasyonu verdim ve iki millet vekili bizim toplantıya katılacağını söz verdi. Şumnu Millet Vekili Çetin Kazak ve Eski Cuma Millet Vekili Erdoğan Ahmet net bir şekilde katılacaklarını bana söyledi. Bulgaristan’da olgunlaşmamış siyasi kurumlar var. Türkçe eğitimi ile ilgili çok eksiklikler ve sıkıntılar var. Bulgaristan eğitiminde başka hiç bir dersten 20 yıllık ders kitabı yoktur. Ve buna benzer çok örnekler verebiliriz. Bu problemlere ilgi gösterilmesi için bugünkü faaliyetimize benzeyen daha çok faaliyet yapılması şarttır. Boşlukta kalan bazı yerlerde sivil toplum kurumları kurma çabanlarında bulunmalıyız.”
Necmeddin Hak, “ Anadili Türkçe konusu Bulgaristan’da çok önemli bir konudur. 1991 yılında yeni anayasa kabul edildi. Ona göre ülkemizde milli azınlıklar yok. Ama bu gerçek mi? Bizde azınlıklar var mı, yok mu? Sıkıntılar oradan başlıyor işte. Devletimiz anadili eğitimi, etnik kültürleri için hiç bir guruş ayırmıyor. Ama Bulgaristan dışında oturan Bulgar çocukların Bulgarca öğrenmesi için maddi destekler veriliyor. Bizler, bu ülkede doğmuşuz, bizler, bu ülkede oturuyoruz, bizler, bu ülkemiz için herşey veriyoruz. Bu durumda bizlere aynı ilgi var mı? 140 yıla yakın uğraqşılardan sonra bizlerden Bulgar yapamadılar. Bunun yapılması doğal olmadığından dolayı, gelin, el ele verelim. Sizce bu ülkede demokrasi var mı? Gerçek demokrasi için konuşan var mı? Bulgaristan’da siyasi kurumların olgunlaşmaları, ne zaman başlar ve ne zaman biter bilen yok. Bulgaristan’da insan hakları konusu, hiç bir partiden gündeme getirilmedi. Bugün dyi emokrasiyi yaşıyoruz, ama Komunist dönemin yok ettiği hiç bir hakkı, hiç bir şeyi geri alamadık. Anayasa hatalıydı, hala da bu hatalı Anayasa üzerinden kimse bahsetmiyor. Maalesef Bulgaristan’da hiç bir partinin milletin kimliği yok, milletin sesi yok. Bakın, insan haklarının problemlerini çözme konusunda herhangi biri uğraşmıyorsa, bizler bugünkü olan sıkıntıdan çıkamayız.”
Nurten Remzi,” Bizler, bu işe koyulmakla, anadili eğitimi sıkıntılarını giderme çalışmalarımızla birlikte tamamen tarafsız çalışmalarımız başladı. Çok önemli, belki de tarihi bir özelliği taşıyan bir döneme adım attığımıza inanıyoruz. Oy verdiğimiz 5 parti liderlerimizin katılmaması yeni bir olay değil. 20 yıldan fazla Şumnu Kültür Evi faaliyetlerinde hiç bir zaman yer almadılar, hiç bir zaman ilgi göstermediler, gençlerimizin çalışmalarını her zaman küçümsediler veya gençlere aktivite yapıyoruz diye gösteriş yaparken, bizim gibi çok aktiv kurumlarla çalışmadılar. Çalışma felsefemi anlayaman bazı meslektaşlarımız yalnız çalıştığımı konuştular. Evet, ben yalnız çalıştığımdan dolayı gururluyum, çünkü Türk kültürümüzle ilgili birçok ilkleri yapmış oldum. Amaaa...kocaman bir aması var. Ama ben eminim ki, yalnız çalışmadım. Siyaset ve olgunlaşmamış, tecrübesiz dernek liderleri gelmese de, halk benimle olduğunu, binlerce anne ve babalar çocuklarını göndererek beni desteklediğini biliyorum ve eminim. Artık sosyal toplum kurumların çalışma zamanı geldi. Artık tamamen tarafsız çalışmalara hız verme zamanı geldi. Şimdiye kadar siyasetçilere ihtiyacımız vardı, ama artık onların bize ihtiyacı olacak zamanı geldi. Bu bizim anadili problemimiz de bu tarzda çözülecek. Artık tabela kurum ve derneklerin ve tabela birliklerin zamanı geçti. Artık gerçek birliği kurarak çözüm bulacağız. Bu panelimizde bizler, her meslekten, her yaştan ve her sosyal gruptan olan kişilerin düşüncelerini dinlemeye hazırız, her dernek ve partiyle çalışmaya kararlıyız, her parti yöneticileriyle iletişimde bulunma taraftarıyız. Önemlisi olan, Anadili ve başka sorunlarımızı çözmektir. Ben, geçmişte bir öğretmen olup eğitim özelliklerini bilen bir kişi olarak , Bulgaristan’da azınlıkların anadilini öğrenmek ve korumak konusunda bazı kişi ve ekipler program yaparken, uzman olmadıklarını görüyoruz, azınlıkların eğitim haklarını ve ihtiyaçlarını bilmediklerini görüyoruz. Türkçe eğitimi programı, seçmeli ders olarak uygun olmadığını görüyoruz ve yaşıyoruz. Bizlere o hak, anadilimizi öğrenme hakkı, sadece bizlere veriliyor denecek kadar verilmiştir. Sözü alan öğretmenlerimiz ayrıntıları anlatacak. Bizler, tüm partilerin ve tüm koyu milliyetçilerin negativlerini aşarak, onlarla yüz yüze konuşarak, bu devletin bir eşit vatandaşı olarak, anadilimizi, Türkçemizi daha doğal, daha kolay, daha uygun ve daha insanca öğrenmek istiyoruz, çocuklarımızın öğrenmesini istiyoruz. Eğer bizde bu sıkıntı yoksa ben kendimi bildim bileli gündemde olur muydu? Bulgaristan’da anadilimizi öğrenmek için sadece ders kitapları gerekmiyor. Gazete, dergi, kitap basımı, radyo, televizyon, kurslar da gerekiyor. Mozaik drgisi ile ilgili bana şahsen çok baskı yapıldı. Neden, Türkçe olmasıdır. Okuyanlar biliyor, onda diğer azınlıkların da bayram, tören ve şölenlerine yer ayırılıyordu. Eğer Mozaik dergisi İngilizce veya Rusça, veya Almanca olsaydı, acaba neden bu dilde bu dergiyi çıkarıyorsun sorusu olur muydu? Şundan da kalın çizgiyle bahsediyoruz, Bulgaristan’da anadilini öğrenme hakkı, hele de Türkçe öğrenme hakkı verilmiyor, o isteniyor, onun istemesini şimdiye kadar kimse bilemedi. Bizler istemesini bilmeliyiz. Şimdiye kadar yaptığımız gibi sadece gülücükle değil, artık daha prensipli bir şekilde, gerekirse, daha sert bir şekilde istemesini öğrenmeliyiz ve bilmeliyiz. Daha olgun insanlar ve kurum yöneticileri olarak bunları çözmek için elimizden ne gerekiyorsa yapmalıyız, birlikte, saygıyla ve sabırla yapmalıyız.
Uzun tecrübeli olan emekli Şumnu üniversitesi görevlisi Nazmiye Hasanova edebiyattan bol bol örnekler vererek Anadilim Türkçem, Gururum Benim adını taşıyan sunumuyla herkesi çok etkiledi.
Emekli Millet Vekili ve Şumnu Üniversitesi görevlisi Mehmet Beytulla, neden Türkçe zorunlu ders programında yer almalı konusu taşıyan sunumunu yaparken parlamentoya yıllar önce Türkçe eğitimi ile program verdiğini, ama red edildiğini anlattı.
Sunum yapanların arasında olan öğretmen Neclya İsmetova medyaların”Neden buradasın?” sorusuna çok anlamlı cevap verdi:”Buradayım, çünkü Türkçe bilmiyorum. Türkçe öğrenemedim, öğrenmek istiyorum.”
Bulgaristan’ın her yerinden gelenler, Türkçemizi yaşatmak ve genç nesillere aktarmak isteği ile böyle bir umutla ayrıldı.