Rafet Ulutürk |
Çünkü Sn Kasım DAL HÖH’den ayrılması ile HÖH yönetimine karşı çok sert ve sivri söylemleri ile gündeme oturmuş ve daha o zamanlar yeni bir siyasi oluşuma ihtiyaç olduğunu ve bu anlamda elinden geleni yapacağını dile getirmişti. Siyasi anlamda bu çıkış, zamanlama olarak hiç de kötü değildi çok olumlu rüzgârları arkasına alabilirdi –yer, zaman, mekan ve parti yöneticilerinden memnun olmayan bir oy kitlesi. Daha da açarsak yerel seçimlere ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bir yıl kalmış, Parti yönetiminde kriz oluşmuş ve en önemlisi de kesin oy deposu olarak bilinen kitlede memnuniyetsizlik hâkim olmuş bir havanın doruğa ulaşması.
Sn. Kasım Dal’ın bu yeni parti “yem”ine atlayanlar olmadı değil. Merkezi Bursa’da bulunan Bal-Göç dernek başkanı Sn. Yüksel Özkan kesinlikle yeni bir parti kurulmasına karşı olduklarını açıkladı. Aynı şekilde merkezi Edirne’de olan Trakya Balkan Federasyonu başkanı ve merkezi Sofya’da bulunan Adalet Federasyonu Başkanı yeni parti kurulmasına karşı olduklarını açıkladılar. Sadece Bursa merkezli BAHAD Derneği başkanı yeni partiye destek vereceklerini dile getirdi.
Konuyla ilgili merkezi İstanbul’da bulunan Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği (Bultürk) yönetim kurulunun fikir ve görüşleri merak ediliyorsa spekülasyonların önünü kesmek ve bunlara fırsat vermeden resmi olarak konuya açıklık getirmek istedik.
İlk olarak konuya ciddi yaklaşmak ve görüş belirtmek için yeterince bilgi, belge ve şeffaflık olmadığının altını çizmek isteriz.
Partinin kurucuları kimlerdir?
Program ve tüzüğünün içeriği nedir ve amacı ne?
Yönetimdekiler geçmişi temiz, tecrübeli ve güven veren birileri midir?
Bu konular kamu ile şeffaf bir şekilde paylaşılacak ki ciddiyet kazansın ve ilgilenen siyasetçi, yorumcu, STK kuruluşları v.s tarafından yoğru, değerlendirilip kayda değer analizler görüşler ortaya konulsun. Sn K.DAL gerçekten ciddi siyasi hamleler düşünüyorsa ve kendisini ciddiye alınmasını istiyorsa olaylara biraz daha profesyonel yaklaşması gerektiğini düşünüyoruz.
Bilindiği gibi 20 yıldır aktif olarak Bulgaristan siyasi arenasında milletvekili olarak görev almaktadır. HÖH’ de örgütlerden sorumlu Başkan Yardımcısı olarak uzun yıllar görev alırken, üç dönem de iktidarın bir parçası idi çünkü HÖH iktidar ortağı idi.
Bu uzunca dönem içerisinde Türkiye Cumhuriyeti ve Bulgaristan’da yaşayan kendi soydaşlarının menfaatlerini korumak adına şahsen hangi faaliyetler de bulunmuştur ve bu hususta meclise kaç önerge verme teşebbüsünde bulunmuştur?
Burada bir parantez açıp eski (DC) ajanlarının isimlerin açıklanmaması için Kasim DAL Bulgaristan Parlamentosuna bir önerge sunmuştu.
Evet, o zamanlar HÖH yönetimi Sn Dal’ın böyle girişimlerine engel olmuş olabilir fakat HÖH’ den ayrıldığı son dönem içerisinde hangi siyasi aktiviteleri ile övünebilir?
Artık bir buçuk yıldan bu yana kendisi bağımsız milletvekilidir, şu an önünde nasıl bir engeller vardır ki 20 yıldır kayıtsız şartsız bir dava uğuruna oy veren yüz binlerce insanımızın yaşam koşullarını iyileştirme, haklarını koruma adına yine bir önerge sunamıyor.
Kabul edilip edilmemesi ayrı bir konudur fakat bu hamleleri ile kendi düşüncelerini, planlarını, programlarını kamu ile paylaşmış olacaktı. Daha da ötesi davası uğruna bir çabası olduğunu sergilemiş olacaktı, tabii ki varsa bir davası.
Bulgaristan Parlamentosunda görev alan Türk milletvekillerinin duruş sergilemesinde değerlendirmeye alınacak en hassas husus hatta doruk noktası “Soya dönüş kampanyasını” kınama önergesinde takındıkları tavır olmuştur. Sn İvan Kostov’un sunup GERB çoğunluğu sayesinde de kabul edilen bu önerge için Sn Kasım DAL “evet” mi demiştir “hayır” mı, yoksa Parlamento binasında bulunmasına rağmen OY KULLANMAMIŞ MIDIR?
Gelecek planları ile ilgili kimlerle ciddi siyasi görüşme ve müzakereler yapmıştır? Yaptıysa da kimler ile - HÖH’den ihraç edilmiş eski siyasetçiler, HÖH de kabul bulmayan yeni genç aydınlar, dernek, federasyon, konfederasyon v.s. temsilcileri ile mi?
Sanki sefil, iki yakasını bir araya getiremeyen insanlara gösteriş olsun diye kurulan çilingir sofralarını ve çevirme partilerini hariç tutuyoruz, bunlara diyeceğimiz söz yok.
Yoksa bu “siyasi görüşmeler” facebook, internet medyası veya biraz para verip her hangi bir gazetede çıkan yazılardan mı ibaret?
Diğer muhalif düşünen güçlerle arası nasıl?
Onlarla görüşüyor konuşuyor mu?
Davetlere karşılık veriyor mu?
Sorular sonsuza dek devam edebilir fakat son olarak Sn Kasım Dal’a sormak istiyoruz Türkiye Cumhuriyetindeki STK’lar ve Bulgaristan da ki mağdur TÜRK seçmenleri hala arkasında olduklarını düşünüyor mu?
Toparlar ve kendi analizimizi yaparsak kamu ile aşağıdaki görüşlerimizi paylaşmak isteriz.
- Bir partide 20 yıl örgütlerden sorunlu Başkan yardımcılığı yapıp partiden ayrıldıktan sonra hiçbir tane il,ilçe veya yerel yönetim peşinizden gelmez ise, bunun üzerine söylenecek bir şey yoktur ve olamaz .
- 2011 Yerel seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri için her iki ülkenin (Türkiye ve Bulgaristan) iktidar liderleri yeşil ışık yakmışken, seçimlerde halter tabiri ile “sıfır” çekmesi, yorum yapılmasına bile gerek bırakmamıştır.
- Seçimlerde genel stratejin “denenmiş atlar” (HÖH’ün sildiği kadrolar) olursa hüsranı önceden kabul etmen gerekir.
- Ne yazık ki bunların hepsi senaryosu önceden yazılmış ve şartları da önceden belirlenmiş ve kabul edilmiş maddi çıkar gözeten bir oyuna benziyor.
Limanını bilmeyen bir gemiye hiçbir rüzgârın faydası yoktur.
Davası olmayan insanın gelecek ile ilgili görüşü olamaz ve her hamlesinde kararsızlığının bir yenisini sergilemiş olur.
Hayat felsefesinde iki ileri bir geri emin adımlarla ileri demektir.
Fakat bir ileri bir geri tam manası ile yerinde saymaktır.
BULTÜRK DERNEĞİ