Mümin Topçu
Bultürk derneği İstanbul menşeli bir derneğimizdir. Yöneticileri yeni
ve genç kuşağın temsilcilerinden ibaret,aralarında ceket önü
ilikleyenlerden yok.Kendilerini yakından tanırım.Genelde özel
görüşmelerimizde onları durmadan tenkit ederim,çünkü beklentilerimiz
büyüktür.Her ayrılmamızda bana küs ve kanatları kırık kalırlar,fakat
yine de saygıda kusur etmezler.Bultük yeni yol ve arayışlar içinde
kıvranmaktadır.Özgür ve bağımsız çalışmayı tercih ederler.Bazen köhne
zihniyetli Valilik makamı temsilcisine ayak diretirler,ya da gidip
iktidar partisinin il başkanından hesap sorarlar.Yasaklanmış bir
etkinliklerini bile gerçekleştirmekten vazgeçmezler.Ara sıra, şafak
vaktindeTaksim meydanına çöreklenirler ve bayrak açarlar.Geçenlerde
onları Sofya elçiliğimizin kapısından girerken gördüm...
Mümin abi,pek bilgiçsin, ama,gel de beraber yürüyelim bu yolda,diye
takılırlar bana.Haklılar da!Çünkü beş on aktivist ile bu işler çok
zor yürütülüyor.Milyondan fazla Bulgaristan kökenli kardeşimiz
yaşamaktatır bu megapoliste,fakat Bultiürk gibi(bu arada diğer
derneklerimizi de unutmuyorum) genç ve küçük bir kuruluştan dev
buzdağlarını eritme beklentisine kapılmak çok yanlıştır.Bizler
topyekün kendimizden davamız için neler veriyoruz ki?Dernekçilerimizin
bizlere diyet borcu mu vardır?Aynı zamanda büyük ve uyuyan camiamızın
kanını depreştirmekte,onu uyandırmaktaki görev belki de yine
dernekçilerimize düşmektedir.Aradaki kopukluk yok edilmeli.
Bultürkçüler sesini duyurmak için bir çok sivri ve aykırı çıkış
yaptılar.Bunların bazıları yoğun takdir topladı,diğerleri ise sert
tenkit.Çuvaldızın iğneleri bazen kendilerine de batabiliyor,fakat ağrı
ve sızıntısız olmuyor işte.Siyasetle adeta iç içeler,buna biraz fazla
yeğeliyorlar.Bu anlamda belki bizim artık STK'ya ihtiyacımız yok ve
siyasi oluşumlara gitmemiz gerekiyor.Son açıklamalarını
okuduk.Totalitarizmin uzantısı olan DPS yönetimine bayrak açan Kasım
Dal ve çevresindekileri tenkit ediyorlar.Sonuçta Bulgaristan'da
Türkler arasında bir keşmekeş var ortada.Oy depomuzu Doğan ve yakın
çevresini zenginlikler içinde boğulmaları için konsume
etmekteyiz,kendimizi ise katıksız kuru ekmeğe mahküm etmekteyiz.Dolar
milyonerlerinin bizlere hizmet etmediği aşıkar.Dal'dan önce de
memleketimizde organize edilmemiş DPS muhalefeti vardı,fakat Dal'ın
tavır değiştirmesinle yeni bir umut doğmuştu.Doğan'ın sofrasından
ayrılan birisini kolayca kabullenemezdik,fakat totalitarizm uşak ve
yalakalarını hep beraber yok edebilme şansı doğumuştu.Bugün bütün
gözler Kasım Dal'da!Bu durum tasvip edilemez!Bizlerin yüzlerce
isyancıya ihtiyacımız var.Bultürk Kasım Dal'ı yok mu sayıyor,ya da
kendisinden ümit mi kesmiş.Kasım Dal İstanbul'a sıkça gelir.Acaba
kendisi Bultürk'ün kapısını çalmışmıdır,ya da Bultürkçüler Sofaya'da
Dal'ın acı bir kahvesini içmişlermidir.Buyuz işte
biz!Darmadağın!Bazılarından hiç bir beklentimiz yok,ama Boğaz
kıyılarında büyük ve anlamlı protokoller imzalıyorlar,diğerleri lüks
yatlarında baldır bacak okşamkta.Karagözler'deki gariban Hüsmen dayım
ise tütün tarlasında katranlı parmaklarla tuza banıp soğan ekmekle
idame etmektedir - helva veya marmelad almaya parası bile yok...Dal'ı
tenkit etmekle başkasının ekmeğinin üzerine şoko migo sürülmüyor
mu.Dal'ı yok etmemizle bütün muhalefet güclerini mi yok edelim.Aynı
hamama,aynı tasa bıktık!Şimdi ne yapmamız gerekiyor.Siyasi arenadaki
antidoganistler hangi mücadele yolunu seçecekler.Bultürk bir muhalefet
temsilcisini tenkit ediyor,fakat yeni bir yol haritası
çizemiyor.Aksini söyleyecek var mı...